Polis Teşkilatı Ağır Bir Bürokrasiyle de Boğuşuyor
12/03/2025











Hüseyin Ekmekci
YENİ ATANAN POLİSLERİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ, BİRKAÇ AY İÇİNDE GÖREVDEN AYRILMANIN YOLLARINI ARIYOR. ÇALIŞMA KOŞULLARI O KADAR AĞIR Kİ, KİMSE MESLEKTE KALMAK İSTEMİYOR
MEVCUT POLİSLERİN MAAŞLARI YETERSİZ, ÇALIŞMA SAATLERİ İNSANLIK DIŞI. FAZLA MESAİLER ÖDENMİYOR, SOSYAL HAKLAR NEREDEYSE YOK. MOTİVASYON SIFIR. BÖYLE BİR SİSTEMİN AYAKTA KALMASI MÜMKÜN MÜ?
Karakol hücresinde bir kişinin ölü bulunması ihmal tartışmalarını beraberinde getirdi, doğrudur. İşin bir de görünmeyen yönü var, o da aşırı yoğunluk. Polis Genel Müdürlüğü az personelle, çok hizmet verilen bir dönemde ve bunun da farklı sonuçları oluyor…
Birçok genç, öncelikli olarak polis olmak istemiyor. Olanlar arasında erken istifa eden, farklı iş kollarına geçen, devlet münhali kovalayanların sayısı hayli fazla. Yetersiz maaş nedeniyle polislikten uzaklaşanlar da cabası… 10- 12 kişi olması gereken karakollar 3- 5 kişiyle döner mi?
Kuzey Kıbrıs’ta adli olaylar hızla artarken, güvenliği sağlayacak polis gücü günden güne eriyor. Ülke, neredeyse her gün cinayet, gasp, kundaklama haberiyle sarsılıyor. Yetkililerden gelen tek açıklama ise “Güvenliği sağlamak için çalışıyoruz” klişesi. Nasıl sağlanacak, belli… Ama kılını kıpırdatan yok
Polis teşkilatı artık alarm veriyor, gerçeğimiz budur. Görevde kalanların çoğu yorgun, tükenmiş, hatta istifa etmenin yollarını arıyor. Yeni mezun olan polisler birkaç ay içinde büyük bir psikolojik baskı altına giriyor ve görevlerinden ayrılmayı düşünüyor.
Deneyimli polislerin de birçoğu ya emekliliğe yöneliyor ya da başka devlet kurumlarına geçerek bu kaostan kurtulmaya çalışıyor. Peki ya kalanlar? Görev başındaki polisler, kapasitesinin çok üstünde bir iş yüküyle boğuşuyor.
Normalde bir vardiyada 8-10 personelin olması gerekirken, birçok bölgede yalnızca 3 kişi hizmet veriyor. Çoğu zaman, iki polis koca bir bölgenin güvenliğini sağlamak zorunda kalıyor. Üstelik ekip sorumlusu olarak atanan polislerin bile çoğu yeni mezun. Amir yok, çavuş yok.
Bu eksikliğe rağmen, yetkililer “400 yeni polis alınacak” diye açıklama yapıyor. Ancak gerçekte, bu 400 polisin çoğu zaten emekli olacakların ve istifa edeceklerin yerini ancak da dolduracak. Yani sayı artmayacak, hatta azalacak.
Çünkü yeni atanan polislerin büyük bir bölümü, birkaç ay içinde görevden ayrılmanın yollarını arıyor. Çalışma koşulları o kadar ağır ki, kimse meslekte kalmak istemiyor. Bu gerçekle boğuşan polis müdürlüğü, dar bütçe imkanları, araç- gereç yetersizliği nedeniyle sorunlara çare bulmakta zorlanıyor
Peki bu durumun suç oranlarına etkisi ne? Halk, günlük yaşamında kendini güvende hissetmiyor. Polis sayısındaki azalma, suçlulara cesaret veriyor. Özellikle organize suçlar ve uyuşturucu trafiği, güvenlik zaafından faydalanarak giderek büyüyor. İşin içine bir de ekonomik kriz eklenince, hırsızlık ve gasp olayları da artıyor. Polisin olmadığı yerde suç çeteleri kendi düzenini kurmaya başlıyor.
Polis teşkilatı yalnızca personel eksikliğiyle değil, aynı zamanda ağır bir bürokrasiyle de boğuşuyor. Mevcut polislerin maaşları yetersiz, çalışma saatleri insanlık dışı. Fazla mesailer ödenmiyor, sosyal haklar neredeyse yok. Motivasyon sıfır. Böyle bir sistemin ayakta kalması mümkün mü?
KKTC’de polis teşkilatının yeniden yapılandırılması şart. Öncelikle, yeterli sayıda personel istihdam edilmeli ve mevcut polislerin özlük hakları iyileştirilmeli. Yeni atanan polisler daha iyi eğitimden geçirilmeli, deneyimli polislerin teşkilatta kalması sağlanmalı. Aksi halde, birkaç yıl içinde ülkede bırakın polisi, suçla mücadele edecek bir devlet mekanizması bile kalmayacak.
Eğer bir an önce radikal önlemler alınmazsa, Kuzey Kıbrıs’ta güvenlikten söz etmek imkânsız hale gelecek. Yetkililer artık klişe açıklamalar yapmak yerine, sahadaki polislerin çığlığına kulak vermeli. Çünkü bu gidişle, çok yakında adalet sadece kağıt üzerinde kalacak.
Polisin kendi içerisindeki çürük elmalarla da mücadele etmesi kaçınılmaz. Sorunlar var diye işini savsaklayan, mafya uzantısı, mesleğini kötüye kullanan, kumar batağına sapmış zafiyet gösteren, halka değil, çıkar çetelerine hizmet eden polisler de yok mu? Var, o da başka bir yazının konusu…
- Ben öyle anlıyorum ki, tüzük, ''başörtüsünü serbest bırakacak şekilde'' değişecek
- Siyasetin konuya fazla müdahale etmesi, çözüm sürecini daha da zorlaştırıyor
- Alt seviyede bir işbirliği zemini yaratıldı…
- Ortak gelecek için işbirliği şart…
- Cenevre’de kritik Kıbrıs zirvesi: ortak zemin yok…
- Hem siyasi, hem ticari olarak Kıbrıslı Türkler daha da yalnızlaştırılıyor
- Sürekli itilen kakılan, imkanları kısıtlanan bir halka dönüştük
- Şiddet ve mafyalaşma ön plana çıkıyor
- Sorunları çözmesi gerekenler bizzat sorun üretiyor
- 12 yaşında bir çocuk göçmen çocukları tarafından tecavüz saldırısına uğradı…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





