PANDEMİ’nin SİYASETİ - Siyasetin Patenti size/kimseye ait değildir!

"Salgını siyasete değil, siyaseti salgına alet etmeyin!"

ads ads ads ads
15/04/2020

ads

Aybike Yektaoğlu Aybike Yektaoğlu


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 8 Nisan 2020 tarihli basın toplantısında şu cümleyi kullanmıştır: Salgını siyasete alet etmeyin! Bu cümlenin altındaki mesaj, salgını siyasete bahane ederek, mevcut ekonomik durumu ve iktidarı elinde tutmak isteyenlere söylenen bir cümledir. Devler arasındaki salgın ve siyaset/ekonomi üçgenindeki kavga, daha farklı bir boyutta olsa da, bizde de devler ligindeymiş gibi davrananlar ve parmağının arkasına saklananlar var.

Tüm dünya salgın ile boğuşurken, bazılarının toz pembe tablolar çizdiği veya o toz pembe tabloya inandığı dönemlerden geçiyoruz. Tam da bizi şu anda yönetenlerin bir süredir bozuk plak gibi ağızlarına doladıkları, “önce sağlık, siyaset yapmayın” cümlesini sanki de DSÖ onlardan örnek almış! Ama fark şurada. DSÖ bunu devlere söylerken, bizimkiler ise tam tersi bir durum sergilemektedirler. Salgını siyasete değil de, siyaseti salgına alet etmektedirler! Herkes susacak, kimse önermeyecek, tavsiye vermeyecek, eleştirmeyecek ve onlar kurdukları düzen içerisinde, kendileri bu salgından “toz pembe” hikayeler ve hayalleri ile çıkacaklar. Unuttukları birşey var ise, o da bu ülkenin devler liginde olmadığı ve küçük, tanınmamış bir ada yarısı olmasıdır. Salgından dolayı, kendi vaka sayıları DSÖ’nün veya salgın için kurulan sitelerin elinde dahi olmayan minicik bir ülke.

Salgının rengi olmadığı gibi, salgında siyasetin rengi de olmuyor. Belediye başkanları bugün kendilerini seçen yüzdeliğe mi hitap ediyor? Hayır. Belediye sınırları içerisindeki herkese. Ama tüm toplumun meclise seçtiği 50 vekilin içindeki muhalefetin partileri ile beraber, bu süreçte birlik ve dayanışma içerisinde yer almamak için tribünlere oynamalar hat safhada. Durum böyle iken, 10 Mart 2020 sabahından bugüne yapıcı ve yardımcı açıklamalar, tavsiyeler ve öneriler yerini elbette ki eleştirel cümlelere bırakacaktır. Doz da yükselerek doğallığında artacak ve bununla beraber iktidarın, halkın birlik ve beraberlik çağrılarına rağmen, toplumu böldüğünü unutulmayacaktır.

Yürütme bu toplumun yalnızca %50’sine hitap ediyormuş gibi davranıyor. Fakat bu yüzdelik, 1 aylık süre içerisinde muhtemelen %30’lara kadar gerilemiştir. Ekonomik dalga kendini tamamen hissettirmeye başladığı anda olacak gerileme de muhtemelen budur.  Çünkü salgının kontrol edilemeyen ve gerçek uzmanları ile ele alınacak bir olay olduğunu henüz tam olarak anlayamazken, bu tahminleri de idrak edememiş olmaları normaldir. Tüm toplumun kabul edebileceği bir yapı içerisinde, birlik ve beraberlik çağrısı yapanlara karşı, populist yaklaşımlar, linç kültürü hortlatmalarının ve sövdürmenin doğal kontrasını ölçemez duruma geleceklerdir. Toplum olarak balık hafızalı olduğumuzu biliyoruz. Ama bu salgının hafızalardan asla silinmeyeceği aşikardır. Dünya tarihine not düşülmüş ve ucu açık olan bir zaman dilimine yayılmış bir salgınla boğuşuyoruz. Bilim insanlarının ve sağlıkçıların bilinmeyen ile verdikleri savaş, bizdekiler tarafından küçümseniyor. Sağlık alanında çalışanların en iyi bildiği şeylerden biri de şudur. Genel olarak yapılan araştırmalar yıllar alırken, çok kısa bir sürede bilinmeyene karşı zamanla yarıştıklarıdır. Mantık şu mudur? Bizi “Türkiye veya Avrupa Birliği kurtarır”’ın yanına bir de bilim insanları ve sağlıkçılar nasıl olsa kurtaracaktır mı yanılgısındadırlar? Hangi dünyada yaşarık? Tabi ki KKTC’nin çarpık dünyasında!

Şu anda yönetenler, öneri ve tavsiyelere kulak asmadıkları, yardım elini ittikleri için gelen eleştiri dalgası karşısında, kendi kurmaylarını halkı kışkırtmak için kullanmaya çalışmaktadırlar. Belli kesimleri linç kültürüne maruz bırakmakta ve insanları fişlemektedirler. Tam bir faşo ağa zihniyeti içerisinde, toz pembe bir tablo sunarak, evde hali hazırda karantinayı tavan şekilde yaşayanlara da siyaset yapmayın adı altında akıl vermeye çalışmaktadırlar. Siyaset yapan halktır, siyaseti de seçecek olan halktır!

Bizi şu anda yönetenlere söylenmesi gereken şudur: Salgını siyasete değil, siyaseti salgına alet etmeyin! Siyasetim patenti size/kimseye ait değildir!

15/04/2020 16:21
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: aybike yektaoğlu, pandemi, siyaset
MANŞETLER

HK Aybike Yektaoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.