3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde bu akşam düzenlenen kokteyl ve “Basın Özgürlüğü Medya Başarı Ödülleri” töreniyle kutlandı.

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü raporunda Kuzey Kıbrıs’ın 102. sırada yer almasından çok mahçup olduğunu ve doğruluğundan şüphe ettiğini söyledi. Talat, Kuzey Kıbrıs’ın sırasının çok daha yukarılara çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle düzenlenen ve birlik lokalinde yer alan törene, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, CTP Milletvekilleri Arif Albayrak ve Sibel Siber, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Basın Müşaviri Nazan Er, Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz, KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, DAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, sendika ve derneklerin temsilcileri ile gazeteciler katıldı.

Gecede KTGB’nin düzenlediği Basın Özgürlüğü Medya Başarı Ödülleri Yarışması’nda ödül alanlara da plaketleri takdim edildi.

Haber dalında Halkın Sesi gazetesinden “İşte kıyımın resmi” başlıklı haberiyle Ayşe Güler, röportaj dalında “Süleyman Uluçamgil” konulu röportajıyla Kıbrıs gazetesinden Rahme Çiftçioğlu, TV programı dalında “Sim Art” adlı programıyla Kanal Sim’den Çamay Çiçekseven, radyo programı dalında “Kıbrıs Sandığı” programıyla Kuzeyin Sesi Radyo Vatan’dan Amber Eker Avcıl ödül alırken, “genç yetenek özel ödülü” Yenidüzen muhabiri Didem Menteş’in, “barış gazeteciliği özel ödülü” ise “Ölü Bölgeden Fısıltılar” filminin yönetmeni Çağrı Beyaz’ın oldu.

Ödüller, geceye katılan yetkililerce takdim edildi.

TALAT: “102. SIRA ÇOK MAHCUP ETTİ…DOĞRULUĞUNDAN ŞÜPHELİYİM”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Gazeteciler Birliği’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün verilerine dayanarak açıkladığı basın özgürlüğü sıralamasına dair sıralama, değerlendirme ve ifadelerin kendisini çok mahcup ettiğini söyledi.

Talat, bunun doğruluğu konusunda hala kuşkulu olduğunu ifade ederek, manipülasyon mu, yoksa izolasyon altında olunmasından dolayı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yeterli bilgi derleyememesinden mi kaynaklandığını sorguladığını anlattı.

“BENCE OLAMAZ”

“Bence olamaz, 102. bence olmaz, bu işte bir yanlışlık var. Eğer doğruysa yatalım da ölelim. Vallahi yatalım, ölelim, bütün iddia ve beklentilerimizden vazgeçelim. Çok ayıp bir şey. Ben hala bunun bir manipülasyon veya bilgi eksikliği olabileceğini düşünüyorum” diyen 2. Cumhurbaşkanı Talat, bu imajın değişmesi için yapılması gereken çok şey olduğunu vurguladı.

2. Cumhurbaşkanı Talat, basındaki durumun, konuyu yeniden düşünmeyi gerektirdiğini kaydederek, Kıbrıslı Türklerin basın özgürlüğüne hem muhtaç hem de bunu sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi.

KKTC mekanizmalarının da basın özgürlüğü açısından düzeyinin daha yukarılarda olduğunu düşündüğünü ifade eden Mehmet Ali Talat, gerçekten olumsuzluklar varsa bunlara karşı el birliğiyle çaba ortaya konulması, samimiyetle mücadele etmek gerektiğini vurguladı.

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Kıbrıs Türk halkını haksız şekilde izolasyon altında tutan dünya sistemine karşı ayağa kaldırmak istiyorsak, dünyalı olmayı sağlamamız gerekir. Basın özgürlüğü de bunların içinde en temel öğedir” diye konuştu.

Talat, ABD Elçiliği’nden çıkan ve “basını özgür bırakın” diyen raporlara ihtiyaç olmadığını düşündüğünü dile getirerek, “Eğer ihtiyacımız varsa vay halimize…” ifadesini kullandı.

Mehmet Ali Talat, basın mensuplarının elinden gelen çabayı ortaya koyması ve Kıbrıs Türk halkının basın özgürlüğündeki sırasının 102. sıradan daha kabul edilebilir sıralara, 16’nın üstüne çıkarmak gerektiğini söyledi.

Bilgi, uygulama eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini vurgulayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, “Bu yüz akını mutlaka kazanmalıyız” dedi.

DARBAZ: “ÜRETTİKLERİMİZE NE KADAR SAHİP ÇIKABİLDİĞİMİZLE İLGİLİ”

Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı Kemal Darbaz, basın özgürlüğünün anlamı konusunda sürekli hatalar yapıldığını ifade ederek, “Basın özgürlüğü, ürettiklerimize ne kadar sahip çıkabildiğimizle ilgilidir. Haberimize, programlarımıza ne kadar dokundurduğumuzla, onlara müdahale edilmesine ne kadar izin verdiğimizle ilgilidir” dedi.

Basın emekçilerinin kamusal bir görevi yerine getirdiklerini ve birinci derecede sorumlu olduğu kesimin Kıbrıs Türk halkı olduğunu akıllarından hiç çıkarmaması gerektiğini vurgulayan Darbaz, gazetecilerin yöneticilerden önce halka karşı sorumlu odluğunu unutmamasını istedi.

Darbaz, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününün Kıbrıs Türk ve dünya basın emekçilerine kutlu olmasını diledi.

MUTLUYAKALI: “102. SIRA... HER YIL AYNI SORUNLAR”…

KTGB Başkanı Cenk Mutluyakalı, basın özgürlüğü sıralamasında Kuzey Kıbrıs’ın 102. sırada yer aldığına işaret ederek her yıl aynı sorunların sıralandığını söyledi.

Var olan Basın İş Yasası’nın uygulanmadığını, gazetecilerin gelecek güvencesinden yoksun çalıştığını, gazeteci cinayetlerinin faillerinin bulunamadığını, gazetecilerin haksız rekabetle mücadele ettiğini kaydeden Mutluyakalı, bu sorunlar sürdüğü için Kuzey Kıbrıs’ın basın özgürlüğü sıralamasında gerilerde kaldığı belirtti.

Ülkede verilen sözlerin tutulmadığını, çalışanların aylarca maaşsız kaldığını ifade eden Cenk Mutluyakalı, basın özgürlüğünün aynı zamanda tüm bireylerin özgürlüğü olduğunu vurgulayarak, “Umalım ki her Basın Özgürlüğü Günü’nde bu sorunları daha az konuşalım” dedi.

Mutluyakalı, katledilen ve hayatını kaybeden tüm gazetecileri saygıyla andı ve Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutladı.

KTGB Başkanı Cenk Mutluyakalı, 2. Cumhurbaşkanı Talat’ın konuşmasından sonra yeniden söz alarak Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün KTGB’yle bir teması olmadığını, Kuzey Kıbrıs’ı hangi kriterlerle değerlendirdiğini de bilmediklerini belirtti.

NEDEN 102. SIRA?

Mutluyakalı, Güney Kıbrıs 16. sırayı alırken Kuzey Kıbrıs’ın 102. sırayı almasının nedeninin, Güney’de tüm gazetecilerin toplu sözleşmeyle çalışması, yurt dışından gelen gazetelerin öğleden sonraları satışa çıkarılması, yabancı TV kanallarının istediği gibi reklam yapamaması ve katledilen gazeteciler açısından da daha iyi bir sicile sahip olmalarının gösterilebileceğini söyledi.

Mutluyakalı, Basın Kartı Komisyonu’nun pek çok ülkeden daha demokratik olduğunu; Basın-Sen’in pek çok uluslararası örgüte üye olduğunu, tam uygulanmasa da Basın İş Yasası’nın var olduğunu belirterek, DAÜ İletişim Fakültesi’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün kriterlerinin ne olduğu konusunda çalışma yapmasını önerdi.

Konuşmaların ardından Basın Özgürlüğü Ödülü alanlara ödülleri takdim edildi.