PARA İSTEMEYEN BASİT ÇÖZÜMLERLE TRAFİK DAHA ÇEKİLİR BİR HALE GETİRİLEBİLİR. AMA GEL GÖR Kİ; HER KONUDA OLDUĞU GİBİ HEM PARA YOK, HEM AKIL… DAHA DOĞRUSU OTURUP İKİ DAKİKA KAFA YORAN YOK… EN ACISI DA BU… İHALE TAKİBİNDEN VATANDAŞIN SORUNLARINA ZAMAN KALMIYOR OLABİLİR…

DİKMEN- BOĞAZ AYRIMI DEL- GEÇ YÖNTEMİ İLE ALT GEÇİT- ÜST GEÇİT OLMALI. ÇEVRE YOLU KAVŞAĞI PROJENİN TAMAMININ BİTMESİNİ BEKLEMEDEN AÇILMALI. TOPLU TAŞIMADA BÜTÜNCÜL SİSTEME GEÇİLMELİ, ELEKTRİKLİ TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI TEŞVİK EDİLMELİ… CANLANIN DA ÖMRÜMÜZ TÜKENDİ…

Trafik, günlük yaşam içerisinde büyük bir sorun, aşılması zor bir mesele haline geliyor. Mağusa şehir içini çok bilmem ama, Girne ve özellikle de Lefkoşa, can ezgisi. Trafiğe her ay yüzlerce yeni araba dahil oluyor ama buna ek en ufak bir tedbir göremiyoruz.

“Beş dakikaya ordayım” gerçeği de mazide kalıyor artık. Lefkoşa - Girne hattı artık bir sabır testi. Şehir içi ulaşımda 5 dakikanın yerini 20 dakikalar, yarım saatler aldı. Bir yerden başka bir yere gitmek, gerçekten eziyet, resmen işkence.

İşe gidiş ve geliş anları insanların en yorgun ve stresli olduğu anlar. İnsan ister k, bir an önce işinin başında oldun… Ya da işten yorgun- argın çıkıp evinde, ya da arkadaşları ile anlaştığı yerde olsun, dinlensin, rahatlasın. Ne mümkün… İşte yorulmadığı, sinir olmadığı kadar, trafikte oluyor

Sabah saatleri tam bir travma… Akşamüstü desen ruh sağlığı sınavı. Trafik kuyruk, stres tavan, sinirler diken üstü. Saygı desen yok, yol hakkı desen çiğneniyor. Birbirine korna basan, camdan bağıran insanlar… Her gün aynı kaos, aynı kabus. Yazarken bile sinirlerim bozuluyor…

En basit bir sorunu çözemedik mesela. Küçük kazalar trafik felcine sebep oluyor. Basit bir tutanak sistemi kurulmadı gitti. Sigorta şirketleri orda, sürücüler orda, ama yine de saatlerce polis bekleniyor. Polisin bakmaması gereken kazalara polis çağrılıyor; çünkü sistem yok. O arada trafikte kuyruk, uzadıkça uzuyor

Bir uzlaşı kültürü bile oluşturamayan sistem, trafikte de sınıfta kaldı. İşe giden, çocuğunu okula yetiştiren, sağlık ocağına giden herkes bedel ödüyor. Ve kimse, ama kimse, çözüm üretmiyor. Çünkü merkezî yönetim oralı bile değil.

Toplu taşımacılık tamamen çağ dışı. Üniversiteler kendi derdinde, toplu taşımaya servet harcıyor. Devlet öğrenci taşımak için her yıl bir okul parası harcıyor… Sistem kurulabilir. Elektrikli otobüslerin teşvik edilmesi, devletin toplu taşımaya yönelik şarj istasyonları kurması gibi…

Mesela Lefkoşa Çevre yolu… Üst geçit tamamlandı. Açılması için ne bekleniyor? Hade yol yapımı devam eder. Kavşağı açsana yahu? Aç, orada bir rahatlama getir. Niye açılmıyor, kim bekleniyor belli değil. Gönyeli çemberi her sabah- akşam kilit. Çözüm belli ama iki dirhem de irade be gardaşım…

Bir dert de Dikmen- Boğaz ayrımı. Peyzaj açısından adanın en güzel alanı. Ama trafik açısından, başa bela… Tam bir kâbus. Mesela, Del ve geç yöntemiyle alt geçit yapılabilir. Türkiye bu modeli kullanıyor, yıllardır. Ama biz hâlâ ‘akıllı ışık’ gibi palyatif ve masraflı çözümleri tartışıyoruz.

Yeri gelmişken yazayım, yollar otostop çeken genç kızlarla dolu. Kimisi gerçekten bir yerlere yetişme derdinde, kimisi ise başınıza bela olabilir. Arabaya binen, devamında “taciz edildiğini” söyleyerek polise koşan çok… “Davayı geri çekmek” için para isteyen, “şikayetçi olmamak” için para isteyen çok

Bu konuda da “otostopçu alma meraklısı amcaları” uyarmak istedim. Araç içi kamera varsa, yırttınız. Yoksa, eli kelepçeli, tacizci olarak mahkemeye bile çıkmanız an meselesi. Bildiğiniz tuzak kuran ve arabaya “yanında şahitle” binenler var… Polis de bu konuda vatandaşı ciddi şekilde uyarmalı…

Evet, trafik, bir ülkenin yönetim aklını gösterir. Ve bizim yöneticilerimizin bu konuda hiçbir aklı yok. Maalesef gerçek bu. Devam eden 2- 3 Türkiye projesi dışında da trafiği rahatlatma derdi yok… Sadece yollar değil, zihniyet de tıkanmış. Sistemsizlik, ihmalkârlık ve duyarsızlık her gün insanları delirtmeye devam ediyorlar.