Öyken: Çocuklara daha kaliteli çevre eğitimi sunmalıyız

ads ads ads ads
06/10/2022

ads
Öyken: Çocuklara daha kaliteli çevre eğitimi sunmalıyız

 Akademisyen Dr. Türkay Öyken, okul öncesi dönemi çocukların doğayı tanımaları ve çevre duyarlılığı geliştirmeleri için çok hassas bir dönem olduğuna dikkat çekerek, erken yaşta çevre eğitiminin hayati önem taşıdığını vurguladı.

 Okul öncesi yaştaki çocukların çevresel konularda düşündüğümüzden daha hassas ve ilgili olduğuna dikkat çeken Öyken, öğretmenler ve ebeveynlerin görevinin, çocukların bu ilgilerini kullanarak, daha kaliteli bir eğitim ortamı sunmak olduğunu kaydetti.

    Dr. Türkay Öyken, “Erken Yaşta Çevre Eğitiminin Önemi” başlıklı yazısında, şu uyarılarda ve önerilerde bulundu:

   “Değişen iklimin etkileri, çevre kirliliği ve ekoloji hakkındaki konular artık yerel olduğu kadar evrensel gündemimizde de oldukça yer kaplıyor. Çok değil, birkaç sene öncesine kadar farkında olmadığımız birçok çevresel konunun artık farkındayız ve iklim değişikliği gibi kaygı verici etkilerini hissediyoruz. Yapılan çalışmalar da maalesef harekete geçilmeme durumunda neler olabileceğini gözler önüne seriyor.

     Ülkemizde de durum bu halde iken, çocuklar ve gelecekleri için endişelenmemek elde değil. Günümüzde, yaşamın gittikçe dijitalleşmesinin de çocukların üzerindeki etkisini de her yerde gözlemliyoruz. Artık elindeki tablete veya akıllı telefona gömülü 2-3 yaşlarında çocuklar görünce yadırgamıyoruz. Nüfus yoğunluğunun kırsala göre şehirlerde artması ile birlikte çocuklar artık bahçelerde oynayamıyor ve zamanlarının büyük çoğunluğunu ‘ekran’ karşısında geçiriyor.

    Çocukların teknoloji ile kuşatılmış olması düşünüldüğünde kulağa o kadar kötü bir durum gibi gelmeyebilir. Fakat doğadan uzaklaşmak bir anlamda ‘doğamıza aykırı’. Örnek verecek olursam, Essex Üniversitesi’nin (İngiltere) bir çalışmasına göre doğa ile kısa bir temasın bile çocukların özgüveni ve zihinsel esenliği üzerinde olumlu etkiler yarattığı bulunmuş. Bulgulara göre okul öncesi dönemi çocukların doğayı tanımaları ve çevre duyarlılığı geliştirmeleri için çok hassas bir dönem (Kidd & Kidd, 1997). Doğayı gözlemleme şansına sahip olan çocuklar daha uyumlu davranışlar gösteriyor, saldırganlıklarında azalma görülüyor ve problem çözme becerileri gelişiyor. Doğada vakit geçirmek sosyal ve duygusal faydaların yanında bilişsel açıdan da oldukça yararlı. Çocukların sınıf ortamına döndükten sonra dikkat sürelerinde artış olduğu gözlemlenmiş (Holmes, Pelegrini, & Schmidt, 2006). Dış mekânda daha fazla zaman geçirmek aynı zamanda fiziksel gelişimleri açısından da yararlı, çünkü daha fazla hareket etme şansı buluyorlar. Bu da, ileriki yaşlarda karşılaşabilecekleri sağlık sorunları risklerini azaltıyor (Blair & Brodney, 1999).

ÜLKEMİZDE NELER YAPABİLİRİZ?

   Okul öncesi yaştaki çocuklar çevresel konularda düşündüğümüzden daha hassas ve ilgili (Palmer, 1994). Öğretmen ve ebeveyn olarak bizim görevimiz ise onların bu ilgilerini kullanarak, daha kaliteli bir eğitim ortamı sunmak. Bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle kavramları öğretmekle başlayıp, sonrasında çocukların doğrudan gözlem yapabilecekleri uygulamalar geliştirebiliriz. Ekoloji öğretirken kendi bilgi seviyemizi artırmak ve çevresel konulara olumlu yaklaşmak da üzerimize düşen görevlerden biri.

DIŞARIYA ÇIKIN! HEP BİRLİKTE GEZİN!

   Çocukların bahçede geçirdikleri zamanı artırmaya çalışın. Çocukların duyarlı bireyler haline gelmesinde dış dünyaya erişimleri çok önemli bir rol oynuyor (Palmer, 1994).

   Bunun için doğa koleksiyonları yapabilirsiniz. Çocuklar ile birlikte çeşitli renk, şekil ve boyutlarda taşları toplayabilir, deniz kenarlarında ve sulak alanlarda vakit geçirebilir, farklı türlerdeki bitkilerin kuru yapraklarını toplayabilir veya mevsimine göre farklı çiçek türlerini gözlemleyebilirsiniz. Dış dünyayı sınıf içine taşımak için ise, gözlem yaptığınız türlerin fotoğraflarını çocuklar ile birlikte çekerek bir albüm oluşturabilir ve sınıf içi etkinliklerinde bu fotoğraflardan faydalanabilirsiniz. Sınıf içerisine bir kutu toprak, kum, kuru bitkiler ve benzeri malzemeler getirerek onlara keşif ve gözlem şansı tanıyabilirsiniz. Ayrıca, çocukların ekim yapabileceği bir bahçelerinin olması çok yararlı olabilir. Eğer böyle bir imkânınız yoksa iç mekân bitkilerini kullanabilir, çocukların bitkileri yetiştirmesine imkân tanıyabilirsiniz.

 DOĞA GEZİLERİ DÜZENLEYİN

   Düzenli olarak yakındaki park, bahçe veya doğal alanlara geziler düzenleyin. Bu en yakındaki yeşil alan da veya bir milli park da olabilir. Bu geziler sırasında çocuklar ile doğa koleksiyonları ve gözlemler yapabilirsiniz. Düzenli geziler çocukların fiziksel sağlığı için faydalı olabileceği gibi onların merak duygularını uyandırmanıza yardımcı olacaktır. Çevrelerini daha çok fark edebilmeleri için onlara ‘çevrede kaç tane kuş var?’ veya ‘haydi bir deniz kenara gidip balıkları bulalım!’ gibi sorular sorarak dikkatlerini çekebilirsiniz.

GERİ DÖNÜŞÜMÜ ÖĞRETİN

 Sınıfınızda geri dönüşümü hayatın bir parçası haline getirebilirsiniz. Geri dönüşüm konusunu programın bir parçası haline getirerek çocukların daha derin anlayışlar kazanmasını sağlayabilirsiniz.

    Çocukların bilgi seviyelerini anlamaya yönelik, geri dönüşüm ilk basamağı olan ‘çöp nedir?’ sorusu ile başlayabilirsiniz. Onlardan evlerinde çöpleri ne yaptıklarını anlatmalarını isteyebilirsiniz. Buradaki önemli noktalardan biri, her şeyin çöp olmadığını ve yeniden kullanılabilir olduğunu anlatmak. Dört ana geri dönüşüm materyalinden başlayabilirsiniz: Kâğıt, cam, metal ve plastik.

   Çocukların iyi bir anlayış geliştirmeleri için her seferinde birini ele alın ve bu malzemelerle etkinlikler yapın. Örneğin kâğıt için, kâğıdın kullanıldığı defterler, gazeteler, karton bardaklar, tuvalet kâğıtları veya kâğıt havlular gibi malzemeleri kullanabilir, çocuklar ile birlikte kâğıt geri dönüşüm kutusu yapabilir ve hangi materyallerin geri dönüşüme uygun olduğunu birlikte keşfedebilirsiniz. Benzer şekilde cam için şişeler ve kavanozlar, metal için konserveler, plastik için de geri dönüşüme uygun her türlü malzeme örnek olarak verilebilir. Cam şişeleri el işi yapmak için kullanabilir, konserve kutulardan saksı yapabilir veya plastik şişelerden kukla veya biblolar yapabilirsiniz.

ÇEVRESEL SORUNLARI TARTIŞIN AMA OLUMLU BİR TUTUM SERGİLEYİN

  Hava, toprak ve su kirliliğini, ormansızlaştırma ve etkilerini ve ekosistem döngülerini mutlaka uygulamalı ve görsel destekli biçimlerde anlatmaya çalışın. Fakat anlatımınızda olumsuz ve şikâyet edici bir tavır takınmak yerine, bireysel sorumluluklar ve çözüm yolları üzerinde durun. Örneğin, doğanın ve canlıların güzelliklerini ön plana çıkarabilirsiniz. Gereksiz kâğıt havlu kullanmamak, ışıkları söndürmek, suyu boşa harcamamak ve benzeri davranışları fark etmelerini sağlayın. En önemlisi, kendi davranışlarınızı da bu yönde şekillendirin ve onlara model olmaya çalışın.

BIRAKIN ÇOCUKLAR SİZİ YÖNLENDİRSİN

  Bu etkinlikleri uygularken çocukların heves ve merakını doğru yönlendirmek çok önemlidir (Hendrick, 1997). O nedenle onlara öğrenme ortamını sağladıktan sonra onların kendi girişkenliklerini teşvik edin. Çünkü merak ve yaratıcılık, ekolojiyi öğretme konusunda iki önemli yapıtaşıdır. Örneğin, sınıf içine getirdiğiniz malzemeleri karışık bir biçimde düz bir yüzeye dizebilir ve çocukların hangi malzemenin hangi geri dönüşüm kutusuna gideceğine karar vermelerini isteyebilirsiniz. Hatta geri dönüşüm kutularını da çocuklar kendileri yapabilir, geri dönüştürülebilir malzemelerle süsleyebilir ve isterlerse alt gruplara ayırarak geri dönüşüm yapabilirler. Örneğin, büyük şişeler, orta şişeler ve küçük şişeler için ayrı kutular yapabilirler.

GÜNLÜK RUTİNLER HALİNE GETİRİN VE AİLELERİ KATIN

  Dışarıya çıkmayı, doğa koleksiyonlarını, sınıf bitkileri bakımını, geri dönüşümü ve çevreye duyarlı davranışları sınıfınızın günlük rutini haline getirin. Duyarlılık geliştirmeleri için onlara sorumluluk vermekten çekinmeyin. Her gün sınıfa geldiklerinde çiçekleri sulamak, malzemeleri geri dönüşüm kutusuna atmak, tekrar kullanılan malzemeleri değerlendirmek için ayırmak gibi görevleri olabilir. Çocukların ekolojik duyarlılıklarının gelişimi için aile katılımı da çok önemlidir. Aileleri yaptığınız çalışmalar ve çevre duyarlılığı için uyguladığınız günlük rutinler konusunda bilgilendirebilir ve ev ortamında devamını sağlamak için adımlar atabilirsiniz. Doğa gezileri düzenlediğinizde ebeveynleri davet ederek onları da çocukları ile doğa keşifleri yapmak için teşvik edebilirsiniz.

    Öğretmen çevre eğitiminde ailenin önemli bir paydaş olduğunun farkında olmalı ve okul aile iş birliğini sağlayıcı aile katılım çalışmaları gerçekleştirmelidir. Öğretmen, aile katılım çalışmaları aracılığıyla çocukların aile ve okulun çevreye ilişkin bakışında ortak kültür oluşturulmasını sağlayacağı gibi ailenin çevreye yönelik algısında da olumlu değişimler yaratılmasına da destek vermiş olacaktır.”

06/10/2022 13:42
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Türkay Öyken, okul öncesi, Öyken, çevre, çocuk, eğitim, çevre eğitim,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.