Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay proaktif diplomaside kararlı.

Bunun için de oyun kuracak bir anlayışla hareket edilmesinden ve mesafe alınmasından yana.

Özersay göreve başlamasının hemen ardından ENI Şirketi Başkan Yardımcısı ile görüşmüştü.

Bu görüşmeyi eleştirenler olmuş, Özersay seviyesine uygun olmayan bir görüşme yapmakla suçlanmıştı. Özersay’ın ENI Şirket yetkilisiyle görüşmesi ana muhalefet partisinin eleştiri oklarının hedefi olmuştu.

Bu arada Güney Kıbrıs Rum tarafından da böyle bir görüşmenin olmadığına ilişkin haberler yapılmıştı.

O görüşmenin yapılmasının ardından ENI şirketinin sondaj yapmak üzere bölgede bulunan platformu da bölgeden ayrılmıştı.

Kıbrıs Rum Haber Ajansı dün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın bir süre önce Roma’da görüştüğü ENI Şirketi Başkan Yardımcısı Lapo Pistelli’yle bu kez de Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Hristodulides’in görüşeceğini duyurdu.

Hristodulidis, Pistelli ile görüşmek için İtalya’nın yolunu tuttu.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay’a bu gelişme sonrasında düşüncelerini sordum.

Özersay şunları söyledi:
“Yürüttüğümüz diplomatik girişimlerin önemini anlamayanlar umarım bunu olsun görürler. Proaktif bir diplomasi yürütüyoruz. Kıbrıs Rum tarafı bunu anladı ama bizde kısır siyasete hapsolanlar hala anlamadı. Bu kısır döngüyü kırmak ve Kıbrıs Türkü’nün haklarını savunmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız, bu konuda kimsenin şüphesi olmasın.”

Kısır döngü kesinlikle kırılmalı ve Kıbrıs Türk tarafı da her zaman oyunun içinde olmalı.

Kıbrıs meselesi temelde Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk tarafları arasında bir meseledir.

Bu nedenle gelişmeler uzaktan izlenmemeli, ortaya konulacak politikalarla etkin olunmalıdır.

Oyun kurucu olmaya çalışılmalıdır.

Kıbrıs Konferansı’nın önce Cenevre’de, sonrasında da Crans Monata’da toplanmasına kadar giden Kıbrıs müzakere sürecinde bu etkin bir şekilde yapıldı.

Kıbrıs Konferansı zorlandı ve toplanması sağlandı.

Çözümün eşiğine kadar gelindi.

Ama olmadı.

Çözüm Rum Lider Anastasiades’in engeline takıldı. Anastasiades orada niyetini herkesin gözleri önünde ortaya koydu ve Kıbrıslı Türklerle eşit koşullarda bir yetki paylaşımına gitmeye hazır olmadığını söyledi. Koyduğu ön koşullar ile süreci başarısızlığa mahkum etti.

Crans Montana sürecinin ardından hidro-karbon yatakları meselesinde ENİ sürecinde de proaktif diplomasi başarı ile uygulandı.

Rum tarafı şimdi ortaya konulan proaktif siyasetin etkisini kırma peşinde.

Doğru atılan adımlar her zaman sonuç getirir.

Bu nedenle proaktif diplomasiye devam edilmeli.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay bu konuda kararlı.

Görünen o ki önümüzdeki günlerde Dışişleri Bakanlığı daha görünür olacak ve proaktif bir anlayışla Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının savunulması için etkin roller üstlenecek.

Bu tabii ki Cumhurbaşkanlığını daha güçlü kılacak.

Sonuçta Kıbrıs Türkünün hak ve çıkarlarının savunulmasında etkinlik artacak.

Önemli olan da bu...