Çocuğum olmadan önce özel okullara karşıydım. Bu kadar para vermeye gerek yok nasıl olsa eğitim aynı diye düşünüyordum. Ancak son dönemde bu düşüncemden 180 derece döndüm.

Eşimle birlikte oğlumuzun eğitimi için devlet okullarını değil özel okul seçmeye karar verdik. Ancak bu beni rahatsız ediyor. Çünkü ülkemde ücretsiz eğitimin bu kadar kötü olmasını içime sindiremiyorum. Ben de devlet okulunda okudum ama benim zamanımla şimdi ki arasında kocaman bir fark var. 

Devlet okullarında akran zorbalığından tutun da öğretmen eksikliğine ne ararsanız var. 

Bakın KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş 10 okulda öğretmen eksikliği olduğunu ve acilen giderilmesi gerektiğini belirtiyor. 
Üstelik bu okullar arasında özel gereksinimli öğrencilerin olduğu okullar da var. 
Yıllardır plansızlık nedeniyle devam eden bu öğretmen eksiklikleri çocukların geleceğini riske atıyor.  

Özellikle anaokulları ve özel eğitim kurumlarındaki eksiklikler, en kırılgan gruplar olan küçük çocukları ve özel gereksinimli öğrencileri olumsuz etkiliyor.

Dr. Fazıl Küçük-Hamitköy İlkokulu’ndan konuştuğum bir veli sınıf öğretmenlerinin emekliye ayrılması nedeniyle çocukların 1 aydır ders yapmadığını söylüyor. 

Düşünebiliyormusunuz?

Çocuğunuz okula gidiyor, diğer öğrenciler ders yaparken sizinki 1 aydır yapmıyor. 

Avrupalı gibi düşünmeye başladığımız gün böyle sorunlar da ortadan kalkacaktır inancındayım.

Eğitim sistemi en iyi ülkelere bir bakın. Örneğin, Finlandiya ve Almanya gibi ülkelerde öğretmen ihtiyacı düzenli olarak takip ediliyor. Atamalar yıllık planlanıyor.  Bunun için sistem oluşturulmuş.

Sistem… Bizim en büyük eksikliğimiz işte bu. 

Eğitimin plansızlığı, yalnızca bugünü değil, yarını da şekillendiren bir sorun. Bu nedenle, günü kurtaran çözümlerle değil, geleceği inşa eden politikalarla hareket etmeliyiz. 

Aksi takdirde, öğretmensiz okullar, geleceksiz nesiller yetiştirmekten öteye gidemez.