Maaşların enflasyona karşı koruma politikası tek başına yeterli değil
13/01/2025











Hüseyin Ekmekci
EKONOMİ HIZLA GÜNEYE KAYIYOR. MALİYE GELİRLERİNİ ARTIRMAK İÇİN YATIRIMCI, İŞVEREN VE TÜKETİCİNİN CEBİNE SALDIRAN MALİYE POLİTİKALARI İLE GURUR DUYANLAR, EKONOMİ POLİTİKALARINDAN HABERSİZ…
MAAŞLARIN ENFLASYONA KARŞI KORUMA POLİTİKASI TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL. ENFLASYON BÜYÜYOR… PAHALILIK ARTIYOR. BUNU HERKES BİLİYOR AMA; FAYDALI EKONOMİ POLİTİKALARI OLUŞTURACAK BİR EKİP YOK. ENFLASYONU BİLE HESAPLAYAMAYAN BÜROKRASİDEN MEDET UMAN ÜLKE YÖNETİMİ DE CABASI…
KKTC’de hükümetin maliye aklı var ama ekonomi aklı yok. Üstelik, uygulanan maliye politikalarının ne kadar doğru olduğu da tartışmalı. Piyasayı rahatlatacak, alım gücünü artıracak adımlar atılmıyor. Maliyenin kasasındaki açığı, acımasızca piyasadan toplama gibi bir içgüdü ile hareket ediliyor
Tam tersine, vergi verenden daha çok vergi almak üzerine baskıcı bir sistem oluşturulmuş durumda. Kayıtdışılığın hızla büyüdüğü bir ortamda, kayıtlı çalışanlar ve işletmeler adeta cezalandırılıyor. Zaten düzenli olarak vergi verenler, daha ağır bir yükle karşı karşıya bırakılıyor.
Ekonomi politikaları ise neredeyse tamamen yok hükmünde. Her şey, maliyenin gelirlerini artırmaya yönelik planlardan ibaret. Tüketiciyi rahatlatacak, alım gücünü artıracak herhangi bir politika geliştirilmiş değil. Oysa enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele için cesur adımlara ihtiyaç var.
Yeni yıl öncesinde açıklanan enflasyon rakamlarının bile yanlış hesaplanması, mevcut bürokratların ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomiyi düzeltmek için vakit kaybetmeden, hayatı ucuzlatacak ve üretim maliyetlerini düşürecek politikalara odaklanmalıyız
Ancak bu kötü bürokrasi anlayışıyla ne maliye ne de ekonomi yönetimi başarılı olabilir. Sorun, sadece uygulamada değil, zihniyette de yatıyor. Vergi adaletini sağlayacak, kayıt dışılığı önleyecek kapsamlı reformlar yapılmadan, ekonomiyi toparlamak mümkün değil. Bunun için cesaret ve vizyon şart.
Aksi halde, bugün vergi yükü altında ezilen kesimler yarın daha da zorlanacak. Bu tabloyu değiştirmek, hükümetin elinde. Zor da değil. Zor olan bu kadrolarla ve anlayışla politika üretmek. 18 milyar TL eksiyle oluşturulan ve vergi verene daha çok baskı ile açığın kapatılabileceğini düşünen saçma bir anlayış…
İşin bir de hükümet boyutu var. Kendi içinde bölünmüş, parça parça olmuş bir yapının icraat üretmesi mümkün değil. Bu bölünmüşlük, sorunların çözümünü değil, daha da büyümesini sağlıyor. Memleket sorunlarından bihaber, anlamsız bir koltuk ve makam kavgası…
Liyakat yerine partizanca atamalar, kamu yönetiminde büyük bir zaaf yaratıyor. Kritik makamlar, işi bilmeyen, deneyimsiz kişilere teslim ediliyor. Bu anlayış, kamusal hizmetlerin kalitesini hızla düşürüyor. Durum ortada… Maliye ve ekonomi bürokrasisi siyasetten daha da kötü bir durumda
Hükümetin maliye ve ekonomi politikaları ciddi şekilde sorgulanmalı. Sorunların temelinde, liyakatten uzak, siyasi kaygılarla şekillenen bir yönetim anlayışı yatıyor. Bu zihniyetle ne kamu düzeni sağlanabilir ne de halkın güveni kazanılabilir.
Bugün piyasada ciddi bir daralma var. Hammadde fiyatları uçtu, üretim daha pahalı. Perakende sektörü ağır gümrük uygulamaları, işyeri kiraları, döviz baskısı ve yüksek elektrik maliyetleri ile boğuşuyor. Baş edilemeyen maliyet sorunları nedeniyle alış- veriş hızla güneye kaydı…
Sorun çözmek irade ve kararlılık gerektirir. Gerekirse devlet kendi gelirlerinden vazgeçer. Doğru alanlara doğru teşvik politikaları uygular. Ekonomi politikalarını unutan hükümet, yatırımcının ve vatandaşın cebindeki paraya saldırıyor… bütçe açığını kapatacak…
Biz de yatırım ve istihdam bekliyoruz, piyasa ucuzlasın istiyoruz. Ne kadar safız değil mi? Bu anlayış ancak da pahalı olan hayatı daha pahalı yapar… Güneye kayan alış- verişi hızlandırır. Maliye gelirine bakıp kendini başarılı sayanlar, ülke işveren ve tüketicisine aynı anda eziyet ediyor
- Hükümet Çaresizlik İçinde Günü Kurtarmaya Çalışıyor
- Liyakatı öldürenler, en büyük kötülüğü kendi vatandşına yaptı
- Bu ülkenin insanı, nesiller boyu bedel ödedi
- Silkinip kendimize gelme zamanı...
- Siyasetin gündemi iktidar kavgaları…
- Kıbrıs’ta çözüm, uzlaşı bir lüks değil, zorunluluk
- Liyakat öldü, torpil düzeni geldi
- Kurumlar, odacıdan müdüre kadar herkesin kişisel çıkar çatışmasıyla dolup taştı
- YDP hükümette daha çok güç ve makam istiyor
- Mecliste olması gereken iktidar vekilleri birbirinden habersiz
- TÜM YAZILARI için tıklayınız




