Kıbrıslı Türklerin, yine bu kocaman dünyada “yapayalnız” olduğu gerçeği ile yüzleştiğimiz günlerden geçiyoruz. Düşünün, fırtınaya yakalanan bir gemidesiniz… Kara göründü. Ama kaptan ve tayfaları halen dalgaların üzerine üzerine sürüyor. Hah, tam da böyle bir durum

Allah aşkına, biriniz, bir kişi de desin ki, “Aha bize özgü, bizim üretimimiz, fikri bize ait olan, yasasını da meclisten geçirdikleri şu hayırın işi yaptı hükümet…” ben de dişimi kıracağım. Uzun süredir devam eden bir istikrarsızlık ve devamında kötü yönetim devam ediyor

Gerçekten bu ülke, ipi kopmuş bir boğanın, etrafı kır döke ilerlediği, taşlan etiği verimli bir mısır tarlasına döndü. Her şey var, uzansanız tutacaksınız ama birileri ısrarla ve inatla yalan peşinde, talan peşinde, zarar peşinde, rant peşinde

Şimdi, maaşlara uygulanan hayat pahalılığı elbette kazanılan bir hak, ötesinde alım gücü yerle bir olan halkın, bir nebze olsun rahatlamasını sağlayacak bir sigorta. Yüzde 56 kamuda artış var, son altı ay için. Bir yılda uygulanan artış, yüzde 100’ün üzerinde

Bu ülkeye, yıllardır Türkiye’den kaynak falan geldiği yok. Gelse böyle mi olurdu? Türkiye’den bir grup UBP üzerinde etkinlik kurarak burada, Ercan Devlet Havaalanı’nın, Lapta Marina’nın, Bafra’daki boş parsellerin, Güngör Çöplüğü’nün, Mağusa Limanı’nın, 4.5- 5 G’nin ihalesinin takibinde…

Ve maalesef, UBP- YDP- DP hükümeti de bu iş takipçiliğinin çok önemli bir parçası. Türkiye liderliğinin bu kadar küçük işlerle uğraştığını düşünmek bile istemiyorum. Bu ihaleler sivil toplum ve yargıya takıldıkça, KKTC devleti daha da fakirleşiyor, AK Parti hükümeti ile uçurum büyüyor

İş takipçileri, aynı zamanda siyasetin bezirganlığına da soyunmuş. Buradan Türkiye’ye, Ak Parti hükümetine belli ki, doğru olmayan bilgiler akıyor. İlişki raydan çıkmış, Türkiye’den gelen kaynak, alışmış olduğumuz “gelişim, kalkınma ve değişim” için harcanamıyor

Kaynak var. TC- KKTC Mali ve İktisadi İşbirliği Protokolü ile de kayıt altına alınmış. KKTC devleti yasa yapacak, adım atacak, karşılığı da kaynak olarak Türkiye tarafından sağlanacak. Aslında sistem bu kadar basit. Ak Parti – UBP hükümeti, bu ilişkiyi hangi iş takipçilerinin nerede bozduğuna odaklanmalı

Güzelyurt Hastanesi hemen tamamlanmalı, Girne Hastanesi bitirilmeli, büyük bir çevre temizliği başlatılmalı, Güngör Çöplük ihalesi tamamlanmalı, yeni cezaevine geçilmeli, yeni Ercan terminali açılacaksa açılmalı, açılmayacaksa devlet gereğini yapmalı

Bu ülkenin kalkınmasını sağlayacak alanlar döküm saçım. Sanayi bölgeleri dökülüyor, pislikten geçilmiyor. Sanayi bölgelerine ara eleman yetiştirecek, zanaatkarlar yetiştirecek bir yapı kurulamadı, geçtim, etrafı bile tellenemedi. Giren kim çıkan kim, sanayi bölgesi mi yatı evi mi belli değil

En son, “bilim üreten bir orta- lise” ne zaman kuruldu? Mağusa bir Fen Lisesi’ni hak etmiyor mu, ya da Girne? Bu ülkede en çok kaynak nereye gidiyor biliyor musunuz? İlahiyat Koleji olarak kurulan ama şu anda orta- lise olarak da öğrenci kabul eden külliye alanındaki okullara

Bu ülkenin okulları, alt yapıları ve eğitim kalitesi ile birlikte tel tel dökülüyor. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi avlusunu “çağdaş bir insan” gözüyle inceleyin. İçeriye girdiğiniz andan itibaren içiniz kararıyor. Basit bir çevre düzenlemesinden aciziz, yazık değil mi?

Peki, bu ülkenin en çok maliyet yaratan kurumu Kıb- Tek’de nedir durum? Yüzde 56 zam, sadece üretim kaynaklı. Harçlar ve vergiler de zamlandı, faturalardaki artış yüzde 80’lere vardı. Acemiler elinde, kararsızlar elinde Kıb- Tek heba ediliyor

Bu ülkenin, kendi kaynakları ile düzlüğe çıkması içten bile değil. Herkes, neyi neden yapamadığını anlatırken, beceriksiz kamu yöneticilerinin iş takipçiliği yapmaları benim canımı sıkıyor. Bu ülkenin zenginliği, kaynakları birileri tarafından toplumsal değil, kişisel olarak kullanılıyor… Anlatacağız, YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. GÜNAYDIN