EĞİTİM SİSTEMİ TOPYEKÜN ÇÖKERKEN, ÖĞRETMEN DE İKTİDAR DA ÇÖZÜMÜ YANLIŞ YERDE ARIYOR, ENERJİ KAYBEDİYOR

Neden devinip duruyoruz ki?Neden daha iyi bir ülke? Neden daha iyi bir düzen? Neden daha demokratik bir ülke? Neden hakça bir düzen?

Neden istiyoruz ki bunları? Herkes memnun. Öyle olmasaydı, memleket bu durumda olur muydu?

Millet malı hörgücü ile götürüyor… Eşine dostuna… Anasına, babasına… İneğine, tanasına… Tam bir talan düzeni var. İşte istikrarlı hükümetimiş da… Yeni yapıymış da… Biz de durup kafa yoruyoruz. Kimin umurunda… Kimin gaylesinde… Deve hörgücü ile gidiyor

Memleketin her tarafı talan ediliyor. Benim için, bu hükümet, “iş takip hükümeti”dir. Bakanların tamamı iş mi takip ediyor? Hayır elbette. Ama bu yaşananları gören, talan içerikli bakanlar kurulu kararlarına imza atan herkes, aynı kefede duruyor maalesef, engel olmayan da suçludur

Topyekün bir çöküş var; ülkeyi etkiliyor. Kim yönetiyor ülkeyi? Hangi amaçla yönetiyor? Maksat ne? Bunca yalan, dolan, talan, ihale takibi, adam kayırma neden? Sistem çöktü sistem. Ülke insanı büyük bir belirsizliğe itiliyor, bu seyir hali nedir, anlamak mümkün değil…

Öğretmen 3 gündür sokakta. Hangi dönemde? Özel okullar bir öğrenci işin servet niteliğinde ücretler belirlerken… “Ne alakası mı var?” Tam da alakası bu aslında. Önce genel grev, sonra Lefkoşa okulları, şimdi de okul öncesi eğitim okulları grevde…

Dün sordum, tekrar edeyim: HANGİ OKULLARA DÖNECEK ÖĞRETMEN? Öğretmen sendikaları için de, öğretmen için de eğitim bakanlığı için de tamamen bir zaman kaybı. Enerjiyi boşa harcama, üstelik toplumsal bir kazanımı da yok. Öğretmen onuru tartışılmaya devam ediyor

Sorunlara doğru teşhis koymazsak, çözümü yanlış yerde ararız. Devlet okullari gözardı ediliyor. Altyapısı bitmiş, az okul hariç, öğrenci kalitesi ciddi derecede sorgulanıyor. Kalite dediysem akademik başarıyı kastetmiyorum, insan kalitesinden bahsediyorum

Okullarımızda disiplin bitmiş, altyapı çökmüş, öğretmen otorite kuramıyor, okul yönetimleri parasızlıktan bıkmış, biriken sorunlara çare üretemiyor. Peki kavga nedeni ne? Öğretmen sınıfta kaç saat kalacak. Çünkü siyaset sadece bu noktaya takmış

Türkiye ve KKTC arasında imzalanan bir protokolde Öğretmenin derse az girdiği saptanmış, bunun için yasa yapılması istenmiş, bizimkiler da “he” demiş. Yani fili kulağından tutmuş. Fil çürüdü fil. Koskoca bir ülkenin eğitim sistemi çökmüş, amaca hizmet etmiyor. Siz ders sayısıyla uğraşın

Eğitim bakanının, maliye bakanının, Başbakan’ın kendilerine sorması gereken SORULAR vardır. Eğitim neden bu halde? Öğrenci yapısı davranışları ile birlikte neden bu kadar değişken? Okul binaları neden bu kadar yıpranmış?

Dediğin gibi, sorunları doğru teşhis etmezsek, çözümleri de hiç birimize fayda etmeyecek noktalarda ararız. Bu durumda sendika kendine sorsun: öğretmenler nasıl bir sistemde, kime ders veriyor? Bakanlık da kendine sorsun: bu yapıda öğretmen 3-5 ders fazla verse ne olur vermese ne olur?

Eğitim sistemi koca bir bataklık. Ne kaybettiğimizin farkında değiliz. Geçmişi yok ettik, bugün elimizden kayıp gidiyor, yarına ise hiçbir şey kalmıyor. Bunu anladığımız an öğretmen temsilcileri ve eğitim bakanlığı bir masa etrafında en azından geleceği kurtarmak için kafa yorar…

 Ülke yeniden Türkiye seçimine odaklanıyor. Peşi sıra KKTC’de milletvekili ara seçimi var. En azından bürokrasi var olan sorunları çözsün diyeceğim ama, “ nerede eski bürokratlar?” diyerek yazıya son vermem sanırım en iyisi