Musevi-Rum lobilerinin koalisyon lideri Biden’a dikkat

Joe Biden geçmişten beri Kıbrıs’a yakın ilgi duymuş olan bir siyasetçi.

ads ads ads ads
15/09/2019

Kıbrıs’ın NATO üyesi olmasının da işaret fişeğini siyasi olarak kamuoyuna ima yoluyla da olsa ilk duyuran yine Biden’dır.

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


GÖR DENİLEN / Cenk Uzunoğlu

Büyük bir sürpriz olmazsa önümüzdeki yıl Trump’ın karşısına Demokrat Partinin adayı olarak Obama döneminin başkan yardımcısı Joe Biden çıkacak.

Joe Biden geçmişten beri Kıbrıs’a yakın ilgi duymuş olan bir siyasetçi.

Hatırlayacağınız üzere 2014 Mayıs ayında adanın her iki kesimini de ziyaret etmişti.

O ziyaretinde söylediklerini hatırlamakta fayda var çünkü içine gaz konusunu da alan bugünkü ABD siyasetinin hala daha temelini temsil ediyor.

Biden, görevde olduğu sekiz yıllık süre içerisinde Kıbrıs ve Türkiye ilişkileri konusunda bakanlık sözcülerinin de ötesine geçerek kamuoyu önünde olma isteğini ortaya koyan bir çizgideydi.

Başkan seçildiği takdirde ‘’Amerika, Kıbrıs konusunda böyle istedi’’ diyeceklerimizin gerisinde etrafındaki danışmanlardan daha fazla emin olun o olacaktır.

Bunun için ABD’nin siyasetini anlamak için Biden ile ilgili de bir iki şey söylemek lazım.

Joe Biden, zaman zaman Türk medyasında ona atıfta bulunulduğu üzere Musevi değil ama uzun siyasi hayatında radikal bir Siyonist kadar Musevi lobisinin desteğini almayı başarmış biridir. Benzeri desteği Yunan lobisinden de aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu yönüyle özellikle Kıbrıs konusunda bizim için sıradan gelip geçici etki edecek bir ABD siyasetçisi değildir. Hele hele konu doğalgaz gibi içine İsrail ve Rumları almış olan bir gündem haline gelmişse.

Bunların bazılarını bugüne kadar yansıyan gelişmelerin ilk hamlelerini oluşturmuş olmalarından dolayı hatırlayalım.

Joe Biden adaya ziyaretinde Rum muhataplarına, ‘’bölgeyle ilgili enerji planlarının, Türkiye ile de Türkiyesiz de ilerleyebileceğini” söylemişti. E vallahi şu ana kadar öyle oldu.

Bugüne kadar uzanan gelişmelerin işaret fişeği bu demeç oldu. Doğu Akdeniz deki gaz arama çalışmaları için Türkiye’ye yönelik ilk açık tehditti. Bir süre sonra Türkiye’nin siyasetini de şekillendiren ve bölgeye ilk arama gemisi gönderilmesinin tetiğini çeken demeç de bu oldu.

Yukarıdaki tehdidi ortaya koyan ayni Biden, görevdeyken Türkiye’ye yaptığı en son ziyaretinde ‘’Doğu Akdeniz’deki enerji koridorunun içine Türkiye’nin gerekli adımları atmasıyla ortak olarak girebileceğini’’ de söylemişti.

Bunun İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum siyasi çevreleri tarafından söylense zafiyet algısı yaratacağı için Biden bunun hem arabuluculuğunu yaptı hem de tarafların nabzını tutarak bu işin ABD kontrolünde yürütülmesini de ABD siyasetinin hedefi yaptı.

Trump’a göre rölatif olarak ne derece karşımızda olacağı belli olmayan, geçmişinde hem öğrencilik (Hukuk fakültesinde) hem de 1980li yılların sonunda ilk Başkanlık adayı olma denemesinde ‘’referans vermeden kopya çekmekle’’ ilgili yaşanmış şaibeli olaylar olan bir başkan aday adayı var.

Karakter analizi yapacak halimiz yok ama Biden’ın pragmatik ve lobilerin istekleri doğrultusunda sonuca yönelik hamle yapmakta tereddüt etmeyecek tez canlı biri olduğunu söylemek abartılı olmaz.

Tüm bunları başımızı kendi gündemimizden kaldırıp bizi de ilgilendiren bir kişinin ABD başkanı seçilmesiyle daha önce söyledikleri üzerinden öngörüde bulunmak adına bir resim çizdik. Tabiri caizse ufuk turu attık.

Bu arada Biden, Trump’ın ikinci dönem seçilmesini ABD’nin beka sorunu haline getirmiş bir kampanya yürütüyor. O derece ki parti içinde yeni fikirlerden ziyade Trump’ın seçilmemesi gerekir noktasında bir söylem ile geniş tabanlı bir konsolidasyon yapma hedefi ile hareket ediyor. Görüldüğü üzere dünyanın birçok yerinde demokrasinin maliyeti olduğunu öne sürerek fedakârlık yapılması talebi ile siyaset yapanların sayısında artış var.

Biden’ın seçilmesinin bizim bekamıza yapacağı etkiyi de bizim düşünmemiz gerekiyor.

Adaya ve Türkiye’ye yaptığı sayısız ziyaretlerinde söyledikleri ile yazıyı sonlandıralım.

Biden seçilirse Kıbrıs ve Türkiye ilişkilerinde en son bıraktığı yerden devam edileceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok.

Biden’ın Erdoğan ile en son görüşmesine atıfta bulunarak söylediği ‘’Türkiye Kıbrıs’ta askerinin olmasının kendisine bir menfaat sağlamadığını tam olarak anlamış durumdadır’’ demeci nasıl telkinde bulunulduğunun kanıtıdır. 

Biden adadan ayrılmadan önce sarf ettiği son sözlerle de ‘’Kıbrıslıları Tanrı’nın kutsadığı ABD’nin müttefiki ülkeler grubunun olduğu şemsiyenin altına girmek isteyip istemediklerini düşünmeye’’ davet etmişti.

Yavaş yavaş hortlatılmaya başlanan Kıbrıs’ın NATO üyesi olmasının da işaret fişeğini siyasi olarak kamuoyuna ima yoluyla da olsa ilk duyuran yine Biden’dır.

Biden seçilirse bugüne kadar hiçbir ABD Başkanının olmadığı kadar aktif bir Kıbrıs politikası izleme olasılığı çok daha yüksek olacaktır.

Belki de bu sorunun çözümünde eksik olan unsurlardan biri de budur.

15/09/2019 09:02
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: cenk uzunoğlu, joe biden
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.