Meclis başkanı seçtirmemek, UBP’deki bastırılmış iç muhalefetin patlama noktasıdır

ads ads ads ads
05/01/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


Mecliste UBP’nin 19 milletvekili var, hükümet ortakları DP ve YDP’yle, ayrıca HP’den istifa eden ve onlara destek veren 3 milletvekiliyle, hükümetin sayısı 27’ye çıkıyor. Gelin görün ki; sayısı 27 olan hükümet, kendi meclis başkan adayını seçemiyor, hem de rakibi bile yokken…

    Meclis tüzüğünde “muhalefet aday çıkaramaz” diye bir madde yok ama muhalefet geçmiş yıllarda hep uygulanan teamülü bozmuyor ve aday çıkaramıyor ama yine de hükümetin 26’yı bulması şart… Hükümetin 26’yı bulamaması bir yana, meclis başkanlığı için aday olan Resmi Canaltay’a 13 çıkıyor. Yani öyle fire bir- iki değil, çok…

   Dahası var; küçük ortaklar DP ve YDP, Resmiye Canaltay’a oy vermediklerini açıklıyor, gerekçeleri de ilginç.

Aslında DP’liler ve YDP’liler, UBP’nin fire vereceğini tahmin etmiş, “UBP’liler oy vermez, bizden bilirler, sorumluluğu bize atarlar” korkusu yaşamışlar. UBP’nin içinde kırılmalar olduğunu göstermek için oy vermemiş DP’lilerle, YDP’liler…

    Yani 27’den 5 çıkınca, hükümetin rakamı, bağımsızlarla birlikte 22’ye düşüyor ama dünkü meclis oturumuna mazeretli olarak katılmayan bağımsız milletvekili Mesut Genç’in katılmaması nedeniyle rakam 21 kaldı. Hade diyelim ki, iki bağımsız milletvekili de Resmiye Canaltay’a oy vermedi ve yine UBP’nin rakamı 19’da kaldı. Demek ki UBP’de 6 milletvekili Resmiye Canaltay’a oy vermemiş ki 13 oy almış… İşte bu nedenle dijital gazeteler ve kağıda basılı gazeteler, “UBP’li vekiller bile Canaltay’a oy vermedi” diye başlıklar attı.

    Meclis biter bitmez bir arkadaşım aradı; “Böylesini hiç görmedim, UBP tarihinde ilk kez böyle şey oluyor” dedi. Kızdım arkadaşıma; “Ben de sana şaşıyorum, bu duruma şaşırdığın için. Bu yıl içinde o kadar tuhaf şey yaşadık ki ben artık hiçbir şeye şaşırmıyorum” dedim. Gerçekten de ben artık bu ülkede hükümet edenlerle, özellikle de UBP’yle ilgili hiçbir şeye şaşırmıyorum, hayatımız boyunca karşılaşmadığımız, tanık olmadığımız birçok şey bu yıl karşımıza çıktı.

     UBP’nşn büyük ortak olduğu hükümetin kendi belirlediği meclis başkan adayı Resmiye Canaltay’ı seçememesi, onların bir iç meselesi mi? Değil bence… Artık hükümetle ve UBP’yle ilgili hiçbir şey kendi iç meseleleri değil, tüm toplumun meselesidir, çünkü onların “meselemiz” dediği şeyler, devlet işlerini aksatıyor, toplumun moralini de bozuyor.

     Cumhurbaşkanlığı tuhaf sürecinden, sonrasında ülkenin başbakansız ve hükümetsiz kalmasına, UBP kurultayının tamamlanamamasına, UBP başkan adaylarının geri çekilmek zorunda kalmasına, atama gibi piyangodan başkan çıkmasına, HP’den istifalarla zoraki azınlık hükümeti kurulmasına ve bakanların yerlerinin değiştirilmesine kadar her şey bu toplumu ilgilendiriyor…

    UBP, zorla bir cumhurbaşkanı çıkacak diye, fabrika ayarlarıyla oynanmasına fırsat verdi…UBP, zorla bir cumhurbaşkanı çıkaracak diye, bu uğurda her şeyi “mubah” saydı, iradesini teslim etti, onun için kararları başkalarının almasına göz yumdu, her türlü müdahaleyi çağırdı…

    UBP cumhurbaşkanı çıkarınca bu iş bitecek sandılar ama öyle olmadı, yetişip taşlar yerinden oynamıştı artık, dizayn devam edecekti, o nedenle 7 bine yakın üyenin seçip ikinci tura gönderdiği iki aday geri çektirildi, havadan bir başkan geldi, “tek adaylı kurultay” baskısı oldu, son derece adaletsiz ve kimsenin saygı duymayacağı bir durum ortaya çıktı.

    Adaletsizlik devam etti, başkanlığa bir adım kalmışken geri çektirilen iki aday, bakan dahi yapılmadı. Adaletsizlik devam etti, HP’den 3 milletvekili istifa ettirildi ve hiç olmayacak bir hükümet kuruldu. Meclis başkanlığı seçimine gelene kadar o kadar çok can yandı, o kadar çok adaletsizlik oldu ki en sonunda bu seçim intikam gösterisine dönüştü.

   Aslında UBP içinde ciddi bir muhalefet vardı, Hüseyin Özgürgün’ün sempatizanları dönemin Başbakanı Ersin Tatar’a tepkiliydi, “Özel Jet Krizi”nden sonra görevden aldığı Ünal Üstel ona tepkiliydi, bakan yapmak istediği ama dönemin cumhurbaşkanına takılan Aytaç Çaluda başbakana tepkiliydi, jet kriziyle hiç ilgisi yokken görevden almak istediği ama Çaluda veto yiyince görevden alamadığı Faiz Sucuoğlu başbakana tepkiliydi, geçmişte bakan yapmadıkları ona tepkiliydi… Bunlar ve bunlar gibi birçok tepki ve parti içi muhalefet vardı.

    Sonra ne oldu? Cumhurbaşkanlığı seçimini olumsuz etkileyebilir, UBP adayı oy kaybedebilir diye dış müdahaleyle UBP içi muhalefet bastırıldı. Kurultayda da parti için muhalefet bastırıldı, HP’den istifa örgütlenirken de azınlık hükümeti kurulurken de bakanların yerleri çorba edilirken de hep iç muhalefet bastırıldı.

   “İç muhalefet” de bir parti içinde yaşanmalıdır, yaşanacaktır, tartışmalar olacaktır, bu tartışmalar sonucunda bir yere varılacaktır, tartışa tartışa doğru olduğuna inanılan yol bulunacaktır. Gerekirse arada elenenler, bırakanlar da olabilecektir ama her şey doğalında olmalıdır. İç muhalefetin de kendi doğalında kalması gerekir.

    Bastırdılar, dilleri susturdular ama bir yerde patlayacaktı ve meclis başkanlığı seçiminde sonuçta iç muhalefet bir patlama yaşadı. KKTC tarihinde ilk defa yeterli sayısı olduğu halde, kendi belirlediği adayı seçemedi UBP… Ya da aslında seçmedi… 6 milletvekili kendi arkadaşlarının seçilmesini engelledi. Tabii ki bu kadar adaletsizlik olursa, sonuçta bazıları da kendi adaletini bu şekilde sağlar.

   Bu tavır aslında, birçok UBP milletvekilinin mevcut başbakanı da mevcut hükümet oluşumunu da benimsemediğini ve saygı duymadığını göstermektir. Bu tavır, mevcut başbakana “otoriteni tanımıyoruz” mesajı vermektir. Bu tavır, UBP’deki bastırılmış iç muhalefetin patlamasıdır.

   Tabii bir şey daha var; DP ve YDP’nin oy vermemesi ve oy vermediğini açıklamak zorunda hissetmesi, UBP’deki kırılmaların ortaya çıkmasını sağlaması ve suçlanma tehlikesini bertaraf etmesi aslında büyük ortak UBP’ye güvenmediğini de kanıtlıyor. Kimsenin kimseye güvenmediği ve kendini kollamaya çalıştığı bir hükümet yapısı… Varın gerisini siz düşünün…

    Perşembe günkü meclis oturumunda her şey taylıya bağlanıp Sayın Resmiye Canaltay, meclis başkanı seçilebilir ama dünkü oturumda iç muhalefetin patlamasını ve mesajını gördük. Aynı zamanda küçük ortakların “size güvenmeyiz, kendimizi kolay kolay yem de etmeyiz” mesajını da… Ha, bu kadar sorun içinde bunlarla mı uğraşılmalıydı? Tabii ki hayır ama taşlar yerinden oynadı bir kere, bakalım daha neler göreceğiz?

05/01/2021 22:42
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, meclis başkanı, ubp
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.