Mete Tümerkan: Guterres mandasını iade etmeli
"Kıbrıs konusunda bir şeylerin değişmesi Guterres’in mandasının değişmesini talep etmesi ile mümkündür"
22/09/2023
BM Genel Kurulu her yıl Eylül ayında New York’ta toplanıyor.
Genel Kurul çalışmaları için New York’a giden liderler burada farklı görüşmeler gerçekleştiriyor.
Kıbrıs konusu da bu arada her yıl Eylül ayında New York’a taşınır.
Bazen gündemde ön sırada yer alacak şekilde konuşulur, bazen de sadece Kıbrıs Türk ve Rum liderlerin yaptıkları temaslar ile sınırlı kalır.
Kıbrıs konusu 2017’de İsviçre’de Crans Montana’da Rum Lider Nikos Anastasiadis'in masayı terk etmesi sonrasında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gündeminden düştü.
Türk tarafı 2017’de Anastasiadis masayı devirdikten sonra çok net bir tavır ortaya koydu ve federal çözüm arayışlarının artık bittiğini açıkladı.
Kıbrıs konusunda müzakere masasının yeniden kurulabilmesi için de Türk tarafının egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsünün kabul edilmesini şart koştu.
Aslında Türk tarafının bu talebi Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken var olan hakkının yeniden kayıt altına alınmasını istemekten başka bir şey değil.
Yani Türk tarafı var olanın not edilmesini istiyor…
Türk tarafı, taraflar yeniden masaya döneceklerse eşit olarak dönmeleri ve kalkarken de yine bir anlaşmazlık durumu söz konusu olursa, eşit statülerle kalkacaklarının güvence altına alınması konusunda ısrarlı.
Bu koşullarda kurulacak bir müzakere masasında Türk tarafı her konuyu konuşmaya hazırdır.
Kıbrıs konusunda ortaya konulan bu yeni siyasetle ilgili olarak hem Ankara’da hem de KKTC’de tam bir kararlılık var.
Bu yeni politikanın değişmesi mümkün görünmüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında çok net bir şekilde Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki duruşunu ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Kıbrıs'ta çözümün artık federasyon modeli temelinde gerçekleşemeyeceğinin herkesin kabul ettiği bir gerçek olduğuna işaret ederek, “Uluslararası toplumu bunu kabullenerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz” dedi. Erdoğan bu yılki konuşmasında bir kez daha dünyaya “KKTC’yi tanıyın” çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York’taki temasları kapsamında en önemli görüşmesini BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yarın yapacak.
Tatar bu görüşmede Kıbrıs Türk tarafının neden egemen eşitlik ve eşit uluslararası temsiliyet konusunda ısrarcı olduğunu Guterres’e anlatacak.
Cumhurbaşkanı Tatar, Genel Sekreter Guterres’e müzakerelerin yeniden başlayabilmesi noktasında ortak bir zemin olmadığı yönünde yapmış olduğu tespiti de anımsatacak ve Guterres’in bu tespiti sonrasında bir değişiklik olmadığının altını çizecek.
Ersin Tatar Guterres ile görüşmesinde Kıbrıs konusunda 2022 yılının Temmuz ayında kendisinin yaptığı işbirliği önerilerini de anımsatabilir.
Ve bu işbirliği önerileri çerçevesinde tarafların konuşabileceklerini söyleyebilir.
Gelinen noktada net olan bir şey var, o da Türk tarafı için federal çözüm arayışlarının 2017 itibarı ile sonlandığıdır.
Cumhurbaşkanı Tatar görüşmesinde bu konudaki kararlı tavrın altını bir kez daha çizecek.
Kıbrıs Türk tarafı Cumhurbaşkanı Tatar’ın yüz yüze bir görüşmede BM Genel Sekreterine Kıbrıs konusuna bakışını anlatacak olmasını çok önemsiyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres 2017 yılında göreve başlar başlamaz ayağının tozu ile İsviçre’ye gitmiş ve Kıbrıs zirvesinde tarafları uzlaştırmaya çalışmıştı.
Eski bir siyasetçi olan Guterres pragmatik yaklaşımları ile taraflar arasında bir orta yol bulunması ve Kıbrıs zirvesinin başarı ile sonuçlanması için çok çaba sarf etmişti.
Ama Guterres orada Rum Lider Anastasiades’in uzlaşmaz tutumu ile yüzleşti.
Taraflar arasında ortak bir zemin olmadığını gördü.
Panediminin sürdüğü 2021 yılında İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleşen 5+1 formatındaki gayri resmi Kıbrıs konferansında Guterres bir kez daha ortak bir zemin olmadığı tespitini yaptı.
Kısacası BM Genel Sekreteri Guterres, Kıbrıs konusunda mevcut koşullarda müzakerelerin başlayabilmesi için ortak bir zemin olmadığını, BM Güvenlik Konseyi’nin kendisine verdiği manda ile bir ilerleme sağlanamayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamayacağını çok iyi bilen biridir.
1974 sonrası dönemde 2017 yılına kadar federal çözüm arayışlarının ve bu çözüm arayışlarında yol gösterici olan BM Güvenlik Konseyi kararlarının bir sonuç doğurmadığı gerçeği de ortadadır.
Durum bu olunca Kıbrıs konusunda yeni bir sayfa açılmadan yeni bir müzakere süreci olamayacağı tespitini yapmak çok zor olmasa gerek.
Yeni bir sayfa açılabilmesi için de Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş’ın yıllarca söylediği bir adımın atılması artık şarttır.
Denktaş yıllarca BM Genel Sekreterinin Güvenlik Konseyinin kendisine verdiği ‘Good Offices Mission’ mandası ile Kıbrıs konusunda çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığını söyleyip durdu.
Denktaş, manda değişmeden Kıbrıs konusunda bir yere varılamayacağını ısrarla muhataplarına anlattı.
Kıbrıs konusunda yaşanan diğer gelişmelerde olduğu gibi mandanın değişmesi konusunda da Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş haklı çıktı.
Kıbrıs konusunda bir şeylerin değişmesi Guterres’in mandasının değişmesini talep etmesi ile mümkündür.
Eski yöntemlerle ve var olan manda ile yola devam etmekte ısrar hiçbir şeyi değiştirmez.
İşleri daha da çıkmaza sokar o kadar.
22/09/2023 15:45