Madden ve manen biten bir hükümet…

ads ads ads ads
22/04/2019

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Özersay geldi, şimdi Tatar Türkiye’de

Dörtlü koalisyon hükümeti, Ocak 2018 erken seçimlerinin hemen ardından kurulmuştu…

UBP’nin Hüseyin Özgürgün başkanlığında, 21 milletvekili ile çıktığı sandık sonuçlarına rağmen, eklektik bir yapı ile dört parti bir araya gelmişti…

  • 12 vekil…
  • 9 vekil daha…
  • 3 vekil daha…
  • 3 vekil daha…
  • 27 milletvekili…

Dört parti başkanının da kabinede yer aldığı bir hükümet modeli, KKTC tarihinde ilk kez denendi.

Ben, o gün de yayın yaptığım stüdyoda, “UBP’siz bir hükümet, sivil darbedir” demiştim.

Daha sonra, UBP ve genel başkanı Hüseyin Özgürgün de, “sivil darbe” söylemini kullanacaktı…

Ancak…

Bir gerçek daha var…

Dörtlü koalisyon hükümetini doğuran…

O günlerde UBP’nin yapmış olduğu akıl almaz yanlışlardı…

Arazi peşkeşleri…

Gelişigüzel dağıtılan “partizanca” kırsal kesim arsaları…

Bitmek bilmeyen vatandaşlık dağıtımı…

İstihdamlar…

T izinleri…

Noter izinleri…

Ve aklınıza gelecek her türlü partizanlık…

Üstelik tamamı kamu kaynaklarını tokatlayarak…

Üzerine bir de kamuoyuna deşifre olan o dönemki genel başkanın banka hesapları…

Aslında evet, bu bir “sivil darbeydi” ama, müsebbibi de yine, “adaleti” sağlamaktan uzak, “iktidarda kalma adına her türlü devlet olanağını kullanan UBP’nin” ta kendisiydi.

Tespit ve sonrası… HP…

Yukarıda yer alan son cümle, o döneme yönelik bir tespit.

Dörtlü koalisyon hükümetini doğuran süreç…

Ya sonrası…

Hükümet içerisindeki DP varlığı, HP tarafından hep sorgulandı.

CTP’nin kabine dışında kalan bazı milletvekillerinin Türkiye’den uzak yaklaşımları HP tarafından hep sorgulandı.

TDP Genel Başkanının Türkiye Cumhurbaşkanına göndermeleri, HP tarafından hep sorgulandı.

Dörtlü koalisyon hükümetinin kurulmasının iki lokomotif gücü aslında HP ve DP…

HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın, “UBP genel merkezine kahve içmeye bile gitmem” söylemi…

Serdar Denktaş’ın, biraz da Özgürgün noktasından çıkışla “UBP’siz bir hükümet” diretmesi…

Tufan Erhürman’ı “seçim sonuçlarına bakıp” hayal etmediği başbakanlığa taşıdı…

Ama, aynı HP ve DP, koalisyon içerisinde hiç uyuşmadı.

Başbakan Erhürman’ın birçok kez krizi öteleme veya ortadan kaldırma girişimi olsa da bu hükümet çok yıprandı…

Madden neden bitti?

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kıbrıs işlerini bana bağladım” adımı, aslında “Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcılığı” uhdesinde ağır aksak ilerleyen ilişkileri tamamen sıfırladı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan başlayarak KKTC’ye olan mesafeli yaklaşım, hükümet nezdinde ekonomik ilişkilere de yansıdı…

2018, döviz krizinin kamu maliyesi tarafından avantaja çevrilmesi ile aşıldı.

Gümrüklerden sağlanan döviz fazlası ile, maliye mamurunu da işçisini de, hayvancısını da, müteahhidini de memnun etti.

2019 Bütçesi gecikmeli geçti.

Şubat sonu maaşlarının ödenmesi için kasa tam takır kuru bakır…

Serdar Denktaş, “Merkez Bankası” formülünü devreye koydu.

185 milyon TL avans istedi…

Merkez Bankası’nın “bankacılık sisteminden elde ettiği kar” var, oradan.

Öngörü 2019 yılında 300 milyon TL…

185 milyon TL’si hemen alındı, memura işçiye maaş, BRT, TÜK, belediyeler gibi kurumlara ek katkı oldu.

Tek kuruşu yatırıma gitmedi.

Sonra Mart da bitti…

Nisan başı maaşları için de, Ercan Devlet Havaalanı işletmecisinden 20 milyon TL “avans” alındı…

Şimdi Nisan da bitiyor.

Türkiye’den tek kuruş gelmiyor…

 Bütçe Haziran sonrası biraz canlanacak ama o da maaşa yetmiyor.

Hükümet “radikal” karar alamıyor.

Velhasıl, ayak uzun yorgan kısa…

“Bütçe meclise” diyerek önemli, bir demokrasi açığını ortadan kaldıran CTP, bugün Başbakan olarak ülkeyi yöneten partidir.

Bütçede 1.3 milyar TL açık var.

Böyle bir bütçeyi yapmak demek, bu halkın “dişini” dolaylı ya da dolaysız vergilerle sökmek demektir.

Üstelik halen, Türkiye, 7.3 milyar TL’lik bütçeye 1 milyar TL katkı yapsa da, KKTC’nin 1.3 milyar TL’lik açığın nasıl kapatılacağı da belli değildir.

Ya Türkiye kaynağı, ya kriz

1974 sonrası Kuzey’de bir yapı kurduk…

Yıl 2019, Kıbrıs Türkü kendi kendine yeten bir yapı kuramadı…

Türkiye’nin parasına karşı örgütlenen kesimler, günün sonunda, “Bulacan canım, verecen canım” modunda…

Bu da hükümetlerin elini kolunu bağlıyor.

Ne çözüm yakın…

Ne Türkiye kaynağı…

Başbakan Erhürman, bugün yarın bir girişim daha yapar, ama Türkiye ile mali protokolün “imzalanması” sadece ekonomik nedenlerle değil, “siyasi nedenlerle de” artık mümkün değil.

Türkiye Cumhurbaşkanı KKTC’ye küs…

Bunu söylerken zevkten bayılmış da değilim…

“KKTC demokrasisine müdahale” olarak algılanan bu küslük mevzunda, e kendimizde de suç aramamız gereken noktalar var…

Sadece “ilişkileri geren tutum ve davranışlardan” bahsetmiyorum…

Bu güne kadar yaratılan kaynaklara rağmen, KKTC maliyesini sadece “maaş ödeyen” noktasında tutan gelmiş geçmiş tüm siyasilere isyanım…

Şimdi maaş de ödeyemez noktadayız…

Mali disiplinden uzaklaşıldı…

Politikasızlık hakim oldu…

Özersay bitirecek

Yazının başında demiştik ki:

“Dörtlü koalisyon hükümetinin kurulmasının iki lokomotif gücü aslında HP ve DP…”

Şimdi bu hükümetin bozulmasını isteyen de HP…

Madden çöken bu yapının altında kalmak üzere olan HP…

Manevi olarak da hükümet ortaklarından koptu…

CTP içerisindeki son rahatsızlık, partinin AKEL adayına oy verilmesi için yürüttüğü “dolaylı” kampanya…

DP ile “arazi” kavgaları hiç bitmedi…

TDP’den rahatsızlık ise Cumhurbaşkanlığı seçimi.

Bahaneleri daha da artırabilirim.

Bildiğim özet, “Özersay bu hükümeti bitirdi”

Kafasında bitirdi…

Şimdi fiilen bitirecek.

 

Yerine ne konacak?

Formül, UBP- HP hükümeti…

Bir yılda çöken tüm öngörülere rağmen, HP halen hükümetin en güçlü ortağı.

UBP içerisinde bu komplikasyonlar yaratacak mı?

Evet…

“Kahve bile içmem…”

Bu söylem Özersay’ın peşini bırakmayacak.

Ama bu, toplumun dörtlü koalisyon başarısızlığı sonrası önünde fazla da bir seçenek kalmadı.

Özersay, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de düşünüyordur…

Siyasetteki varlık nedenidir.

Eroğlu’nun, “UBP tabanını iktidara taşı, senle barışır” tespiti de ortadadır.

HP açısından, deniz bitti.

Başarısızlık ortadadır…

Şu nedenle…

Bu nedenle…

Yıkılan hükümetin yeniden inşaası için formül UBP- HP’dir.

Özersay geldi, Tatar gitti

UBP Genel başkanı Ersin Tatar, bugün Ankara’da…

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşecek.

Geçen hafta sonuna doğru da Özersay görüşmüştü.

Maalesef, “demokratik” algılanmayan tabloda, UBP- HP hükümeti pişiriliyor.

UBP muhalefetin dozunu artırdı.

HP rahatsızlığını büyüttü.

Ve eminim, Tufan hoca da bu “köşe kapmacadan” usandı…

UBP, hükümet kurma çalışmaları kapsamında CTP ile görüşecek…

Ki UBP içerisinde, “HP olmasın, CTP olsun” deyen de var…

UBP tek başına iktidar olsun, DP ve YDP dıştan desteklesin ihtimali de var…

Ama, “ilahlar” UBP- HP istiyor…

Tatar’ın Türkiye ziyareti de bu kapsamda değerlendirilmelidir…

22/04/2019 12:50
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekci, Madden ve manen biten bir hükümet…, hükümet, özersay, özyiğit, denktaş, erhürman, 4lükoalisyon, Özersay geldi, şimdi Tatar Türkiye’de
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.