Mesarya’da soya fasulyesi yetişir mi?

ads ads ads ads
29/12/2019

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


GÖR DENİLEN / Cenk Uzunoğlu

Başlığa takılmayın.

Onu bana bırakın!

Yazının sonuna doğru bağlayacağım.

İki üç hafta önce, Trump ile Çin arasındaki ticaret savaşını rakamlar ve arkasındaki siyasi hesabı anlatan keyifli bir sunuma katıldım.

Çin’in muhatabı ‘ABD’ yerine taraf olarak ‘Trump’ diye yazmam bilinçli, çünkü dinlediğim sunumun ana teması buydu.

Trump’ın derdi ticaret savaşını ABD adına kazanmak değil.

Trump seçmenlerin kendisinin onlar için savaştığını düşünmesini istiyor. Altyazılı Amerikan milliyetçiliği de böyle oluyor. Çin’e asker gönderecek hali yok ya.

Daha sunumun giriş cümlesinde katılımcıların tümünün ABD menşeili firma çalışanları olan bizlere ‘Çin’in kısa dönemde ABD ile gireceği gerçek bir ticaret savaşını kazanma ihtimali var mı’ diye soruldu.

Hızını alamayıp kendi sorduğu soruya bizim cevap vermemizi beklemeden ‘kısa dönemde Çin’in ABD’ye karşı ticaret savaşını kazanma şansı sıfır’ diye cevap verdi sunucu.

ABD, Çin’e yıllık 150 milyar dolarlık ihracat yapıyor.

Çin ise tüm dünyaya toplam 2,3 trilyon dolar ihracat yapıyor.

Bunun içinde ABD’nin payı kabaca 600 milyar dolar.

Karşılıklı gümrük vergisi koyup tabiri caizse sonuna kadar tarife savaşı silahını çekseler kimin daha fazla tarife uygulama alanı ve çeşitliliği olduğu ortada.

ABD kazanır çünkü elindeki matrah ve çeşit çok daha büyük.

Ama Trump, Çin’i yola getirmenin gereklerini yapmayı bir kenara bırakın tam da bunun tersi bir siyaset izliyor.

Trump’ın yapması gereken Çin’in diğer büyük ihracat yaptığı Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Kanada ve Japonya gibi ülkeleri ortak bir çıkar etrafında ve doğru gerekçeleri öne sürerek yanına alıp Çin’e üç alanda baskı yapmak olmalı.

Nedir bunlar?

Çin’in teknoloji ve ürün kopyalamasına,

Yuan’ın devlet eliyle devalüe edilmesine ve

İnsani şartların altında hala daha işçilik yapılmasına ağır yaptırımlar getirmesi için ortak tavır koyulmasına liderlik etmek.

ABD bu üç konuda tedbir alması yönünde hareket etse adil rekabet etme koşulları doğru bir mecraya oturacak.

Çin, Rusya, Kuzey Kore ve Hong Konk dışındaki ihracatının çok büyük bir bölümünü ABD ve Trump sayesinde müttefiklik bağları zayıflayan 8 ülkeye yapıyor. Trump bu 8 ülkenin olası ortak tavrını NATO üyesi olan diğer ülkelere de taşısa Çin’e karşı çok daha güçlü bir ittifak oluşturacak.

Trump, Çin ile ticaret savaşında ABD’nin askeri ve siyasi müttefiklerini yanına almak yerine yapmaması gereken bir şey yapıyor.

Müttefiklerine de aynı anda ticaret savaşı açıyor. Ya da bu yönde ilişkilerde belirsizlik yaratan, iş birliği iklimini ortadan kaldıran söylemler içine giriyor.

Bunu yapmakla da doğal olarak Çin e karşı ortak ve caydırıcı bir tavır alınmasının önüne geçmiş oluyor.

Çin’i rahatlatıyor.

Bunun için sunumdaki diğer mesaj da Çin’in çıkarının Trump’ın seçilmesi yönünde olduğu söylendi. Demokrat bir aday kazanırsa Çin için bunun çok daha büyük bir tehlike olduğu iddia edildi.

Enteresan bir görüş daha ortaya koydu sunucumuz.

Çin’i ticaret savaşında güçlü kılan en önemli unsurlardan biri olan yaygın ucuz işçiliği oluşturan 1,4 milyar nüfusun her geçen gün daha fazla kalori ihtiyacı ve talebi olduğu.

Çin, ABD’den hatırı sayılır miktarda tarım ürünleri alıyor.

Aldığı en önemli tarım ürünü de soya fasulyesi.

ABD iç siyaset dengeleri ile ilgili enteresan bir veri daha paylaşıldı toplantıda.

ABD’de soya fasulyesi dahil tarım yapan çiftçiler 2016 başkanlık seçimlerinde Trump’a 92% oranında oy vermiş.

ABD seçim sistemi bu yazının konusu değil ama her eyaletin nüfusu ile orantılı farklı sayıda delege sayısı var. Eyaleti kazanan o eyaletin tüm delegelerini de kazanmış oluyor.

Soya fasulyesi de ABD’nin orta batı ve orta doğusundaki eyaletlerde yetişiyor. Buradaki eyaletlerdeki çiftçi sayısı yüksek ve demokratlara karşı marjinal oy oranıyla kazanılan eyaletler olduğu için Trump’ın seçilmesinde belirleyici olmuş.

2020 Kasım seçimlerinde de belirleyici olacağı yüksek ihtimal.

Dolayısıyla Trump her havaya girip Çin’e karşı tweet bombardımanına başladığında, Çin müzakere masasında onurlu çıkış kapısını açık bırakma amacıyla sessizce soya fasulyesine tarife uygulamayı gündeme getirmesi Trump’ın geri adım atması için yeterli oluyor denildi.

Çin soya fasulyesinin 51%’ini ABD’den, 49% da Brezilya’dan alıyor.

Sunumun tam da bu noktasında rahmetli babamın mesaryadaki tarlaları aklıma geldi.

Şaka bir yana Kıbrıs’ta sonbahar ve ilkbaharda soya fasulyesi yetiştirmek mümkün mü?

15 ile 25 derece arasında yetişen soya fasulyesi Konetra ve Tirmen’de yetişir mi diye düşündüm.

Vallahi alıcısı hazır.

Günden güne daha fazla kalori talebinde bulunan 1,4 trilyon Çinli var.

Hadi bizim Mesarya ovası çok küçük derseniz, Konya ovası ya da Anadolu’nun başka bir yeri olmaz mı diye bugüne kadar T.C. devletinde bu konuya bakan oldu mu?

Biri bunu araştırsa.

Hep batıya bakıyoruz.

Halbuki Çin, AB ve ABD hegemonyasının dışında Akdeniz’de iş birliği yapma arayışında kocaman bir pazar.

Liberal ekonomiyi bilen, anlayan ve tecrübe etmiş teknokrat Başbakanı tam da bu ve buna benzer konulara öncülük etsin, araştırtsın, üretimin ve ihracatın önündeki tıkanıklıkları açsın diye bu göreve gelmesini destekledik.

Siyaset ve bürokrasidekilerin meselesi aday olacağı bir üst makamın şu andaki içeriğine hazır olmasa da ya tutarsa diye fırsat kovalayıp hızlı bir yere gelmek olmamalı. Tam tersine mesele halihazırda bulundukları makamda icraat yaparak toplum ile birlikte ne kadar uzağa gitmekle alakalı olmalı.

Siyasette ve bürokraside daha üst makamlara hevesi olanlar aradaki farkı ve önlerindeki fırsatı anlayabilseler bu konjonktür içinde gerisi kendiliğinden gelecek.

29/12/2019 12:24
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mesarya’da soya fasulyesi yetişir mi?, haber, kıbrıs,
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.