MECLİS KÜRSÜSÜNDEN GÖZÜMÜZÜN İÇİN BAKA BAKA YALAN SÖYLENDİ. ADRESE TESLİM BİR İHALE SÜRECİ İŞTE; HÜKÜMET KÖR, SAĞIR, HEM DA DİLSİZ. “ÇATLA PATLA YAPACAĞIM” MODUNDA

KENDİMİZİ HİÇBİR ZAMAN ÖNEMSEMEDİK. GELECEĞİMİZ İÇİN PROJE YAPIP, KAYNAK YARATAMADIK. ŞİMDİ YAŞADIKLARIMIZIN ALTINDA YATAN NEDEN BU…

Toplumsal bir kavgayı, bir arada yapmamız gerekirken, toplumsal bir ayrışmaya evrildik. Bana, kimsenin samimi olmadığı, herkesin kendi statükosunu korumaya çalıştığı yeni, bir ortam gibi geliyor. Herkes konuşuyor ama ağzındaki baklayı çıkarmıyor, bir şeyler hep eksik kalıyor

Kabloyla elektrik, eğer 2010’lu yılların başında gelseydi, bugün başka şeyler konuşuyor olacaktık. Bir taraftan kurulu gücünüzü elde tutacak, diğer taraftan da arz güvenliğini riske atmamış olacaktık. Dönemin “istemezükçüleri” CTP genel merkezine yuvalandı, UBP de irade ortaya koyamadı

O dönem, “hesap” üzerinden bize nasıl olamayacağını anlattılar. Oysa, irade üzerinden olmalıydı. Şimdi, İsrail- Mısır- Güney Kıbrıs üzerinden, Yunan adalarına, “irade” ortaya koyarak, stratejik bir adım atma kararlılığında

2010’lu yılların başına, “Kıbrıslı Türkler bölgede stratejik olarak da güçlü hale gelecek” demiştik. Dalga geçen geçene. En kötüsü, suya da aynı çevreler karşı çıkmıştı. Şimdi? Kaliteli bir suya, değerinin de altında ücret ödeyerek hem kullandık, hem belediyelerimizi ayakta tuttuk

En kötü ihtimal, suda olduğu gibi, enerjide de ödeyip alacaktık… Kendimizi önemsiz görme, kendimizin geleceği için önemli bir projeyi hayata geçirme sürecini ıskaladık. Şimdi de enerjide Türkiye’ye tam bağımlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Esas bağımlı şimdi olduk, hem para yok hem imkan

Şu an, pahalı bir üretim yapıyoruz. Çok pahalı. Ve bilin iki pahalı bir ürünü ucuza tüketiyoruz. Şu anda elektrik faturalarımızın en az yüzde yüz daha pahalı olması lazım. Bu ortamdan bahsediyorum. Çünkü, Kıb- Tek yatırım yapamadığı gibi, zarar etmeye de devam ediyor. Gerçekçi olmadan sotun çözmek mümkün değil

Her ay zarar 10 milyon dolar civarı. Buna, yakıt taşınmasına ödenmeyen yıllık 8.5 milyon doları da ekleyin. Bozulan jeneratörlerin tamiri için, Türkiye’nin harcadığı 2.5 milyon doları da ekleyin, yeterli enerji üretilmeyen zamanlarda güneye ödenen fazladan 4 milyon Euro’yu da

Ne yapıyoruz peki? Sadece akaryakıta aylık ortalama 350 milyon TL ödüyoruz. 35 milyon TL civarı da maaş ve benzeri giderler var. Geriye ne kalıyor? 15- 20 milyon TL… Ki bu aylarda tahsilat da düşüyor, kullanım azalıyor. Böylesi kötü bir tablo var

Bu tabloda, AKSA’dan alınan aylık 180- 200 milyon TL’lik enerjinin ödemesi yok. O kaynağı da ya KKTC maliyesi aktarıyor, ya Türkiye maliyesi KKTC’ye aktaracağı paradan ödüyor. Kıb- Tek’in aylık zararı ve devamında üretime devam etsin diye kamudan aktarılan kaynak her ay tam teşekkülü 4 okul demek

Şimdi, gelinen aşamada siyasi irade karar vermiş: AKSA devam edecek… Dün meclisi kapanana kadar izledim, dinledim. Eylemi haber merkezimiz sonuna kadar canlı takip etti. Herkesin söylemedikleri var, benim de dikkatimi o çekti. Oysa söylenmeyenler bizi kurtaracak

Başbakan, “Başka firmalarla da görüleceğiz” dedi, yalan. AKSA’dan başka firmayla görüşülmüyor, üstelik acıdır ki AKSA ile detayları görüşen de Başbakan ya da uzmanları değil. Protokol gibi, önlerine bir metin gelecek, imzalayacaklar. Başka firmalarmış… Duyan da ciddi bir yönetim zannedecek

Muhalefet, “neden AKSA’nın sözleşme ile adada kalmaması gerektiğini anlattı durdu. Ya soyulan Kıb- Tek… İhale takipçisi kurum yöneticileri. Ne olur? Soyanlar KKTC vatandaşı, soyan şirketler KKTC şirketi olunca, tamamdır? Tek suçlu iktidar mı Kıb- tek soygununda. Çark kurmuşlar, çark…

Çalışan, kurumuna sahip çıkma derdinde. Ama, kurumu soyan, soyulması için imza atan, kurumu soyduğu için hapis yatanlar da kurum çalışanı. Eninde sonunda, adrese teslim bu süreç sonlanacak. Geriye bir tek, birbirimizle kavgamız ve engelleyemediğimiz talan kalacak, vurgunlar devam edecek