Öztoprak: “Projelerimde ilhamı beklemem kendim oluştururum”

ads ads ads
21/03/2023

ads
Öztoprak: “Projelerimde ilhamı beklemem kendim oluştururum”

Kültür Sanat ve Yaşam-Meltem Hasipoğlu

Bu haftanın Haber Kıbrıs Kültür Sanat ve Yaşam konuğu, Moda Tasarımcısı ve Kurgucusu Abdullah Öztoprak.

Öztoprak, Kıbrıs Türk Kültürü’nü Türkiye ve dünyanın birçok yerinde temsil etti. Sanat projeleri ve moda dünyasındaki tasarımlarıyla dikkat çeken Öztoprak, KKTC’de de sanatını güncel, tarihsel ve  sosyal projelerle destekleyerek toplumsal farkındalık yarattı.

Soru: Moda yolculuğunuzun nasıl başladığından bahsedebilir misiniz?

Öztoprak: Kuzey Kıbrıs’taki TMK eğitimimden sonra Ankara’da ODTÜ Kimya bölümünü bitirdim. Master yaptım. Bir süre Öğretim üyesi olarak çalıştım. Akademik hayatla devam etmek istemediğimi düşünerek vazgeçtim. Ailemin turizm ve Kıbrıs’taki narenciye işlerini yürüttüm. Kimya okumamın sebebi ise ailemin narenciye işlerinin entegre ürünlerini çıkarmaktı. Ama ülkemizde sanayi kapandığı için vazgeçmek zorunda kaldım. Küçüklükten beri sanata karşı ilgim vardı. O dönem moda gerçek bir elma şekeri gücündeydi. Moda sahnelerim benim hep artistik ve tematik olacaktı. Hazır giyime girersem hayatımı fabrika ortamında bir üretim keşmekeşin içinde olarak tutacaktım. O da çok benlik değildi. Benim için hayatta da felsefe olarak kazanmak, materyal ve maddi kazanç kadar topluma ve doğaya verdiğimizin faydalanması kadar önemli bir mesajdır. Sanat diliyle vereceğim mesajlar bana çok daha tatminkar geliyordu.

Bu zamana kadar hiç ticari bir beklentim çabam olmadı. Hep tematik hikayesel ve güncel konular oldu. Modaya Ankara’da başlayıp Ankara’da devam ettim. Ankara’da devam etmemin, İstanbul gibi bir merkeze gitmememin sebebi ise sektör rekabetinde, farkında olduğum yükselişimi bazı saldırı ve ataklardan gizli kalıp koruyabilmek adınaydı. Bu doğru oldu ben aynı kulvarda olmayacaktım. Benim isteğim daha çok sahneleyip iş yapmaktı. Bu bağlamda altı tane dünya birinciliği kazandım. En son 2018’de Avustralya’da yaptığım showlar sonrasında orda Kültür Bakanlığı’na bağlı birimlerinin verdiği ‘Yılın Uluslararası Moda Tasarımcısı’ ödülünü aldım. Devamında yaptığım ülkelerde ayrı ödüllerle döndüm. Benim hayati felsefem, günlük belli jelibon programlarda sabun köpüğü gibi olmak değil kalıcı olmaktı. Birçok kitle tarafından bilinmemek çok umurumda olmaz ama gerçekten kalıcı işler yaparak varlık göstermek daha çok hoşuma giderdi ve öyle ilerledim.

Soru: Projelerinizde yaratım süreciniz nasıl ilerliyor? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Öztoprak: Yaratım sürecim seçtiğim konularla alakalıdır. Önce hayalini kurarım. Kendi kendime konuşarak çürüterek sağlamaları yaparım. Bütünsel çalışıyorum ben. Konunun ismini bulmakla başlarım. Sahneyi ve dekoru hayal ediyorum. Giriş önemlidir ama final bende çok önemlidir. Gelişmede dinamizmi vermek de çok önemlidir. Türkiye’de yaptığım 120 bin kişiye çıktığım showlar var. 120 bin kişinin önünde bütün kitleyi nefessiz tutabilmek veya alkışlatabilmek. Bu projelerimi geliştirirken beklemiyorum birleri omuzuma dokunsun ilham gelsin, ilhamı kendi kendime oluşturuyorum ki yeni gelişim oluşum sürecinde kendi sözümü bestemi kendim yapıyorum. Bir süzgeçten geçen çoklu aynı olanı kullanma çabamdan geçiyor. Projelerimde temam ise güncel, tarihsel, sosyal konuları yakalamaktır. Örneğin;  Saddam’ın ölümü beni çok etkilemişti. İple yaptığım Show var. Ayrıca Canlı bombalarla yaptığım “Habersiz” adlı show ya da ”Kıbrıslı Türklerin mücadele tarihi”gibi projelerim oldu.  ‘Tek Şahidi Cümbezd’i adlı çalışmam da ise bir Cümbez ağacının ağzından anlattığım Mağusa tarihiydi. Bunun bir kesitini İtalya’da yaptığımda insanlar bu kurguyu çok yerinde bulmuştu. Bu da çok hassas ve detaylı düşünerek, kendi kendimi yapbozlarla çürüterek düşünerek oldu. Benim için performansın çalışıldığı süreç değil üretildiği süreçtir esas yorucu olan. Final kostümümü son anda hazırlarım, herkes panik halindedir ama ben yüreğimde olanı biliyorum ve yolda geliyordur. Sürprizleri hayatımda da işimde de hep sevmişimdir. Türkiye’de özellikle tavus kuşu kanatlarıyla yaptığım model yıllarca çok konuşuldu. Afişimde önemlidir ilham kaynağım olmalıdır. Her şeyin bir zincir gibi bağlı olarak gitmesi gerekir.

Soru: Günümüzün moda anlayışına nasıl bakıyorsunuz? Moda olan her şeye uyum sağlamak doğru mu?

Öztoprak: Günümüzün moda anlayışı bir akımdır. Bu akıma uymak anlamında bakarsak, kapitalist sistem çok etkili. Kapitalist sistem size emirler buyuruyor ama hissettirmiyor. Her şeyi almak zorunda değiliz. Moda her yerde vardır. Moda yemekte de sokaktaki yürüyüşte de vardır. Tekstilde moda kültürel bozumu hızlandıran dünyadaki güçlü olma savaşının silahlarından birisi. Sizi kendi özünüzden uzaklaştırıyor. Başka kültürlerin ucube bir parçası yapıyor. Görselde hoş gelebilir ama hikayeye aldığınızda kendi kendinizi rendeleyerek yoka gittiğiniz bir süreç başlıyordur. Ben modanın bireysel olduğu sürece insanın kendi kendine modasını yarattığı sürece güçlü bir kişilik oluştuğunu düşünüyorum. Stil sahibi kişilere saygım var. Ama vücut proporsiyonu, kültürünü iklimini düşünmeden hareket edene acıyorum. Her şeye uyum sağlamak hatadır. Güncelleme vardır ama bizim Akdeniz ikliminde, kullanılmaması gereken polyester kumaşlar kimyasal ipleri giyerek vücudumuza sera etkisi yaratıyoruz ama buna rağmen giyiyoruz.

Soru: Türkiye’de ve KKTC’de acısını yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle ertelediğiniz ‘çok dallı sanat içeren tek kişilik sahne gösterisi’ diye tanımladığınız performansınızdan bahseder misiniz? Sanırım sonunda da bir de bir sürpriz olacaktı?

Öztoprak: 7 Şubat’ta yapacağım tek kişilik sahne performansı çok dallıydı. Bunun içinde kendi yaptığım heykeller vardı. Pandemi sürecinde Kıbrıs’ta bulunduğum sürede iki üniversitede birinde sanat birinde doktora öğrencisi oldum. Bu bağlamda heykel ve tablo yapım işlerini geliştirdim. Bu performans için ilginç bir mekan bir fabrika seçtim. İnteraktif bir seyirci ile bir arada olabileceğim bir iletişim metodu geliştirdi. İlginç bir dekor ve sahne hazırlığımız vardı. Maalesef yaşadığımız deprem acısıyla gösteri iptal edildi. Gösterinin tarihi henüz belli değildir. Bir çocuğun gözündeki bir dram olarak kendi dilimle anlatılacak. Buna ışık tutacaktık. İzleyici de kendince empati kurabilecekti. Çalışma süreci çok beğenildi.

Sürpriz vardı sonunda şimdi yine açıklamayacağım. Sürprizi deşifre ettiğim için bazı gruplara onun kupan olarak bende kalması içinde sahne üzerinde olmasa da obje olarak gösterilecektir.

Soru: Deprem ve İsias davasının farkındalığını artırmak adına 'Şampiyon Melekler' için bir planınız var mı?

Öztoprak: ‘Şampiyon Melekler’ için dile getirmek istediğim çok metot var. Türkiye’deki kayıplarımız ve adamızda yaşadığımız hayatını kaybettiğimiz kayıplar için anlatılacak çok büyük bir hikaye var. İsias olayı çok sarsıcı bir katliam, bir cinayettir. Yine ahkam kesiliyordu orda, yine kapitalist sistemin, yine bu para aşkının, güç hırsının getirdiği şeylerdi. Ben acının mahremiyetine inanıyorum. O yüzden çok yazıp çizmedim. Ben hiç unutulmayacak bu acıyı derinden yaşamış bu aileleri acılarıyla birlikte bırakmak istedim. Ben kendi kendime elbette ki yaptığım iş kafamdaki planlarımla farkındalık yaratabilir. Ama sanki çok sıcak ve özel olan bir olayın üstünden bilinç altımızda bir reklam gücü mü elde ederiz. Buna hakkımız yoktur. Eğer ailelerimiz benden kendi metotlarınızla dile getirin derlerse bu bana bir emirdir. Ailelerle acıları konuşur ve gerçekten bu katliamın arkasındaki arsızlığı, insan dışı hırsı dile getirmek artık benim görevim olur. 

Soru: Yakınlarda bir projeniz var?

Öztoprak: Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4 Mayıs’ta önceden planlanan fuar projesi var. Akademiye yönelik bir çalışmadır. Diğer projem ise, sonbahar da çıkmasını düşündüğüm, yaptığım bestelerden oluşan çalışma olacak.  

 

İşte Mart ayının Kültür Sanat etkinlikleri...

KONSER:

Belgesel

Gazeteci Zafer Kodan’ın imzasını taşıyan ‘Bombalı Yıllar’ belgeseli Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB) lokalinde gösterilecek.

Kıbrıs Türk toplumunu dehşete düşüren, ancak az bilinen ve unutulmaya yüz tutmuş şiddet olaylarını  tarihe not düşen ‘Bombalı Yıllar’ belgeselinin gösterimi 28 Mart Salı akşamı saat 20.00’de KTGB konferans salonunda yer alacak.

SERGİ

Lapta’da Cactus Gardens Art Gallery’de yer alacak sergi, 11 Mart Cumartesi günü açılacak.

Sergi, pazartesi, perşembe günleri ve 1 Nisan hariç her gün 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.Sergi, 9 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek.Hikmet Uluçam, bu yılki “8. Cyclamen+” bahçe sergisini arka arkaya kaybettiği ablası Sergüzan Tamsel ve abisi Hüseyin Uluçam’ın anısına açıyor.

ARUCAD öğrencilerinin 2023 Güz Dönemi Sergisi açıldı.

Sergi ARUCAD Atölyeler Binasında 08.30 – 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. 

 

TİYATRO

Kıbrıs Tür Dvelet Tiyatroları “Kuş Albay” Dünya Tiyatro Günü’nde AKM’de prömiyer yapacak

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’ndan verilen bilgiye göre, Bulgar yazar Hristo Boytchev’in yazdığı, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hakan Elmasoğlu’nun yönettiği “Kuş Albay” oyunu 27 Mart Pazartesi akşamı saat 20:00’de Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezinde prömier yapacak.

Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu perdelerini ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ ile açıyor

Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ adlı oyunla perdelerini açıyor. Oyun Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu’nda saat 20.30’da sergilenecek.

Girne Belediyesi Kültür Sanat İşleri Bölümü’nden verilen bilgiye göre, oyun halka açık ve ücretsiz olarak sahnelenecek. Oyunu izlemek isteyenlerin 0392 650 01 00 veya 0533 849 89 47 telefonu arayarak rezervasyon yapmaları gerekiyor.

Nikolay Gogol’un yazdığı tek kişilik  ve tek perdelik oyun, İsmihan Yorgancı tarafından yönetilirken, oyunculuğu  Ömer Dündar üstleniyor. Müzik Direktörlüğünü Ufuk Aydoğan’ın yaptığı oyunda piyanoda İkra Yalçın, ışık tasarım uygulamalarında Mehmet Saygıer, sahne tasarım uygulamasında ise Cem Taşlıovalı yer alıyor.

'Karanlıkta Işıldayanlar' son oyunu 25 Mart’ta sahnelenecek

Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla 25 Mart’taki gösterim öncesinde Baraka’nın genç oyuncuları, “Ezberleri bozuyor ve bize dayatılan rolleri kabul etmiyoruz!” başlıklı Dünya Tiyatro Günü bildirisini de seyirciyle paylaşacak. Shakespeare ve Brecht’ten alıntılar da içeren Dünya Tiyatro Günü bildirisinde genç oyuncular eğitim, sanat ve tiyatro alanında taleplerini dile getirecek.

SANAT KURSLARI

LTB-EMAA Bahar dönemi kursları 4 Mart'ta başlıyor!

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) ve Akdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA) işbirliği ile düzenlenen bahar dönemi kursları 4 Mart Cumartesi günü başlıyor.Kurslar, farklı yaş gruplarındaki çocuklar için düzenlenirken, çocukların okul dışındaki zamanlarını eğitici ve keyifli bir şekilde değerlendirmelerine ve becerilerini geliştirmelerine olanak sağlanıyor.Kayıtlar LTB Dış İlişkiler Birimi’nden yapılacak. 2 ay sürecek ve EMAA binasında gerçekleştirilecek kurslar için ayrıntılı bilgi mesai saatleri içerisinde 22 85221 (dahili 1328) numaralı telefondan alınabilir.

KKTC’de  yayınlanan kitaplar….

Mete Hatay'ın "Kıbrıs Bitmeyen Yaz" kitabı çıktı.

Aytuğ F. Plümer'in kaleminden "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kader Anı" kitabı çıktı

'Mağusa Sulak Alanları' (Gazimağusa Namık Kemal Lisesi öğrenci ve öğretmenleri)

Eralp Adanır “Memleketimizde Muhacir Yahudiler, 1946-1949” 

İsmail Bozkurt "Yusufçuklar Oldu mu?"

Gülden Plümer'in “Kaybolan Yalnız Onlar Değildi” isimli kitabın tanıtım ve imza etkinliği, 28 Ocak'ta

 

 

 

 

 

 

21/03/2023 14:37
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: öztoprak, proje, moda, sanat, haber, kültür,
MANŞETLER

HK KÜLTÜR SANAT

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.