Mete Tümerkan: Kıbrıs’ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
04/08/2021
Kıbrıs konusunda Maraş kartının açılması ile ezberler bozuldu.
Taşlar yerinden oynadı.
Maraş ile ilgili uygulanan politika 47 yıl sonra değişirken, elbette ki gürültü kopacaktı!
Koptu da…
Güney Kıbrıs karıştı. BM ve AB ayağa kalktı.
Yıllarca statüko devam ederken ve statükonun yarattığı olumsuzluklar Kıbrıs Türklerlerini olumsuz etkilerken sesi çıkmayanlar, Maraş adımı ile birlikte statükonun taşlarının yerinden oynamaya başlaması ile paniğe kapılmış durumda!
Demek ki Maraş’ta doğru işler yapılıyor.
Uluslararası hukukun içinde kalarak atılan adımlar ezber bozuyor.
Maraş konusunda ilk adım, 18 Haziran 2019’da KKTC Bakanlar Kurulu’nun aldığı karar ile atılmıştı.
Bu karar Maraş’ta bilimsel envanter çalışması yapılması kararıydı.
Envanter çalışmasının ardından Maraş’ın yüzde 3.5’lik bir bölümünün askeri bölge kapsamından çıkarılması kararı ile çok daha değişik bir aşamaya gelindi.
Bu kararla birlikte Maraş’ta sivil hayatın KKTC Yönetimi altında yeniden başlamasının da kapısı açılmış oldu.
Bu aşamadan sonra Kıbrıs konusunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
BM ya da AB’nin açıklamalarına bakarak kimse Maraş’ta Türk tarafının geri adım atacağı yanılgısı içine girmesin.
Maraş konusunda şu ana kadar atılan adımlara karşı 550 sayılı Güvenlik Konseyi kararı gündeme getirildi.
Bu kararın beşinci maddesinde “Maraş’ın herhangi bir bölümüne kendi sakini dışındaki insanların yerleştirilmesi çabalarını kabul edilmez olarak niteler ve bu bölgenin Birleşmiş Milletler yönetimine devredilmesi çağrısında bulunur” ifadesi var.
KKTC Yönetimi şu anda Maraş’ta yaptığı açılımla Maraş’ın 1974 öncesi sakinlerine dönük çağrı yapıyor.
Sakinler derken de o dönemin sadece mal sahiplerinden değil, dönemin kiracılarını da kapsayacak bir adım atmış oluyor.
Kısacası şu ana kadar atılan adımların BM Güvenlik Konseyi kararının hedefi ile çelişen bir yanı yok.
Kaldı ki, BM Güvenlik Konseyi kararlarının bağlayıcılığının tartışma konusu olduğunu da bir tarafa not etmek fayda var.
Maraş adımı ile, Kıbrıs meselesinde Crans Montana sonrasında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yönündeki söylem de ete kemiğe büründü.
Atılan adımlarla ezberler bozuldu..
Maraş, müzakere süreçlerinde pazarlık kozu olmaktan çıkarıldı.
Türk tarafı Maraş adımı ile birlikte Kıbrıs konusundaki politika değişikliğinde yani ‘egemen eşit iki devlet’ ısrarında kararlı olduğunu da ortaya koydu.
Artık eski politikalara dönüş yok!
Kıbrıs meselesinde bundan sonra müzakere masası kurulacaksa bu ancak eşit egemen iki taraf temelinde kurulabilecek.
Kıbrıs konusunda bu noktaya gelinmesindeki neden, yıllarca Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafının eşitliğini kabul etmemekteki ısrarı oldu.
En son Rum Lider Nikos Anastasiades Crans Montana’da Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini kabul edemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koymuştu.
Yıllarca mevcut statükoyu koruyarak yoluna devam eden Rum tarafı bu işin böyle devam edeceği hesabı ile hareket etti; konfor alanlarının hep olduğu şekliyle korunacağı yanılgısı ile. Ama öyle olmayacağı ortaya çıktı.
Kısacası, önce egemen eşitlik konusundaki ısrar, onun ardından gelen Maraş adımı ve bunlara paralel Doğu Akdeniz’de ortaya konulan kararlı politikalarla birlikte görünen o ki Kıbrıs’ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!