Milletin vekili, hastalığa yakalanmış vatandaşının durumuna nasıl olur da sevinir?
18/04/2021
Ali Baturay
Pandemi döneminde dayanışma ve işbirliğinin önemli olduğu söylendi hep…
Başlarda biraz dayanışma oldu, şimdi de bazı yardımlar yapanlar var ama genele baktığımızda, bırakın dayanışmayı, birbirini yiyor çeşitli halk grupları ve sektör temsilcileri.
Toplumun birbirini yiyor, birbirine katlanamıyor oluşunda hükümet edenlerin sorumluluğu var.
Hükümetin reel sektöre beklenen katkıyı yapamaması ve yanlış tutumları nedeniyle önce devlet çalışanlarıyla özel sektör çalışanları birbirine düşman oldu, sonra da sektörler arası düşmanlık büyüdü.
Aynı sektördekiler bile kavgalı, bakın turizmin paydaşlarına kaç parça olmuşlar…
Parçalanarak, hak aramak sonuç getirmez ama yaşanan sıkıntılar nedeniyle bunu düşünen, değerlendiren yok…
Toplumun parçalanması, hükümet edenlerin işine gelir, çünkü parçalanan kitleleri yönetmek daha kolay…
Sosyal medyada da kişiler, gruplar birbirine çok ciddi bir şekilde saldırıyor, hiç zamanı değilken ve gereği yokken.
Sorumluluk sahibi olması gereken devlet yöneticileri, hükümet edenler, bakanlar, iktidar milletvekilleri, bu sorumluluğu gereğini yerine getirebiliyor mu?
Hayır yapamıyorlar, en fazla halkına sahip çıkması gereken zamanlarda bile bunu yapmıyor, tam tersine dışlıyorlar, bu halde bile “bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” diye ayırıyorlar.
Gördünüz işte, Anayasa Mahkemesi bir karar açıkladı, kendi yargılarına, kendi Anayasa Mahkemesine bile sahip çıkamadılar, suçlayıcı açıklamalar yaptılar…
İşleri güçleri bir yerlere yaranmak, yalakalık yapmak…
Makama gelmek kadar, orada sağlam, ilkeli durabilmek de önemlidir...
Bir de aralarında milletvekili olduğunu unutanlar var, milletin vekili olduğunu unutan.
PCR sonucu pozitif çıkan sendikacı için “oh çeker” gibi açıklama yapan bir milletvekili.
UBP Milletvekili Yasemin Öztürk, “temaslı olmadığını” iddia ediyor ve böyle olduğu halde, “temaslı olup meclise geldiği” gerekçesiyle, mecliste grev kararı alan KTAMS’ın Genel Başkanı Güven Bengihan’ın virüse yakalanmasına “Allah’ın takdiri” diyor.
Yasemin Öztürk, “Temaslı olduğumu iddia eden bu şahsın benim için eylem yaparken kendisinin Covid-19’a yakalanması Allah’ın takdiri” diyebiliyor.
Sözde “geçmiş olsun” demek için sosyal medyada paylaşımda bulunan milletin vekili, “oh olsun” der gibi ifadeler kullanıyor.
Covid-19’a herkes yakalanabilir, hastalık zaten her yerde, böyle bir durumda bir insanın hastalığı için böyle bir paylaşım mı yapılır?
Sendika, tedbir alınsın diye eylem ve grev yapmışsa, suç mu işledi?
Tedbir istemek, temkinli olmak neden suç olsun ki?
Milletvekilinin paylaştığı ifadeler dijital gazeteler tarafından haber yapıldı, vekilin bu paylaşımı, başkalarının da nefret mesajları yazmasına neden oldu.
Bir milletvekili bir vatandaşının hastalığından sevinç duyar mı, oh çeker gibi paylaşım yapar mı, hastalığa yakalanan kişi için “Allah’ın takdiri” der mi?
Bir milletvekili paylaştığı dolaylı nefret mesajıyla başka nefret mesajlarına yol açar mı?
Ülke yöneticileri, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, iktidar milletvekilleri, “bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” anlayışı benimseyemez.
Onlar tüm ülke vatandaşlarını temsil ediyorlar, onlar gibi düşünmeyenleri, onların politikalarına onay vermeyenleri düşman ilan edemezler.
Son zamanlarda en tepedekinden aşağıya bu ruh hali içine girdiler, o kadar ki hastalığa yakalanmış sendikacının durumuna sevinecek, “Allah’ın takdiri” diyecek kadar.
Güven Bengihan’a da bu hastalığa yakalanan tüm vatandaşlarımıza da “geçmiş olsun” der, “acil şifalar” dileriz ve bu ülkenin yöneticilerini, iktidar milletvekillerini sağduyuya, kendilerine gelmeye davet ederiz.
Herkes bulunduğu makamın, bulunduğu yerin sorunluluğunu taşısın artık, bu kadar sorunun içinde bir de sizin sorumsuz tavırlarınızla mı uğraşacağız?
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız