Keşke bakan belirlerken şu 'dengeler' meselesi ağır basmasa…
21/02/2022
Ali Baturay
Vatandaşlarımız, hükümet kurma çalışmaları ile bakanların belirlenmesine “magazin” muamelesi yapıyor.
Hükümetin kurulması ve kabinede yer alacak isimlerin belirlenmesi tatlı habercikler olarak yer alıyor medyada ve hayli de ilgi görüyor.
Bugünkü mesele değil bu, yıllardır böyle… Hep benzer şeyler yaşanıyor.
İsterseniz biraz geriye dönün ve bugünküne benzer süreçleri gözünüzün önüne getirin.
Önce tatlı magazin şeklinde başlayan hükümet kurma, bakan isimleri belirleme işleri, göreve gelenlerin gerçeklerle yüzleşmesiyle başka bir şeye dönüşüyor.
Seçim süreçlerinde verilen sözler tutulamıyor; ne kronik sorunlar çözülebiliyor ne yeni açılımlar yapılabiliyor.
Hükümetler yıllardır kısır bir döngü içinde debelenip duruyor, günlük işlerle uğraşıyor ama onları yerine getirmekte de zorlanıyor, normal yükümlülüklerini yerine getirmek, kamu maaşlarını ödemek için uğraşıp durarak zamanını dolduruyor.
Evet bazı hükümetler, zaman zaman bir şeyler yapmaya çalışıyor, birkaç yasa, birkaç değişiklik falan da yapıyor ama bu ülkenin ihtiyacı olan açılımlar, dönüşümler bir türlü yapılamıyor.
Hatta zaman zaman normal yükümlülüklerini bile yerine getiremiyorlar; işin acı tarafı, ülke daha iyiye gideceğine hep daha kötüye gidiyor.
Yani diyeceğim o ki; hükümet kurmak, bakanları belirlemek, magazine dönüştürülemeyecek kadar ciddi bir iştir, ülkeyi yönetecek isimler belirleniyor çünkü… Magazin bitmeli, artık icraat yapma zamanı…
Soruyorlar bize, Sucuoğlu Hükümeti’nin kabinesini, yani bakanları nasıl bulduk, doğru seçim yapıldı mı diye…
Ne diyeyim ki? Yalnızca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu daha önce bakanlık yapmadı.
Hasipoğlu’nun dışındaki bakanların tümünü de tanıyorsunuz… Neler yaptıklarını, gördünüz, biliyorsunuz. Bana niye soruyorsunuz ki?
Elbette; “kişilerden daha çok hükümetin genel politikası, belirleyeceği yol haritasıdır önemli olan” diyebilirsiniz…
Tabii ki bunlar önemlidir, ayrıca Başbakanın kabineye hâkim olabilmesinin de önemi vardır, ancak kişiler de önemlidir.
Bazı kişilerin önceden yaptığı ortadayken “şak” diye değişmeleri mümkün müdür?
Toplum faydasına olan işlerden daha çok işi kişiselliğe, “yeniden nasıl seçim kazanırım” gailesiyle yaptığı partizanlıklara baktığınızda, o kişilerin değişeceğini mi sanıyorsunuz?
Aralarında farklı bakanlıklarda görev alanlar var; her bakanlıkta neler yaptıkları ortada.
Ben artık ne diyebilirim ki? Dengeler gözetilerek oluşturulmuş bir bakanlar kurulu olduğunu anlamak zor değil…
Aralarında başarısız olanlar, bakanlığında hiçbir fark yaratamayanlar var ama yeniden bakanlık aldılar…
Partilerin bu “dengeler” meselesini ben doğru bulmuyorum… Dengeler değil, gerçekler önemlidir bence… Gerçekçi olmak lazım, yapabilecek kişiler görev almalı, başarısızlığı tescillenmiş kişilerin yerine yeni isimler gelmeli.
Yani kişilere bakıldığında ortada kimsenin süper başarısı yok ama bu kabinede başarısızlığı kanıtlanmış kişiler de var…
Ciddi tereddütlerim var ama daha göreve gelmeden hükümete önyargılı davranmayalım, bekleyelim bakalım, işe başlasınlar, yine konuşacağız…
Birçok kişinin bakanlık beklediğini, bunun kavgasını yaptığını biliyoruz, hak eden, etmeyen, daha dün kabineye gelen herkes bakanlık istiyor. “Yapabilir miyim?” diye soran yok, kendine uyar mı uymaz mı ona da bakan yok, “ver bir bakanlık da tamamadır” mantığı var.
Sırf bu yüzden Başbakan Faiz Sucuoğlu, ileride kabinede değişiklikler yapabileceğinin sinyalini verdi, nöbet değişimi olabileceğini söyledi, bir anlamda bakanlık alamayan milletvekillerinin moralini düzeltmek için “sıra size de gelecek” demek istedi.
Başbakan bu sözleri, görev verdiklerine de “iyi performans gösteremezseniz görevden alırım” mesajı olarak da kabul edilebilir.
Evet kabinede değişiklik yapmak Başbakanın uhdesindedir, şu ya da bu nedenle değişiklik yapabilir, “başarısız kişileri” parti dengesi falan deyip, görevde tutmaktansa görevden alması tabii ki doğu olandır, bunun örnekleri ülkemizden, Türkiye’den, başka ülkelerden vardır…
Ancak “istikrar” ilkesiyle seçime giren ve halen bunu söyleyen bir partinin liderinin, istikrar için daha işe başlamadan yarı yolda değişiklik yapacak iması vermesi bana pek doğru gelmiyor. Yol alırken kişi değişiklikleri ile istikrar pek uyuşmuyor gibi geliyor bana…
Yani ben bir gazeteci, bir vatandaş gözüyle bakıyorum, siyasetçi gözüyle bakmak mutlaka farklı bir şeydir ama bizim için önemli olan, nasıl yaparlarsa yapasınlar sonunda toplum faydasına işler yapsınlar, sorunlara çözüm bulsunlar.
Zaten bunları yapabilirlerse, işler iyi giderse bizim tüm söylediklerimizi boşa çıkarmış olurlar. Her zaman söylerim, yine söyleyeyim, toplum faydasına olacaksa, her zaman yanılmayı tercih ederim… Biz yanılalım, toplum kazansın…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız