ÜLKEDE HİÇBİR ALANDA PLANLAMA YOK, KALKINMA HAMLESİ YOK, GELECEK KAYGISI YOK. ŞÜKRAN VE TEŞEKKÜR ARASINDA SIKIŞAN HÜKÜMET, GÖÇ YOLLARINDA ERİYEN BİR TOPLUM VAR

MAALESEF 2024 BÜTÇESİ DE MAAŞ ÖDEME BÜTÇESİDİR. KALKINMA, PLANLAMA, ALT YAPININ DÜZELMESİ VS. BU BÜTÇE İÇERİSİNDE YOKTUR…

Memleket her açıdan dökülüyor. Ciddi ahlaki sorunlar, suç çetelerinin her noktaya nüfus etmesi, saygısızlık, sevgisizlik ve devamında toplumsal çöküntü. Ve; böyle dönemlerde toplum planlarla, planlı adımlarla yönetilir ama…

Bizde durum felaket. Günlerdir rakamlarla da açıklama gayretindeyim. Üretim dibe vuruyor. Üretim hammaddesi üretimi son derece önemli. Mesela süt. Bizim ülkemizde büyük bir nimet. Süt işleme kapasitemiz 3 bin ton, günlük üretim ise 400 ton civarı. Üstelik, giderek azalıyor

Neden sütü örnek veriyorum? Sadece yerinden istihdam yanında, binlerce kişiye istihdam sağlayan bir sektör olduğu için değil. En büyük ihracat kalemi olduğu için de değil… Hepimiz için gelecek. Ve bu gelecek, şimdi kasaba gidiyor. Kamyon kamyon… süt kaynağımız yok oluyor

Eti pahalı yiyoruz, süt ürünlerini pahalı yiyoruz. Talep fazla, ürün az. Normal. Yarın ithalatına izin verilir; piyasa ucuzlar bayram ederiz. Ya üreten kesim? Canımın yandığı nokta burası. Köylerde üretim bitiyor. Büyük yatırımlar kapanıyor. Rum tarafına karşı önemli bir rekabet alanını kaybediyoruz

Fakirleşiyoruz hızla. 2006 yılından daha fakiriz. Tam 18 sene geriye gitti memleket. Bunu devletin resmî rakamları söylüyor. Devletin kendi rakamları hem enflasyonu, hem fakirleşmemizi ortaya koyuyor. Gelir azalıyor, hayat daha pahalı. Planlama var mı?

Sadece marketlerde bir yılda fiyat artışı yüzde 200. Bu ortalama. Yüzde 300’e varan zamlı ürünler var. Peki bir proje var mı? Hükümetin yol haritası var mı? Yok. Ne var? Sabahtan akşama kadar şükran. Adam kayırma, ihale takibi, süslü süslü laflar

“Bayrak inmez, ezan susmaz…” oldu mu? Maalesef ülkeler bu söylemlerle yönetilirse, anlayın ki plan yok, program yok, gidişat kötü, duvar yakın… Toslayacağız… Ülkemizde de durum tam da budur. Hükümet Türkiye’den gelen kaynağı dağıtma dışında maalesef yok…

Kalkınma planı yok, gençlere yönelik istihdam politikaları yok, göç önleme politikaları yok, suç önleme politikaları yok, eğitim sistemine yönelik iyileştirme yok, sağlıkta alım- ihale devam etse de, gözle görülür bir iyileşme yok… Kısacası her taraf sapır sapır sökülüyor…

78 milyar 712 milyon TL, kocaman bir bütçe yaparken, ülke gençliğine ne vaat ediyorsunuz? Bu bütçe bile göç bütçesidir. “Bizden olmayan yaşamasın” bütçesidir. Yandaşı istihdam edip kurtaracak, idealist çocukları gurbete sürükleyecek bir bütçedir. Hiçbir şey vadetmiyor…

Oysa beklenen, ülkedeki her alanın nakış nakış işlenmesi değil mi? Yap planlamanı, bakanlar arasındaki koordinasyonu sağla, finansmanı sağla, geliri adil paylaştır, toplumsal kalkınmaya odaklan. Düşünün bizde iyi yönetilen, kar edilen alanlar dahi siyasete malzeme yapılıyor

Hafta başından buraya, sistemli bir şekilde hem Türkiye hem Rum basınının saldırılarını anlattık. Hükümetin rahatsızlığı var mi? Halen daha çakallar siyasi partiler etrafında kol geziyor, kamu kaynağı siyasi hesaplara peşkeş çekiliyor. Siyasete yön verenler kör mü?

Ülkemizdeki yatırım alanları, alıcı- satıcı arasındaki rahatsızlık. Getirip, Ortadoğu’nun tüm intikamını Kıbrıslı Türklerden almaya çalışanlar var. Denetim evet, yatırım evet… Planlama evet, tarım alanlarının belirlenerek korunması evet… Ama bir toplum bu denli şamar oğlanı yapılamaz, ülkeyi yönetenler de buna izin vermemeli

Ülkedeki gelişmeleri aktaracağız, konuları birlikte tartışacağız. Bu ülkenin çağdaş, laik, demokratik yönetilmesi mümkün. Kalkınma mümkün. Yeter ki bu ülkede makam tutanlar liyakat sahibi olsun, memleketi sevsin. Liyakat yok, sevgi yerle bir… Sadakat zirvede…