Öğrencilerin gelmesi için her türlü özveriyi göstermeliyiz
02/09/2020
Ali Baturay
Ülkede çok büyük bir kesim, üniversite öğrencilerini bekliyor.
Hem pandemi nedeniyle ülkesine dönenleri hem de yeni kayıtları…
Ekonomik kriz derinleştikçe yükseköğretimin kıymeti bir daha anlaşılmaya başlandı.
Üniversite öğrencilerinin ülkeye getirisini söylemeye gerek yok…
İnanın bunları yazarken kendimi tuhaf da hissediyorum.
Üniversiteyi, üniversite eğitimini, üniversite öğrencisini “ekonomik meta” olarak görmek, daha düz mantıkla “para” olarak görmek çok da doğru gelmiyor bana.
Biliyorum, birçok ülkede “üniversite eğitimi” ucuz değildir, bir öğrenci tam burslu olsa bile başka bir ülkede eğitim almanın bir bedeli vardır.
Direkt ya da dolaylı üniversitelerin bulundukları kentlere ve de tabii ki ülkelere ciddi ekonomik getirileri vardır.
Öğrencinin ders dışı sosyal hayatı bile bir başkası için ekonomik gelirdir.
Biz yükseköğretimi parayla değil, kaliteyle, öğrenci memnuniyetiyle, uluslararası başarıyla anmak istiyoruz ama pandemi şartları bizi ekonomik düşünmeye zorluyor.
Yalnızca pandemi dönemi değil, normalde de öğrencilerin hem üniversitelerimizden hem de ülkemizden memnun olması gerekiyor zaten.
Ortalıkta pandemi mandemi yokken de öğrenci sayısında bir azalma olması esnafı, mağaza sahiplerini, restoranları, konut/daire kiralayanları, yani ekonomiyle ilgisi olan herkesi endişelendiriyordu.
Pandemi yokken de “öğrenci memnuniyeti” tartışılıyordu.
O zamanlar üstelik ekonomi bu kadar kötü değildi.
Şimdiyse büyük bir ekonomik kriz var ve yalnızca bugün yapacaklarımız değil, geçmişte yaptıklarımız da bu zor zamanlarda öğrencilerin bizi tercih edip etmeyeceğini gösterecek.
Yükseköğretimin kıymetini bu zor zamanlarda çok daha iyi anladığımıza göre, ev sahibinden mağazaya, özel yurtlara, markete, eğlence merkezine kadar herkes kendine çekidüzen verecek, öğrenci dostu olacak.
Mademki öğrencileri bir tür ekonomik gelir, bir tür velinimet olarak görüyoruz, yaklaşımımız da daha bir kucaklayıcı olmalı, onlarda “yolunacak kaz” hissi yaratmamalı.
Binlerce işyeri kapandı, işyeri sahipleri büyük sıkıntıda, herkes can derdine düştü, anlaşıldı ki kısa sürede turizm toparlanamayacak, o nedenle yükseköğretim elimizde kalan son can simidi.
Tuzu kuru kesimler, “öğrenciler gelmesin” falan diyebilir ama bilinmelidir ki bu ekonomik daralma devam ettiği, iflaslar, işyeri kapamalar sürdüğü sürece hepimiz zararını göreceğiz.
Uçak ve gemi seferlerinin akşamdan sabaha kısıtlanması büyük mağduriyetler yaşattı, öğrencileri paniğe soktu.
Şu andaki sefer sayısı ile de öğrencilerin ülkemize taşınması mümkün değildir.
Diğer kentlerdeki seferleri kaldırdık, öğrencilerin Türkiye’nin dört bir tarafından İstanbul’a gitmesini ve o kısıtlı seferlerle ülkemize gelmesini bekliyorsak daha çok bekleriz.
Üniversite öğrencilerine bazı avantajlar sağlayan “Öğrenci dostu ada” projesi güzel bir düşüncedir ama bu projeden yararlanabilmesi için öğrencinin ülkemize gelebilmesi gerekir.
Artan Covid-19 vakaları vatandaşlarımızı korkutuyor ve bazı vatandaşlarımız ülkeye insan gelmesini istemiyor olabilir ama ekonomik yıkımı da görebilmek lazım.
Çok ciddi tedbirler alınarak üniversite öğrencilerinin ülkemize gelmesi sağlanmalıdır, geçmişte olduğu gibi kişisel izolasyon kuralları sulandırılmamalıdır…
Ülkeye girişlerin güvenli olduğu konusunda halkımız da tatmin olmalıdır.
Tabii şu anda en önemli sorun seferlerdir.
Bugün Haber Kıbrıs WEB TV’de programıma konuk olan Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, seferlerin artırılacağını, öğrenciler için özel seferler konulacağını söyledi.
Hatta Bakan Çavuşoğlu, üniversite öğrencilerine “ulaşım katkısı” yapmayı düşündüklerini, bakanlar kurulundan bu konunun konuşulduğunu ve çalışma yapılmaya başladığını vurguladı.
Hükümet edenler, umarım bu düşündüklerini yaparlar, çünkü gerçekten de yapmaları gereken budur.
Hatta hiç geç kalmamaları gerekmektedir, eylül ayına girdik, ek seferler bir an önce ayarlanmalıdır, öğrencilere yönelik avantajlar içeren, gerek “Öğrenci dostu ada” projesi gerekse yapılacak “ulaşım katkısı” konusunda öğrenciler haberdar edilmelidir. Bunları duyuramazsak, ne anlamı var?
Bu dar zamanda “Öğrenci dostu ada” projesiyle her öğrenciye 500 TL hibe ve ayrıca ülkeye gelecek her öğrenciye “ulaşım katkısı” yapılması sakın yine tuzu kuru kesimlerce kınanmasın, daha fazlası bile yapılmalıdır.
Hükümetin ve üniversitelerin göstereceği özveri, yapacağı katkı bu ülkenin geleceği içindir.
Bu ekonomik yıkımda, biraz olsun nefes almak istiyorsak, aslında yaptığımız bir anlamda ilerisi için bir yatırımsa, yükseköğretim tek çıkış yolumuz olarak kalmışsa, her türlü özveriyi göstermeliyiz.
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız