KENDİ DEVLETİMİZİ KURDUK AMA, BELLİ Kİ BİRİLERİ SEMİRSİN DİYE. ÇOCUKLARIMIZ VE ÖĞRETMENLERİMİZ BUGÜN ÇADIRDA

TOPLUMSAL KALKINMA, GÜÇLÜ ALT YAPI, KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURMA, KOCA BİR HİKAYE, SONUÇ: ÇADIR

Okullarımızda bir bir çadır sınıflar kurulmaya devam ediyor. Namık Kemal Lisesi’nin ardından, Cumhuriyet Lisesi ve Karakol İlkokulu da çadır sınıflarla donatıldı. Çocuklarımız uzun bir süre çadır sınıflarda okumaya devam edecek. Bu belirsizliğin ortadan kalkacağı zamanı bilmiyoruz

Sorun da budur… Ne kadar zaman? Mağusa’da özel bir şahıs tarafından devlete bağışlanacak Yonpaş Lisesi bitmek üzeredir. NKL, haliyle kısa bir süre sonra oraya taşınacaktır. Peki ya Cumhuriyet Lisesi? Karakol İlkokulu? Öğrencilerin öndeki planı bilme hakkı var

Hükümetin önünde bir iş planı yok. Bağışçılar var, ama kamunun kaynağı yok. Toplumsal Dayanışma Platformu, ciddi bir kaynakla Türkiye’deki depremzedelerin yanında oldu. O kaynakla şimdi de yeni okul ve okul tamiri için zemin yaratılmaya çalışılıyor

Toplumsal bir fikir birliği var. Bu okullarla devam edilemez. Ama bir katkı yapmak ya da altını çizmek istediğim bir husus var. Biz okulları sadece derslikten ibaret sanıyoruz. Değildir. Oyun alanları, kütüphane, laboratuvar, spor salonu komple bir okul için ideal olandır

Bir çok okulu, mesai saatleri dışında da yaşayan bir bina haline getirebiliriz. Yapamadık. Olmadı. Var olan da yıkıldı, çatladı, eskidi, olduğu yerde çürüdü. Kafamızı kaldırıp bakmadık. Türkiye’deki deprem sonrasında ise aydınlandık. Şimdi, nerde bir büyük çadır var, sınıf oldu

Çadır sınıflar ders için uygun. Ancak, iklim? Koku? Sıcaklık? Psikolojik olarak yaratacağı etki? Hepsine detaylı bakmak gerekiyor. Gördüğüm kadarı ile öğretmenlerin ve öğretmen sendikalarının çadır sınıflara itirazı yok. Var, ama yok. Bu süreçte gerekli katkıyı koyacaklar…

Ancak, hükümetin de ortaya bir yol haritası koyması gerekiyor. Tartıştığımız okul sayısı 5’i geçmez. Önce NKL, Cumhuriyet, Karakol okullarına kaynak yaratacağız. Haspolat Tüfekçi LTD, Yeniboğaziçi Tekin Atlı tarafından tamamlanacak zaten…

İşin tartışılan tarafı devlette… Kesinti yapılsın da bir kaynak yaratılsın falan. Hiç sanmam. Eğer bir iş gönüllü olmazsa, yaralayıcı olur. Esas kamuda tartışmamız gereken “kaynak” başkadır. İnsandır, verimliliktir, boşa ödenen maaşlardır, israftır, izaz- ikram kalemlerinin, ihalelerdir

Bunca yıllık mücadele, siyasi kavgalar, demokrasiye geçiş, çok partili sistem, çağdaş, laik toplum falan derken geldiğimiz durum bu. Maalesef. Büyük bir hasar, korkunç bir mali destek ihtiyacı var. Bunun altından toplum olarak kalkmak zorundayız.

Halen daha, “Külliye bütçesi ile okul yapın” diyenler var. Ne rahatlık… Ya kendimizi anlatamadık, ya da gerçekten topu taca atma çabası var. Külliye parası ile gelinen aşamada “okul” istemek, Türkiye’de ders yapacak çadır da bulamayan çocuklara da haksızlık