Kıbrıs sorununun çözümünde anahtar Türkiye’dir

ads ads ads ads
21/05/2017

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Türkiye 1974 barış harekatı ile hem iki halkı barış ve huzura kavuşturmuş, hem de iki kesimliliğin oluşmasını sağlayarak, sürdürülebilir bir çözüm için uygun zemin hazırlamıştır.

Fakat, sadece Rum halkını temsil eden yönetimin, haksızca ve dayanaksızca Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması nedeniyle, hiçbir Rum lider, bizimle eşit ortaklığı öngören bir anlaşmayı kabul edememektedir.

Geçmişte Sn.Talat’ın verdiği korkunç ödünlere rağmen, sol görüşlü Hristofyas, bizim ile yönetim yetkilerini kısmen de olsa paylaşmayı kabul etmediği için, anlaşma yapılamadı.

2004 Annan planını ve Türkiye’nin garantisini kabul eden Anastasiadis, yok olmamıza sebep olacak ödünler almasına rağmen, bizimle yönetimde yetki paylaşımını kabul etmediği için çözüm gerçekleştirilemiyor;

KKTC’deki çatlak seslerden ve verilen ödünlerden umutlanarak, zamanla teslim olabileceğimiz beklentisi nedeniyle, zaman kazanmak için bizi masada oyalamaktadır.

Kısaca, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kabul edilen Rum tarafı, Türkler ile kurulacak yönetimin ortağı olan bir toplum durumuna indirilmeyi kesinlikle kabul etmiyor.

Rum yönetimi eski başkanlarından Papadopulos’un, devlet olarak teslim aldığı yönetimi, halk düzeyine düşürmeyeceğini açıklaması, bu gerçeği kanıtlamaktadır.

Rumlar, halen Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm olanaklarından, dış yardımlardan, sadece kendileri yararlanıyor;

İç ve dış işlerinde, tek başlarına ve sadece Rum halkının çıkarı doğrultusunda karar verebiliyorlar;

Oysa, birleşik bir yönetimde tek başlarına hareket etmek ve sadece Rum halkının çıkarları doğrultusunda karar vermek yetkisini kaybedecekler.

Zaten, Rum tarafı halen müzakerelerde Türk ordusundan kurtulmak ve Girit gibi Kıbrıs’ı da Yunanistan’a bağlamak umudu ile, sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri bir birleşik yönetim şeklini dayatıyor.

Yoksa, bizimle siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşma yapmak niyetinde olmadıklarını ve bize sadece kağıt üzerinde kalacak, bazı azınlık hakları tanıyabileceklerini gizlemiyorlar.

Şimdiki koşullar değiştirilmediği takdirde, Rum tarafının ‘hayır biz Kıbrıs Cumhuriyeti değiliz sadece Rumları temsil eden bir yönetimiz’ demesini ve siyasi eşitliğe dayalı, birleşik bir çözümü kabul etmesini beklemek saflıktır.

Çünkü olası birleşik bir yönetimde, biz de az çok söz sahibi olacağız . Ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında halen elde ettikleri tüm maddi olanaklardan, az çok bize de pay vermek zorunda kalacaklar.

Görüldüğü gibi güneydeki yönetiminin Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınması, Rum liderlerin elini kolunu bağlamakta ve makul bir çözümü kabul etmelerini engellemektedir.

Türk halkı olarak azınlık durumuna düşürülmemize ve/veya göç etmemize sebep olacak bir anlaşmayı kabul etmeyeceğimize göre, çözüm mümkün olmayacak.

Bu nedenle çözüm için, Türkiye’nin KKTC’ni tanıtması ve Rum tarafının makul bir anlaşmaya razı olmasını engelleyen Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını etkisiz duruma getirmesi şarttır.

KKTC’nin tanınması ile: Rumların, Kıbrıs Cumhuriyeti avantajı etkisiz duruma getirilecek; müzakereler iki eşit taraf arasında yapılacak; ambargolarla ve içimizdeki ,işbirlikçilerin desteği ile devletimizden vazgeçebileceğimiz beklentisi ortadan kalkacak.

İşte bu nedenle, değişik anlamda söylemelerine rağmen, bazı Rum siyasilerin de ifade ettiği gibi, Kıbrıs sorununun çözümünde anahtar anavatanımız Türkiye’dir.

21/05/2017 13:41
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.