Neden bu kadar öfkeliyiz?

Neden bu kadar öfkeliyiz? Öfkemizi kontrol altına almak için neler yapabiliriz? Klinik Psikolog/Psikoterapist Utku Türkmeneri anlatıyor.

ads ads ads ads
03/10/2019
HK

ads
Neden bu kadar öfkeliyiz?

Günlük hayatımızda çok sık dile getirdiğimiz, çok sık yaşadığımız ama yönetme konusunda oldukça başarısız olduğumuz bir konu öfke… Peki, neden bu kadar öfkeliyiz? Öfkemizi kontrol altına almak için neler yapabiliriz? Klinik Psikolog/Psikoterapist Utku Türkmeneri anlatıyor.

Çevrenizde öfkeli olan kişileri ve öfkeli olduğunuz anları gözden geçirin. Mutlaka vardır. Şu zamanda herkesin tanık olduğu birçok toplumsal haber bulunmaktadır. Bu öfkeli sahneler ne kadar da kendi güdülerimizi doyuramadığımız sahneler değil mi? Bazen gününüzün olumsuz geçmesi, moralinizin bozulması ve kendinizi iyi hissetmediğiniz anlara sebep olabiliyorlar.

Genel olarak öfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen duygusal tepkidir. Öfke diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel ve sağlıklı olarak ifade edildiğinde, yapıcı ve kişiler arası iletişimi düzeltici olabilen bir duygudur. Ancak öfke, kontrol edilemeyen ve yıkıcı bir biçimde davranışlara yansıyarak saldırgan ve son derece tahrip edici tepkilere dönüşmesi potansiyeline sahiptir.

Günümüzde ev içi şiddet olgularında, çocuk taciz ve istismarlarında, terör olaylarında, sokak kavgalarında ve trafikte sağlıklı olarak ifade edilemeyen öfke duygularının etkisi görülmektedir. Genelde insanlar öfke ile ilgili olarak ne kadar sıkıntıları olsa da genellikle bunu kabul edip konuyla ilgili yardım istemek yerine öfke ve benzeri duygularını daha çok bastırmaya, inkar etmeye ve yok saymaya çalışabilmektedir.

Birçok çalışma sağlıklı biçimde ifade edilemeyen ve bastırılmaya çalışılan öfkenin, kronik kalp damar hastalıklarına, baş ağrısına, yüksek tansiyona ve mide hastalıklarına yol açarak kişinin fiziksel sağlığı için ciddi tehditler oluşturduğunu tanımlamaktadır. Öfkenin ne bastırılması, ne de inkar edilmesi sağlıklı ve etkili bir ifade yolu olarak görülmemektedir.

Sonuçta her türlü öfkenin kişiyi uyarıcı, koruyucu veya harekete geçirici bir işlevi vardır. Dolayısıyla öfke organizmayı bir problem olduğunda uyarır ve kendisine zarar verici veya saldırgan davranma eğiliminden haberdar etmede etkin bir rol oynar. Öfkenin sağlıklı olarak yaşanıp ve yönetilebilmesi için kabul edilmesi, nedenlerinin ve biçiminin anlaşılması ve kesinlikle saldırgan biçimlerde ifadesinin kontrol edilmesi gereklidir.

Öfke yönetilemediği taktirde, çeşitli psikolojik belirtiler de ortaya çıkarabilir. Öfke davranışları, davranış olarak kazanıldığında bu durum kronikleşebilir. Aşırı gerginlik, fiziksel titremeler, stres, kaygı, bayılma veya kendini yönetememe vb. Duygusal, fizyolojik ve bilişsel boyutlarda incelediğimizde hiddet, düşmanlık, şiddet gibi kavramlarla kontrolsüzce gerçekleşme durumudur. En tehlikeli durumu ise şiddettir. Ülkemizde gerekli yasalarda şiddetin önemli ölçüde yeri bulunmaktadır. Genellikle şiddet olaylarında emniyet güçlerinin olaya karıştırılması istenmemektedir.

Bu tutumun yanlış olduğunu ve gerekli mercilere haber verilmesi önem arz etmektedir. Toplumsal ve bireysel güvenliğimiz ve huzurumuz için önemlidir. Çünkü öfke kontrol problemi yaşayan bir kişi, nasıl enfeksiyon kaptığında hastaneye veya sağlık kuruluşlarına başvuruyorsa, öfke kontrolü için de gerekli yerlere başvurmalıdır. Bu durum bilinçli bir birey olduğunun göstergesidir.

Son derece normal ve yaşamın sürdürülmesi için sağlıklı oranda gerekli bir duygudur. Fakat normal duygulardan farklı olarak incelenmelidir. Duygusal bir tepkidir. Uyarıcı bir işarettir. Kişiyi tehditlere karşı uyarır ve kendisini korumasına olanak sağlar. Yeni öğrenmeler için motivasyon kaynağıdır. Sınırlanabildiği sürece sağlıklıdır ve işe yarar. Kontrol edilmediğinde kişinin kendisi ve çevresi için zararlı olabilir. Sağlıklı ve işe yarar olabilmesi için inkar edilmemesi, bastırılmaması ve öncelikle kabul edilmesi, tanınması ve kontrollü bir biçimde ifade edilmesi gerekir. Yani savunma mekanizmalarımızı kullanarak öfkemizi bastırma ve inkar etme tutumlarından kaçınmalıyız.

Bu öfkeyi tanımlamada ve anlamada direnç oluşturmaktadır. Ayrıca öfke bir problem çözme aracı değildir. Öç alma ve intikam yolu değildir. Başkalarını suçlama biçimi değildir. Şiddet gösterme ve suç işleme aracı değildir. Başkalarını kontrol etme yolu değildir. Haklı olma yolu değildir. Öfkeyi beraberinde getiren depresyon, travma, anksiyete, bağımlılık ve cinsellik tutumlarında da oluşabilmektedir.

Çocuklarda ise travmatik geçmişler, sınır kontrol bozuklukları vb. olgular yer almaktadır. Öfkeyi oluşturan temel sebepler arasında reddedilme, kırılma, alınma, gücenme, anlaşılamama, engellenme, korku, kaygı, hayal kırıklığı, yalnızlık gibi acı verici duygular ikincil olarak, yani temel sebepler olarak gelmektedir. Bazı psikiyatrik bozukluklar da buna eşlik etmiş olabilir. Bunlar; majör depresyon, yas, bipolar bozukluklar, madde ve alkol bağımlılığı gibi ortaya çıkabilir.

Tüm saldırgan davranışlar, kontrol kaybına girmektedir. Öfke içsel duyguyken, yönetilememesi sonucunda yıkıcı davranışlar haline dönüşebilmektedir. Öfkeyi tanıtan tutumlar ise tokat atma, tekme atma, vurma, yüksek sesle konuşma, küfür etme ya da tehdit etme, aşırı eleştirel olma, hata arama, tartışmacı ve saldırgan bir tavır içinde olma, isim takma, suçlama, alay etme, dedikodu yapma, şüphecilik, önyargıyla yaklaşma, öfke nöbetleri geçirme vb. olaylar öfkeli davranışlarda kullanılan araç gereçlerdir. Bu tutumlar daha da arttırılabilir ve kesici, delici, kırıcı, yanıcı ve patlayıcı araç gereçleri de kullanma konusunda eğilimler de girebilir.

NELER YAPABİLİRSİNİZ?

* Kendi öfkenizi tetikleyen durumları ve öfkenizin biçimini anlatın.
* Kendi kendinizi sakinleştirmeye yönelik egzersizleri düzenli olarak yapın.
* Derin nefes alın, nabız atışlarınızı ve nefesinizi kontrol altına alın.
* Kendinizi sakinleştirecek cümleler söyleyin.
* Kendinizi kontrol etme konusunda kararlı olun.
* Şiddete yönelik davranışları asla kabul edilebilir çözümler olarak değerlendirmeyin.
* Öfke duygusuna evet ancak bu duyguyla davranmaya hayır.
* Bağırmayın, vurmayın.
* Çevrenizdekileri öfkelendiğinize ait bilgilendirin.
* Kendinize zaman tanıyın. Eğer mümkün ise kendinizi öfkeli olduğunuz ortamdan hemen uzaklaştırın ve sorunla ancak kontrolünüzü yeniden kazandığınızda uğraşın.
* Problemi açıklığa kavuşturmaya çalışın ve çözümü aramaya odaklanın.
* Bol bol gülün ve espri yeteneğinizi kullanın.
* Olaya yeni bir bakış açısı ve yeni bir çerçeve kazandırın.
* Kişisel saldırılara cevap vermeyin. Kişiselleştirmekten kaçının.

03/10/2019 09:23
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: sinir, öfke, haber, kıbrıs, Neden bu kadar öfkeliyiz?
MANŞETLER

HK YAŞAM

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.