Başbakan Faiz Sucuoğlu, 4 ay gibi bir sürede, üçüncü kez hükümet kuracak. Ben yeni bir şey beklemiyorum. Başbakan, biraz da acemiliğinin kurbanı olarak bir yol kazası yaşattı. Cumhurbaşkanına rest çekecek diye, istifayı masaya koydu, gelinen aşama bu

Bugün, yeni hükümet Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a sunulacak. Maliye Bakanı Sunat Atun listeden çıkacak, gücü yeterse Başbakan listeye Olgun Amcaoğlu’nu yazacak. Bunun dışında da kabinede başka bir değişiklik olmayacak. İzahı mümkün olmayan saçma süreçler

Olgun Amcaoğlu, Maliye Bakanlığı yaptı, Eğitim Bakanlığı yaptı. Faiz beyin kafasındaki isim o. Acemilik üzerine acemilik yapan Başbakan, Olgun Amcaoğlu’na kurtarıcı gözüyle bakıyor. Olgun bey de, devletçi, özel sektöre uzak, sadece maaş ödemeye odaklı çalışan bir isim, fazlasını beklememeli

Peki ya ülke? Bu sorunların üstesinden nasıl gelinecek? Her taraf dökülüyor. Bizi insan yerine koyan yok. Pis bir çevre, dökülen bir kamu, yalnız bırakılmış çalışanlar, öksüz kalmış özel sektör çalışanı. Ne seyrediyor? Sadece siyasetin acemiliklerini, iş bilmezlikleri

Mesela, sağlık çalışanları. Başka kamu çalışanlarına benzemez, örneğin doktorlar. Ek mesai falan değil kamudaki gibi. Bildiğiniz nöbet tutuyorlar, haftada 40 değil 80 saat çalışıyorlar, en az. Tam altı aylık nöbet ücretleri ödenmedi. Buna rağmen tüm kamu doktorları nöbetlerini tutmaya devam ediyor.

Düşünsenize, bu ülkede doktorların meslek yasası yok. Bir kamu çalışanı, işi bitmedi diye sabahlamak zorunda değil. Ama bir doktor öyle mi? Sabahlamak zorunda. Bırakıp kaçması olası değil. Hem tanımı yok, hem belirlenen haklarını alamıyor. Ne yapıyor kamu?

Bir başka konu, hafta sonu mesaimiz arasında yer aldı. Bu ülkede Güngör Çöplüğü var. Büyük paralar harcanmış, finansman yaratılmış, dış kaynaklı yatırım olarak AB tarafından finanse edilmiş. AB yetkilisi gibi düşünülmüş ama Türk gibi yönetilmiş bir alan.

Güngör Çöplüğü tam randıman çalışmıyor. Çöp, büyük bir dönüşüm ve kaynak işi ama, rantçılar üzerinde kavga ettiği için, ihalesiz birilerine peşkeş çekilmek istendiği için şu anda yarım yamalak çalışıyor. Hal böyle olunca, memleketin her tarafı çöp yığını haline gelmiş

Paşaköy’de tam bir dram var. Biliyorsunuz o bölgede askeri birlikler var, düzenli çöp çıkıyor. Köy ahalisi var, düzenli çöp çıkıyor. Bir alana yığılıyor, yakılıyor. Ne varsa yakılıyor, bölge halkı perişan. Koah hastaları, solunum sıkıntısı çeken hastalar perişan yahu, utanın biraz

İnsanlar, çöp yakıldığı için, evlerinden kaçmak zorunda. Doktorun, “sat evini da kaç, bu devam ederse öleceksin” dediği hastalar olduğunu bilmek, kimseyi üzmüyor mu? Utandırmıyor, germiyor mu? E bu yaşananlar maskaralık değil de nedir?

Ülkenin bir çok yerinde çöp alanları oluşmaya başladı. Güngör Çöp alanı amacından saptı, çaresiz kalan belediyeler yerleşim yerlerine yakın alanlarda depolama alanları oluşturuyor. Fazla birikti mi, hemen birileri yakıyor. Bu sorun gerçekten utanç verici. Çağdaş ülke böyle mi olur?

Karayolları ağımızdan falan geçtim. Bir sorunumuz da çöken yollar. Bu alanda da tam bir seferberliğe ihtiyacımız var. Ana yollar çukur doldu. Ciddi çökmeler var, araçlar telef oluyor. Bir çok kazanın nedeni alt yapı. Daha kapaklarla asfaltın aynı hizada olduğu bir alan göremedim. Alın size bir utanç daha

Ülkede en çok vergi, kullandığımız araçlar için veriliyor. Seyrüsefer, devir harcı, sigorta ücret KDV, muayene harçları, Makinist, kaporta derken… tek bir kuruşunun bu ülkedeki karayollarında bir çukur kapansın diye harcanmamasına ne demeli? Bu yolları hak etmiyoruz