Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Öğrenci Dekanı ve Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Emiroğlu, eğitimde temel sorunların göz ardı edilerek simgesel tartışmalara odaklanılmasını eleştirdi. Eğitimin uzun vadeli kazanımları olan, ancak yanlış uygulamalarla büyük kayıplara yol açabilecek hassas bir alan olduğunu vurgulayan Emiroğlu, laik eğitimin sadece simgeler üzerinden değil, bilimsel yöntemler ve nitelikli eğitim süreçleriyle savunulması gerektiğini belirtti. 

Osman Emiroğlu'nun açıklamasının tamamı  şöyle:

Eğitim, kazançları uzun vadede ortaya çıkan, bereketli ama yanlış uygulamalar yapıldığında çok ağır bedelleri olan hassas bir alandır. Batı dünyası, tüm ortaçağ boyunca sorgulanmaz metinlerin çocuklar tarafından ezberletilerek belli bilgi ve kalıplar içerisinde kurallara uyan nesiller yetiştirmek yerine doğal konuları akıl ve deney ile öğrenmeyi doğal yollardan geliştirmeyi sağlayarak eğitim alanındaki devrimlerinin karşılığını son yüz yıldır fazlasıyla geri almıştır.

Biz ve yakın coğrafyadaki diğer ülkeler ise, eğitim anlayışı olarak aman çocuklar yoldan çıkmasın, kontrolde kalsın, sınav sistemini en kolay ve itirazsız yoldan gerçekleştirip herkesi belli yerlere yerleştirelim diyerek şeklen laik görünmekle birlikte ezberci ve tek kalıp insan yetiştirme uygulamalarına devam etmekteyiz.

Son bir haftadır bir kız çocuğunun okulda başını örtmesi üzerinden yapılan laiklik tartışmasının şekilcilik yerine daha farklı bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini düşünenlerdenim. Haklı bir bakış açısıyla laiklik referansı öne sürülerek duruma aşırı tepki gösteren pek çok kişinin okulda boş geçen dersler, sadece ders saatinde okula giderek öğrencilerle zaman geçirmeyen sorumlular, okul etraflarındaki kafelerde okul üniforması içinde sabah kahvesiyle sigara içen öğrencileri bir kez olsun denetlemeyen yöneticiler ve çocuklarının okullardaki bu sorunlara tepki göstermeyen veliler ile ilgili hiç bir reaksiyon göstermemeleri konuya nasıl sadece şekilsel baktıklarını ortaya koyuyor.

Doğanın ne yazık ki acı bir kuralı var. Boşluk asla boşluk olarak kalmaz. Eğitim sorunları sadece bu gibi simgesel olaylarda aklımıza geliyorsa vay halimize. İşini çok iyi yapan okul yöneticileri ve öğretmenlerini tenzih ederek söyleyeyim “okulu boş bırakırsan bir şekilde başka şeylerle doldurulur”. Tembel, hastalık izinlerini dibine kadar kullanan ve mesleğini sevmeden sırf avantajları için yapanlar lütfen kendilerini tenzih edilen küçücük bir orana sığdırmaya kalkmasın. Laik eğitim ciddi bir iştir. Sadece kız çocuklarının başlarına ne taktıkları ile uğraşmakla laik eğitimi savunmak olmaz. Laik eğitim emek ister, çalışma ister, en önemlisi bilimin dışında hiç bir hurafeye yer bırakmadan çocukların hayatında bir dakika bile boşluk bırakmamayı gerektirir.

Bu yapay konuyu aşarak eğtimin gerçek sorunları ile uğraşmak ve çözüm bulmak dileği ile.....