GAZI ALINMAYAN UBP’NİN NE KENDİNE NE TOPLUMA HAYRI OLMAYACAK. SAKAT OLAN DURUM ŞU Kİ, BUNCA KAVGAYA RAĞMEN KİTLE ORADA, 24 VEKİLLE UBP İKTİDARIN BÜYÜK ORTAĞI

HEM PARTİ İÇİ OTORİTE, HEM HÜKÜMET İÇİN KÜÇÜK ORTAKLARA YÖNELİK KONTROL KAYBEDİLMİŞ DURUMDA. BU DURUMDA ZARARI HALK GÖRMEKTE, YATIRIMCI BÜYÜK ACI ÇEKMEKTE

Ulusal Birlik Partisi içerisinde, demokratik olmayan yaklaşımlarla geldiğimiz bu noktada, maalesef ortaya sakat bir tablo çıkıyor. Kurultayın belirlemediği sonuçlarla oluşan parti liderliği, orada kalma adına ciddi zaaf gösteriyor, sonucunda da vatandaş adına ciddi sıkıntılar yaşanıyor

UBP, iktidar. 24 milletvekili var. İçinden geçilen bu zor dönemde, toplumla kucaklaşması, bütünleşmesi gereken parti UBP. Ama gelin görün ki kendi içerisindeki kavgalar nedeniyle, kendine hayrı yok, topluma nasıl hayrı olsun…

İki gün önce yine kabine değişimi oldu. Giden bakanlar “sitem dolu açıklamalarla” veda ederken, gelen bakanlar da, “küçük bir çocuğun en büyük arzusunu yerine getirdiği” havasındaydı. Sosyal medya paylaşımları, yaklaşımlar, açıklamalar, gerçekten evlere şenlik. Sanırsın iktidar partisi değişti

UBP kulislerinde konuşulanlar net. Bir taraftan Hasan Taçoy- Kutu Evren- Faiz Sucuoğlu kurultay ateşini fitillerken, kurultaysız, anti- demokratik bir şekilde parti başkanı olan Ünal Üstel de devlet olanaklarını kullanarak güçlenmeye devam ediyor

Daha beş ay önce göreve getirilen isimler neden görevden alınır ki? Özellikle; Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ mesela? O da Girrne milletvekili ve çalışkan. Alişan Şan ne yapmış olabilir? Ziya Öztürkler nerede yanlış yapmış, yetersiz kalmış olabilir?

UBP içi kulislere göre, bir süre önce Başbakan tarafından meclis grup toplantısında söylenen, “Bazı bakanlar benimle değil, büyükelçi ile daha yakın çalışıyor. Benim talimatlarımı değil, Büyükelçinin talimatlarını yerine getiriyor” (Başbakan tarafından yalanlanmadı) sürecinin devamı bu

Üstelik hatırlayın, Başbakan Büyükelçiliğe gidip, fotoğraf vermek, “Sorun yok” demek zorunda kalmıştı. Oysa, hem kabinede değişen isimler, hem de yaşananlar, üstelik de yalanlanmayan olaylar nedeniyle Başbakanla Büyükelçi arasında bir sorun olduğu da muhakkak

Bir film setinde, sürekli değişen UBP için oyunları izleyip duruyoruz. Küçük ortakları durur mu? Kimle görüşüp, neler yaptıkları ayan- beyan ortada. DP de, YDP de ihale takipçisi haline geldiler. Bu tabloda UBP liderliğinin iktidarda kalma adına verdiği tavizler gözle görülüyor, maşallah elle de tutuluyor

Oysa memleket ne durumda? Tartışmamız gereken bunlar mı? Değil tabi ki. Türk Lirası hızla değer kaybetmeye devam ederken, bu adadaki geleceğimiz yok oluyor. Adli olaylar, kontrolsüz Türkiye, Türkmenistan, Rusya, Ukrayna ve İran’dan kontrolsüz nüfus akışı devam ediyor

Afrika ülkelerinden gelişlere bir set çekilse de, ada içerisinde kaçak başta Nijeryalı olmak üzere, on binlerce insan var. Hem kara para işleri onların kontrolünde, hem insan olarak da sömürülen onlar. Bizim çok ciddi insan hakkı ihlali ve kara para trafiği sorunlarımız da birikti…

Ve, beklemediğimiz bir anda kaybettik Süleyman Ergüçlü abimizi. Bizim abimizdi. Hele, 1990’lı yılların sonu, 2000’li yılların ilk yarısında KIBRIS Gazetesi’nde çalışan erkesin abisiydi. Dün, bu ölüm haberi için erken bir gündü; yokluğuna alışmak ise kolay olmayacak

Süleyman abi, kolay bir hayat yaşamadı. Babasını erken kaybetti, yokluk içerisinde büyüdü, kendi şansını var etti, basın camiasında önemli bir kariyer yolu yürüdü. Sağlık sorunları erken başladı ama bir gün veda edeceğini bile bile her gününü dolu dolu yaşadı

Tatilinden yeni dönmüştü. Büyük Han’ı ihmal etmedi. BugaBuga’da dostları ile akşamüstü eziyetine devam etti. Evine geldi, akşam yatağına yattı… Sabah da veda haberini aldık. Ayakta öldü Süleyman abi, tam da kendisinin de istediği gibi… Çok özleyeceğiz çok…