Paranoyak Kişiliklere Dikkat!

ads ads ads ads
26/05/2013
Poli-Dr.Bülent Dizdarlı

ads
Paranoyak Kişiliklere Dikkat!

Dr. Bülent Dizdarlı bu hafta Poli Dergisinde Psikiyatr ve Psikoterapist Uzm. Dr. Ece Uslu ile Paranoyak kişilik konusunu konuştu. İşte Dizdarlı’nın röportajı:

Paranoya ne demektir? Hangi durumlarda görülür?
Paranoya kısaca aşırı şüphecilik anlamına gelmektedir. Tek başına bir kişilik özelliği olabilmekle birlikte şizofreni başta olmak üzere diğer pek çok ruhsal hastalıkta da tabloya paranoid belirtiler eşlik edebilmektedir.
Paranoid kişilerin özellikleri nelerdir?
Bu kişiler dünyaya karşı güvensiz, her şeye aşırı şüphe ile yaklaşan, başkalarının söz bakış ve eylemlerinden kolayca alınıp olumsuz anlamlar çıkarmaya meyilli kişilerdir. Sürekli olarak kendilerini haklı görürler. Dışarıdan soğuk, mesafeli, sabit fikirli, inatçı, aşırı gururlu, geçimsiz, kinci ve kendini beğenmiş kişiler olarak algılansalar da bu davranışlarının altında yatan şey kendilerini koruma içgüdüsüdür. Dünyayı güvensiz bir ortam olarak algıladıklarından her zaman temkinlidirler, diğer insanlara güvenemediklerinden yakın ilişki kurmakta güçlük çekerler. Paranoid kişiler kendilerine yönelik eleştiriyi asla kabul etmezken, sık sık başkalarını eleştirir ve başkalarının yaptıklarında kusur bulurlar. Başarısızlığa tahammülleri yoktur. Kendi başarısızlık duygularını ve kusurlarını başkalarını eleştirerek ve haksız bularak gidermeye çalışırlar. Yaptıklarının sorumluluğunu almaktan kaçınırlar.

Kimler bu açıdan daha büyük risk altındadır?
Paranoid kişilik özellikleri erkeklerde daha sık olarak izlenmekte ve paranoid kişilik bozukluğu gelişecekse erken yetişkinlik döneminden itibaren hastalık kendini göstermeye başlamaktadır. Diğer hastalıklara eşlik eden paranoid semptomların ise yaşla birlikte görülme sıklığı artmakla birlikte hangi cinsiyette daha sık olarak izlendiğine dair kesin bir veri bulunmamaktadır. Öte yandan nedeni her ne olursa olsun paranoid belirtilerin ortaya çıkmasında aile hikayesinin ve genetik yatkınlığın önemli bir rolü olduğu da kabul edilmektedir.

Paranoid kişilik bozukluğunun toplumda görülme sıklığı ne kadardır?
Paranoid kişilik bozukluğunun toplumda görülme sıklığının %2 civarında olduğu tahmin edilmekle birlikte bu kişilerin aşırı şüpheci ve güvensiz tutumları nedeni ile sıklıkla doktora başvurmamaları bu anlamda kesin bir rakam verilememesine yol açmaktadır.
Bu kişilerin kendilerine veya çevrelerine zarar verme riskleri var mıdır?
Özellikle paranoid belirtilerin eşlik ettiği ağır şizofreni olgularında bu kişiler kendilerini korumak amacı ile zaman zaman saldırgan bir tutum içine girebilseler de bu durum oldukça nadirdir.
Paranoid belirtilerin tedavisi gerekli midir?
Eğer bu belirtiler sanrı düzeyini almış yani kişi gerçeklikten kopmuşsa ve bu belirtiler nedeni ile günlük yaşamında (aile, iş, sosyal yaşam) aksamalar oluyorsa mutlaka tedavi edilmelidir. Ne yazık ki söz konusu paranoya ve özellikle de paranoid kişilik bozukluğu olduğu zaman bu kişiler yaşadıkları güven sorunları nedeni ile nadiren kendi istekleri ile psikiyatriste başvurmaktadırlar. Çoğu kez ya aile üyeleri ya da başka etkenlerin zoru ile doktora getirilmektedirler.

Paranoid belirtiler nasıl tedavi edilmektedir?
Paranoid belirtilerin tedavisi her şeyden önce ilaç tedavisidir. Paranoid kişilik bozukluğunun tedavisinde düşük dozda verilen bazı ilaçların terapi ile birlikte kullanılması ile başarılı sonuçlar elde edildiği gösterilmişse de konu ile ilgili yeterli bilgi ve deneyimi olmayan kişiler tarafından yapılacak terapiler paranoid belirtilerin alevlenmesine yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Ayrıca paranoid kişiler ilaçlara da kuşku ile yaklaşacakları için ilacın yan etkilerine karşı aşırı duyarlı olacaklardır. Uygulanacak tedavi yöntemi her ne olursa olsun hastanın işbirliği göstermesi ile çok daha başarılı olacaktır. Öte yandan kişilik bozukluklarının erken yaşlarda gelişiyor olması ve hastaların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olmaları da tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kişinin kökleşmiş davranış şekline, yaklaşımlarına, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kapasitelerine değinilmesi gerekmektedir. Genelde kişilik problemleri psikoterapi ile çözümlenebilmesine rağmen, yerleşmiş olan bu duygu, düşünce ve davranış alışkanlıklarını değiştirmek için yoğun ve sürekli tekrarlanan uzun bir tedavi ve öğrenme süreci gerekmektedir.



26/05/2013 12:24
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Paranoyak, bülent dizdarlı, ece uslu, poli dergisi, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK SAĞLIK

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.