Mete Tümerkan yazdı: Gerçekçi olmak durumundayız

Tümerkan: "Şimdi bu noktada önemli olan kısır döngüleri kırmaktır. Çünkü aynı yolu yürüyerek farklı bir yere varılması mümkün değildir."

ads ads ads ads
18/09/2020
HK

ads
Mete Tümerkan yazdı: Gerçekçi olmak durumundayız

Sorunlar ancak onlara doğru teşhis konulması ve buna göre hareket edilmesi halinde çözüme kavuşturulur.

Tıpkı hastalıklarda olduğu gibi.

Kıbrıs Türk halkının en büyük sorunu var olan sorunlarına doğru teşhisler koyamaması ve bunlara çözümler üretememesidir.

Siyasette yaşadığı açmazın nedeni de budur, kamudaki verimsizliğin de…

Yollarda yanmayan lambaların, var olan çukurların, pandemide yüzleştiğimiz sağlık alt yapısındaki eksikliklerin de…

Kıbrıs sorunun devam edip gidiyor olmasının da…

Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Bunun sonrasında ortaya çıkması muhtemel siyasi krizlerle birlikte belki de bir erken seçimle karşı karşıya kalınabilir.

Şimdi bu noktada önemli olan kısır döngüleri kırmaktır.

Çünkü aynı yolu yürüyerek farklı bir yere varılması mümkün değildir.

Kıbrıs Türkü yıllardır hep aynı şeyleri tekrarlayıp durdu.

Kendini kısır döngüler içerisine hapsetti.

Bu arada sorunlarına doğru teşhisler koyup çözümler üretmediği ya da üretemediği için sorunlar büyüdü.

Ve gün geldi sorunların altında ezilmeye başladı.

Şu anda pandemi sürecinde yaşanan da işte biriktirdiğimiz sorunların yarattığı sıkıntılardır.

Umarım bundan artık bir ders çıkarırız.

Kısır döngüyü kırarız.

Aynı yolu yürüyerek farklı bir yere varabileceğimiz yanılgısından vazgeçeriz.

Bir kere boş vaat, slogan ve içi boş umut pompalayarak bir yere varamayız.

Bunları bir yana bırakmak ve meselelere doğru bir şekilde yaklaşmak zorundayız.

Gerçekçi olmak durumundayız.

Örneğin Kıbrıs meselesinde her Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde seçim kampanyalarında çözüm umudu öne çıkarılır.

Seçim sonrası hemen çözümün geleceği ve tüm dertlerin biteceği algısı yaratılır.

Seçim biter ama bizler Kıbrıs meselesi ile yaşamaya devam ederiz.

Çözüm algısını en iyi satan aday da beş yıl o koltuğa oturur.

Kıbrıs Türk halkının hayatında bir şey değişmez.

İzolasyon, ambargo devam eder, bu arada Rum tarafı da tanınmış olmanın avantajlarını kullanır.

Biz çözümsüzlüğün dayattığı bedelleri öderken, Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti şapkaları ile uluslararası tanınmanın getirdiği nimetlerden fazlası ile yararlanır.

Bu arada yarım asrı aşan bir zaman dilimi içinde kurulan müzakere masaları hep ayni nedenden çöker.

Müzakere masasında son aşamaya gelindiğinde Rum lider (kim olduğu fark etmez) “halkım Kıbrıs Türkü ile siyasi eşitliği paylaşmaya hazır değildir” der ve masadan kalkıp gider.

Yıllardır aynı hikaye.

Masanın etrafına oturan kişiler değişse de son hep aynı.

Rum yoluna devam ederken Kıbrıs meselesinin siyasi çözümsüzlüğünün  bedelini Türk tarafı ve bir şekilde Türkiye ödemek durumunda kalıyor.

Şimdi bakıyorum, yine aynı senaryo uygulamaya konulmak ve yaratılacak umutlarla bir seçim daha geçiştirilmek isteniyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de buna çanak tutuyor.

Tüm bunların tek bir amacı var. Birilerinin seçimi kazanması…
Birileri seçimi kazanabilir ama Kıbrıs Türk halkı ne olacak? Bence burada sorulması gereken en kritik soru bu.

Müzakere masasının net olarak yeniden kurulması şartlarının olmadığı koşullarda Kıbrıs meselesine bir çözüm gelmesi mümkün değildir.

Bizim her şeyden önce meseleye doğru bir teşhis koyarak seçimimizi ona göre yapmamız gerekir.

Aynı yolu yürüyerek farklı bir yere varamayacağız bilinci ile hareket etmeliyiz.

Sadece Kıbrıs meselesinde değil, her konuda.
Pandemide de, eğitimde de, ekonomide de…
Kısacası her konuda...

 

 

18/09/2020 10:33
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan, kıbrıs, müzakere, Kıbrıs konusu
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.