Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
06/11/2022
Ali Baturay
Cezaevindeki mahkumlar ve tutukluların aileleri arıyor bizi sıkça…
Yeni cezaevine taşınıldı ama anlaşılan birçok şey henüz yerine oturmadı.
Beni arayanlara, “yeni taşınıldı, bazı sorunlar olabilir, düzelecektir herhalde” dediğimde, bana serzenişte bulundular.
“Cezaevinde yatanlar ile aileleri bilir ne çektiğini” dediler.
Evet haklıdırlar, tabii ki yaşayan bilir, yaşamadan bazı şeyleri anlamanız mümkün değildir.
Birçok eksikle yeni cezaevine gidilmesine tepki gösteriyor mahkûm ve tutuklu yakınları, “Oradakiler de insandır, unutmayın” diyor.
“Mademki bu kadar eksik vardı yeni cezaevinde, neden bu eksiklikler giderilmeden taşınıldı, neden eksiklerin giderilmesi için ilgili çalışmalar yapılmadı? Neden bu kadar insan bu şartlarda oraya gönderildi?” diye soruyor aileler…
Aileler, cezaevindeki hükümlü ve hükümsüzlerin geçen hafta yeni cezaevine taşınması sonrası, telefon bağlantıları tam yapılmadığı için yakınlarından sağlıklı haber alamamaktan şikayetçi.
Cezaevinde sistem de değişiyormuş, artık her gün dışarıyı arayamayacakmış hükümlü ve hükümsüzler. Artık haftada bir kez arama yapılabilecekmiş ama 10 gündür hiçbir arama yapılamamış.
Yeni cezaevinde oturmak için bile yeterli sandalye bulunmadığını, bazı mahkûm ve tutukluların yemeklerini yerde oturarak yediğini iddia ediyor aileler.
Mahkûm ve tutukluların kişisel tüm eşyalarına el konulmuş, öncesinde onlara aksi söylenmiş, kişisel eşyalarını yanlarına alabilecekleri sözü verilmiş ama öyle olmamış.
Yalnızca kısıtlı sayıda kıyafet almalarına izin verilmiş. Belli bir kıyafet kotası belirlenmiş ve artık dışardan temiz kıyafet verilmesine dahi izin verilmiyormuş.
Mahkûm ve tutuklular bundan sonra, eldeki mevcut kıyafetlerini kendileri yıkayıp kullanacaklarmış.
Okuyacak kitapları yokmuş, çünkü kütüphane henüz hazır değilmiş. Dışardan dergi ve gazete dahi verilmiyormuş içeriye.
Mahkûm ve tutuklular spor yapamıyormuş, çünkü salonları henüz hazır değilmiş.
Yeni cezaevinin koğuşları 10 kişilik olduğu halde 45 koğuş, 14 kişilik yapılmış. Yeni cezaevi, daha taşınma anında eski cezaevinin kaderini paylaşır oldu yani.
Kapasite meselesi; anlaşılan yeni cezaevinin kapasitesi de yetmeyecek ülkemize…
Yeni cezaevine taşınıldı ama belli oluyor ki yeni cezaevi tam kapasite değil, kısıtlı hizmete açıldı.
Mesela çocuk suçluların yer alacağı bölüm de henüz hizmette değil.
Yeni cezaevinin kulesine asansörle çıkılıyor ama asansör bazı riskler barındırdığından Çalışma Bakanlığı tarafından mühürlendi ve halen de mühürlü.
Yeni cezaevinin Türkiye Adalet Bakanlığı’ndan teslim alınıp alınmadığı da açıklanmadı, Resmi Gazete’de yer almadı.
Evet, yeni cezaevi uzun süre önce bitirildi ve buraya taşınmak için çok uzun süre beklendi.
Bitmiş, bekleyen yeni cezaevine taşınmak gerekiyordu, hem mahkûm ve tutukluların daha insani şartlarda süresini doldurması için hem de personelin zor şartlarda çalışmaması için.
Ancak mahkûm ve tutukluların ailelerinin söylediği gibi keşke tüm sorunlar çözüldükten sonra yeni cezaevine taşınılsaydı.
Yenisini de şimdiden kapasite artırımıyla, yani 10 kişilik koğuşları 14 kişiliğe çevirerek, eskisine benzetmeye başlamışsak daha ilk dakikadan ve birçok eksiklikle eskisini de aratacak duruma getirdiysek, bir şeyler yanlış gidiyor demektir.
Şimdi bize diyebilir ki yetkililer, “Sabretsinler, eksiklikler giderilecek…”
Tamam da cezaevindeki mahkumlar ve tutuklular da insandır, cezalarını çekerken, eksikliklerle onlara ekstra ceza çektirmeye gerek yoktur.
Üstelik onların da aileleri, annesi, babası, eşi, çoluğu, çocuğu, yakınları vardır, o aileler endişe duymakta, tedirgin olmakta, üzülmektedir.
Neden yeni yapılmış bir cezaevine taşınan mahkûm ve tutuklular ile cezaevi çalışanları zorluklar yaşasın, neden sıkıntılı bir süreçten geçsin?
Belli oluyor ki yeni cezaevine taşınılmasıyla bazı kurallar da değişti. Yeni kurallar elbette tartışılabilir ama özellikle eksiklikler giderilmelidir.
Keşke tüm eksiklikler giderilse ve öyle taşınılsaydı, sırf “taşındık” demek için acele edilmeseydi.
Yeni cezaevi açıldığında “Gurur duydum” diyen Başbakan Ünal Üstel, birçok kişi tarafından eleştirilmişti. Neden? Çünkü bir ülkede cezaevlerinin artırılması, büyümesi övünülecek, gurur duyulacak bir şey değildir.
Böyle oluyorsa, demek ki o ülkede polisiye olaylar artıyor, engellenemiyor demektir. Bizdeki durum da budur; polisiye olaylar artıyor, engellenemiyor. Polisiye olayların olmasını engelleyemiyoruz, tedbir alamıyoruz.
Uyuşturucu adlı başını gidiyor, şiddet olayları her geçen gün artıyor, hırsızlık, soygun, gasp olayları endişe verici boyutlarda, ülkedeki yabancılar ciddi oranda suça bulaşmış durumda… Siz bunları engelleyemedikten sonra, yeni cezaevi de yeterli olmayacak ki şimdiden yeterli olamayacağı ortada.
Yeni cezaevindeki eksiklikler, bir an önce tamamlanmalı, mahkumlar, tutuklular ve aileleri daha fazla tedirgin edilmemeli. Övünüyorsunuz ya, en azından şartlar övündüğünüzün yarısı kadar olsun…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- Toplumsal korkumuza dönüşen ani ölümler, melek gibi bir insanı daha aldı aramızdan
- TÜM YAZILARI için tıklayınız