Kolayı varken…

ads ads ads ads
10/06/2019

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


Toplumun genelinde hâkim olan hissiyat yeni koalisyon hükümetinin de öncekilerden farklı olmayacağı yönünde.

Oyuncular değiştiği için farklı bir filmmiş gibi gözükebilir ama siyasette hep ayni senaryo değil mi oynanan deniyor. 

Özellikle yakın geçmişte öyle olduğu için beklenti de doğal olarak şimdilik bu yönde.

Çok yeni olsa da hükümetin attığı ya da atmadığı her adımda bilindik eski senaryonun sahneye konulacağı arayışı var.

Doğru ya da yanlış ‘’bak bu da aynisi olacak’’ demek için mahana aranarak yorum yapılıyor.

Bu içinde gerçeklik barındıran genel havanın üzerinde durmak ve bundan ders çıkarmak lazım. Bu hava içinde ‘’bunlar farklı’’ dedirtebilecek büyük de bir fırsat barındırıyor.

***

Üç aşağı beş yukarı söylenenleri sıralayalım.

İktidar değişse de bir süre sonra iktidara yeni gelmiş olanlar birçok konuda bir önceki iktidarın yaptıklarını söyler ve savunur duruma düşüyor.

Yeni iktidara gelenler, bu duruma düşmenin süresini uzatmak için, bizim önceki hükümetlere eleştirilerimiz unutulur diye çaba harcıyor ama nafile sonunda ayni duruma düşülüyor.

Daha dün eleştirdiklerini yapar veya onaylar duruma geliyorlar.

Bunu da önce muhalefet, sonra da inkâr sürecinin süresine göre iktidardaki partilerin tabanı ve destekçileri hayal kırıklığı içinde idrak ediyor.

Sonra da konunun köküne inmeden bir kez daha polemik dolu demeçler, eylemler ve grevler ardı ardına geliyor.

İşin bu adrenalini yüksek kısmına da siyaset deniliyor.

Aslında söylenmek istenen şudur: ‘’siz o koltuklarda oturdunuz, kalkın da başkası otursun’’.

Ya da misal ‘’biz oturalım!’’

Amaç yeni bir film senaryosu yazmak değil.

Ayni film oynasın ama filmde siz oynamayın. Biz oynayalım.

Yeni bir film senaryosu ile oluşacak belirsizlik ve ortaya çıkacak olan yeni rollerin ezberi çok daha zorumuza gidiyor.

Siyaseti bu kadar sevip politika üretmeden siyaset yapmak istemek nasıl bir ruh halidir?

Topsuz futbol oynamak gibi bir şey bu.

Ya da hiç rast geldiniz mi bilmem ama görme engellilerin çıngıraklı topla halı sahada futbol oynaması gibi bir şey.

Kolay kolay sonuç üretmeyecek anlamsız bir rekabet içinde oradan oraya koşuşturma ve kör dövüşü misali siyaset yapılıyor.

Seyirci de bedel ödeyip tribünlere gelmeye devam ediyorsa kim ne diyebilir diye bir yorum da çıkabilir bundan.

Maksat meşgale olsun ise eyvallah demekten başka da bir laf kalmıyor.

Biz siyaseti, siyasetçisi ve seçmeniyle, dedikodusu için seviyoruz sonucu çıkıyor tüm bu görüntüden.

Politika üretmek, bir şeyleri başarmak, geldi, yaptı, değiştirdi, Allah razı olsun dedirtmek için değil siyaset adına gösterilen çaba.

Halbuki siyaset dediğimiz bu oyunda sebat edip biri bunu başarsa bu toplum onu hangi parti ve ideolojik görüşü olduğunu düşünmeden koltuktan kalkıp gitmesine izin vermeyecek.

Kıbrıs sorunundaki görüşü de dahil dikkate almadan sonsuza dek seçmeye hazır hale gelecek. Bunda abartı yok.

Misal 25 yıl önce İstanbul da çöplerin toplanmasını organize edip toplatan ve bunda devamlılık sağlayan kişi Cumhurbaşkanı oldu. Girdiği her seçimi açık farkla kazanmaya devam ediyor. Bir sebebi de ilk döneminde sebat edip doğru işler yapmış olması.

Bunun için kolayı varken zoru niye seçiyor siyasetçiler anlamıyorum.

Kolay seçilmek için zoru denemek ve yapmak lazım. Siyasette devamlı kazanmanın yolu bu.

Sorunları politika üreterek çözemememiz tembellikten mi, yoksa çeşitli alanlardaki yetkinlik eksikliğinden mi?

Tanınmamış olmanın oluşturduğu bize özgü zorluklarımızı örten maske de bu tembellik ve yetkinlik eksikliğinden örülmüş maske midir?

Yeni hükümetin kritik görevlere yapacağı atamalarda toplumda karşılığı olan negatif enerjiyi ortadan kaldıracak, zoru deneyip başaracak ‘’hayal ortaklarının’’ kadrosunu oluşturmanın ne kadar kritik öneme sahip olduğunu düşünerek adım atması lazım.

10/06/2019 09:29
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Cenk uzunoğlu, haber, kıbrıs, Kolayı varken…
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.