Mutsuzluk ve umutsuzluk kapladı ülkenin her tarafını

ads ads ads ads
02/03/2022

ads

Ali Baturay Ali Baturay


     KKTC, tam bir mutsuzluk ülkesi oldu…

     Hiçbir şey iyi gitmiyor buralarda, hem de hiçbir şey.

     Halkın kendini kötü hissedeceği her şey var…

     Zaten KKTC’nin tanınmamışlığı, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ve belirsizlik, yıllardır ülke insanı üzerinde bir ağılık yapıyor.

     Bunun üzerine bir de başarısız ülke yöneticilerinin halka yaşattığı sorunlar ekleniyor.

     “Devlet kurduk” diyoruz ama yaptığımız devletçilik oyunundan başka bir şey.

     Devlet olmanın gerekleri yerine getirilemiyor, bir tuhaflığın için çırpınıp duruyoruz.

     Kendine yeter olan bir devlet yaratmak yerine, tamamen Türkiye’ye bağımlı bir devleti tercih ettik, “Türkiye versin, devam edelim” denildi. Bunun öyle gitmeyeceği, bir yerde tıkanacağı hiç düşünülmedi.  

     Ülkeyi ayakta tutacak bir üretim yapısı, güçlü reel sektör yaratamadık…

     Vatandaşların oy karşılığı devlet kadrolarına yerleştirildiği, devleti yönetenlerin de asli görevinin “devlet çalışanları ve emeklilerine maaş biriktirme ya da yetiştirme” olduğu tuhaf bir yapımız var.

     Hükümetlerin devlet çalışanlarının maaşları için para bulmasının başarı sayıldığı bir ülke…

     Ülkede kamu çalışanlarının maaşı ödeniyorsa, sanki başka sorun yokmuş gibi davranan yöneticiler…

     KKTC’de sorunsuz bir alan yok; ekonomiden trafiğe, çevreden çalışma yaşamına, sağlığa, eğitime kadar her şey sorunlu…

      Ülke yöneticileri, sorunları çözmek bir yana, kendileri sorun yaratıyor, onca sorun içinde partizanca işler, kişisel beklentiler ön plana çıkıyor.

      Kim bakan, müsteşar, müdür olacak kavgaları yaşanıyor onca sorun içinde.

      Meclis başkanının kim olacağı bile soruna dönüşüyor, akıl almaz bir şekilde…

      Devlet kadrolarında “uygunluk”, “yaraşırlık” ilkelerine uyulmuyor, üçlü kararnamelerle tamamen partizanca atamalar yapılıyor, devlet daireleri ve kurularında kurumsal hafıza sıfırlandı.

     Pandemide ülke yöneticileri reel sektörü koruyamadı, işletmeler, esnaf çok zor zamanlar geçirdi, halen de zorluklar sürüyor…

       Döviz krizinde de devleti yönetenler, işletme sahiplerinin, işyerlerinin, esnafın ve tüm halkın yanında olamadı, olamıyor, her şey kötüye giderken hiçbir açılım yapılamıyor.

       Batıp işyerini kapatanları, işsiz kalan emekçileri ne gören var ne de duyan…

       Bırakın açılım yapmayı, çare üretmeyi azınlık hükümeti dönemi anayasaya, yasalara aykırı olarak hakları da budamaya çalıştılar.

      Ekonomik çevreler, iş çevreleri ve birçok dar gelirli insan kaderiyle baş başa bırakıldı.

      Bu arada demokrasiye yara aldıran şeyler de yaşanıyor… Gazetecilere, sivil toplum örgütü temsilcilerine davalar açılıyor, gazeteci arkadaşımız için yazdıklarından dolayı tutuklu yargılanma ve on yıl hapislik isteniyor.

      Türkiye’ye giden Kıbrıslı Türkler, “tehlike arz ediyorsunuz” deyip ülkeye sokulmuyor.

       Dördüncü kişi Türkiye’ye giremeyip geri gönderildi ama bu konuda kimse açıklama yapmıyor, bu insanların suçu ne, ne yaptılar da Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyorlar, başka kaç kişi var böyle kapıdan geri gönderilecek?

      Türkiye, KKTC’yi tanıyan tek ülke, Kıbrıslı Türklere açılan tek kapı ama orada bu şekilde düşüncelerinden dolayı insanların tehlikeli bulunup geri gönderilmesi çok kalp kırıcı, üzüntü verici ama ne bu ülkeyi yönetenler bu konuda bir şey söylüyor ne de Türkiyeli yöneticiler…

      UBP’de üzeri çizildiği, Türkiyeli yetkililerden onay almadığı için bakan olamayan milletvekillerinden söz ediliyor… Her gün gazetelerde bu haberler yer alıyor.

     Bunlar, “olur böyle şeyler” deyip geçiştirilecek şeyler midir?

     Bunların tümü mutsuzluk veriyor insanımıza, sıkışmışlık hissi yaratıyor…

    Bağımlı KKTC’ye Türkiye’den para akışı da durduğunda tam bir çaresizlik yaşanıyor, her şey tıkanıyor.

    Hükümet, her ay borçlanarak, devlet çalışanları ve emeklilerini ödeyebiliyor, peki ama nereye kadar?

     Bir taraftan da yönetenler başarısızlıklarına, beceriksizliğine devam ediyor, kurumları batırıyor, işleyemez hale getiriyor.

     Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na (KIB-TEK) yaşatılanlar, Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın (KTHY) batış sürecini anımsatıyor.

      KIB-TEK perişan edildi… Kurultaylar ve seçimler nedeniyle elektrik ücretlerine artışlar yapılmaması nedeniyle kurum büyük zararlar etti, şimdi ise ne halkın ne de iş çevrelerinin kaldırabileceği fahiş artışlarla çıktılar halkın karşısına…

     Herkes bir ağızdan “batarız, biteriz” diyor ama hükümet edenler yine çaresiz bir görüntü sergiliyor, açılım yapamıyor, herkes korku içinde bekliyor.

    Dağ gibi sorunlara bir de elektrik ücreti derdi eklendi…

    Mutsuzluk ve umutsuzluk kapladı her tarafı, kolay olmadığını bildiği halde yine göçü düşünüyor insanlar, eğitimdeki gençler ülkeye dönmek istemiyor.

    Ne kara bir tablo değil mi? Evet kara hem de kapkara, gelecek umutlarını yok eden bir tablo…

    Kıbrıslı Türkler mücadeleyi bunlar yaşansın diye mi verdi?

02/03/2022 22:44
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mutsuzluk ve umutsuzluk kapladı ülkenin her tarafını
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.