Prof. Dr. Mete Feridun: KKTC’deki Sigorta Şirketi Sayısı Azaltılmalı

ads ads ads ads
15/07/2020
HK

ads
Prof. Dr. Mete Feridun: KKTC’deki Sigorta Şirketi Sayısı Azaltılmalı

 Eski Bank of England uzmanı Prof. Dr. Mete Feridun, KKTC’de faaliyet göstermekte olan sigorta şirketi sayısının nüfusa oranla dünya standartlarına göre çok fazla olduğunu ve buna bağlı olarak gerek sektördeki rekabet koşullarının, gerekse bazı şirketlerin mali yapılarının evrensel kriterlerin gerisinde olduğunu söyledi. Feridun, ülkemizde mali yapıları zayıf olan sigorta şirketlerinin faaliyet göstermeye devam etmelerine izin verilmesinin hem sektörde haksız rekabete yol açtığını, hem de poliçe sahipleri açısından ciddi bir risk oluşturduğunu ifade etti. Feridun, bu nedenle ülkemizde sigorta şirketlerine yönelik olarak bir konsolidasyon yasasının mutlak surette gündeme gelmesi gerektiğine dikkat çekerek, sigortacılık sektöründe şirket birleşmelerinin ilgili vergi mevzuatı çerçevesinde teşvik edilmesi ve cazip hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Feridun ayrıca Türkiye merkezli sigorta şirketlerinin ülkemizde yurt dışı şubeler üzerinden faaliyet gösterirken yerel sigorta şirketlerine göre belli bir rekabet avantajına sahip olduklarını ve sektörde bu durumdan kaynaklanan haksız rekabet koşullarının giderilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin ivedilikle gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.

 

Feridun’un yazısı şöyle:

Sigortacılık sektörünün temelini oluşturan güven ortamının devamının sağlanması açısından sigorta şirketlerinin poliçe sahiplerine karşı yükümlülüklerini her koşulda yerine getirebilecek düzeyde sağlam bir mali yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi, piyasada sağlıklı rekabet koşullarının sağlanmasına ve sektördeki şirketlerin karlı bir şekilde faaliyet gösterebilmelerine bağlıdır.

Bu nedenle, hem sektörde nüfusa oranla sağlıklı bir sayıda şirketin faaliyet göstermesi, hem de sektördeki rekabet koşullarının adil olması gerekmektedir. Oysa ki, KKTC’de faaliyet göstermekte olan sigorta şirketi sayısı nüfusa oranla değerlendirildiği zaman dünya standartlarına göre çok fazladır. Buna bağlı olarak, hem sektördeki rekabet koşulları, hem de bazı şirketlerin mali yapıları evrensel kriterlerin gerisindedir.  

Özellikle, ülkemizde mali yapıları zayıf olan sigorta şirketlerinin faaliyet göstermeye devam etmelerine izin verilmesi sadece sektörde haksız bir rekabete yol açmakla kalmayıp, poliçe sahipleri açısından da ciddi bir risk oluşturmaktadır. Öte yandan, Türkiye merkezli sigorta şirketlerinin ülkemizde yurt dışı şubeler üzerinden faaliyet gösterirken yerel sigorta şirketlerine göre belli bir rekabet avantajına sahip oldukları bilinmektedir.

Dolayısıyla, sigortacılık sektörümüzde şirket birleşmelerinin ilgili vergi mevzuatı çerçevesinde teşvik edilmesine ve sektörde haksız rekabet koşullarının giderilmesine yönelik bir takım reformlar gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

KKTC’de faaliyet göstermekte olan sigorta şirketi sayısına bakıldığı zaman, nüfusa oranla dünya standartlarının çok üstünde sayıda sigorta şirketinin faaliyet göstermekte olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak gerek sektördeki rekabet koşullarının, gerekse ilgili şirketlerin mali yapılarının olması gereken kriterlerin gerisinde olması kaçınılmazdır.

Ne yazık ki ülkemizde nüfusumuzu tam olarak bilemesek de, yaklaşık 350 bin kişiye 35 civarında sigorta şirketi düşmekte olduğu görülmektedir. Yani, yaklaşık olarak her 10 bin kişiye bir sigorta şirketi düşmektedir. Oysa ki, diğer ülkelere bakıldığı zaman sigortacılık sektörüne giriş koşullarının oldukça sıkı olduğu ve buna bağlı olarak nüfusa oranla oldukça sınırlı sayıda sigorta şirketinin faaliyet göstermekte olduğu görülmektedir.

Örneğin, Statista.com’un verilerine göre, 10 milyonluk Portekiz’de 39 (250 bin kişiye bir), 6 milyonluk Finlandiya’da 51 (118 bin kişiye bir), 80 milyonluk Türkiye’de 59 (1.2 milyon kişiye bir), 60 milyonluk İtalya’da 100 (600 bin kişiye bir), 6 milyonluk Danimarka’da 99 (60 bin kişiye bir), 9 milyonluk Avusturya’da 93 (97 bin kişiye bir), 12 milyonluk Belçika’da 67 (179 bin kişiye bir), 38 milyonluk Polonya’da ise 60 (633 bin kişiye bir) yerel sigorta şirketi faaliyet göstermektedir.

Söz konusu istatistiklerden anlaşılacağı üzere, gelişmiş ülkelerde genellikle yüzbinlerce kişiye bir sigorta şirketi düşerken, ülkemizde ise 10 bin kişiye bir şirket düşmektedir. Buradan çıkan sonuç ülkemizde nüfusa oranla dünya standartlarının en az 10 katından fazla sigorta şirketinin faaliyet göstermekte olduğudur. Bu rakam, Türkiye, İtalya ve Polonya gibi bazı belli başlı ülkelere göre kıyaslandığı zaman ülkemizdeki sigorta şirketi sayısının nüfusa oranla bu ülkelerdekinden yaklaşık 60-100 kat fazla olduğu görülmektedir.

Dünyada sigortacılık sektöründe az ve öz sayıda şirketin karlı ve gerekli mali koşulları yerine getirecek şekilde faaliyet göstermesine izin verilirken, ülkemizde ise nüfusa oranla çok sayıda sigorta şirketinin gerekli mali koşulları karşılayamamalarıma rağmen genellikle siyasi nedenlerle faaliyet göstermeye devam etmelerine izin verilmesi poliçe sahipleri açısından çok ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.

Bilindiği gibi sigorta şirketlerinin sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için güçlü bir finansal yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle söz konusu şirketlerinin yeterli sermaye veya likidite yapısına sahip olmadan faaliyet göstermeleri ekonomik ve finansal istikrar açısından büyük bir tehdit oluşturabilmektedir.

Halbuki, ülkemizdeki mevcut rekabet koşullarında birçok sigorta şirketinin karlı ve adil bir rekabet ortamında faaliyet göstermeleri ve yasal sermaye ve likidite standartları çerçevesinde hareket etmesi neredeyse imkansızdır. Ancak, yürürlükteki mevcut mevzuatın sektördeki bazı şirketlerin gerekli yasal yükümlülüklerini tam olarak karşılayamayacak duruma gelmesine rağmen Maliye Bakanlığı bünyesindeki Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi tarafından faaliyetlerinin devam etmesine göz yumulmasına olanak tanımakta olduğu bilinmektedir.

Öte yandan, ülkemizdeki ilgili mevzuatın güncel küresel sigortacılık düzenlemeler ile tam olarak uyumlu olmamasının yanı sıra, nüfusa oranla aşırı sayıda sigorta şirketine faaliyet izni verilmiş olması ister istemez bu kararların siyasi olabileceği ve mali yapısı zayıf olan şirketlerin bir takım siyasi nedenlerle korunmakta olabilecekleri şüphesini de gündeme getirmektedir.

Yukarıdaki istatistiklerden görüleceği gibi sigortacılık sektörünün küresel standartları yakalaması ve gerek finansal gerekse ekonomik istikrarın güvence altına alınması için ülkemizde faaliyet göstermekte olan sigorta şirketlerinin konsolide olması ve mali yapıları zayıf olanlarının piyasadan çekilmesinin sağlanması gerekmektedir. Bu noktada en çok önem arz eden konuların başında hiç kuşkusuz vergi mevzuatında gerekli değişikliklerin gerçekleştirilmesi gelmektedir. Özellikle sigortacılık sektöründe konsolidasyon süreçleri desteklenmeli, şirket birleşmeleri ve satın almaları vergi uygulamalarıyla teşvik edilmeli ve cazip hale getirilmelidir. Örneğin, şirketlerin bilançolarının aktif tarafında yer alan varlıklar açısından olası şirket birleşmelerinde mutlak surette vergi muafiyetleri sağlanmalı, bu işlemler gelir sağlayacak şekilde değerlendirilmemeli ve vergiye tabi olmamalıdır.

Öte yandan, sigortacılık faaliyetlerini belli sayıda şirkette yoğunlaşmasının piyasanın rekabetçi yapısını bozmaması ve oligopolistik bir yapının söz konusu olmaması için gerekli tedbirlerin alınması koşuluyla piyasaya giriş sınırlamaları ve koşulları getirilmelidir. Böylelikle hem adil rekabet koşulları sağlanacak, hem de faaliyet gösteren şirketlerin maliyet etkinliği sağlanacaktır. Buna paralel olarak, ülkemizdeki sigortacılık sektöründe adil rekabet ortamının sağlanması açısından son derece önem arz eden bir diğer önemli konu ise, Türkiye merkezli sigorta şirketlerinin ülkemizde yurt dışı şubeler üzerinden faaliyet gösterirken yerel sigorta şirketleri ile herhangi bir şekilde haksız rekabete girecek bir takım ayrıcalıklara sahip olmalarının önlenmesidir.

Bu nedenle sektörde belli bir sayıda şirketin faaliyet göstermesi sağlanırken, aynı zamanda da sektördeki haksız rekabet koşulları mutlak surette ortadan kaldırılmalı ve yerli şirketlerle yabancı şirketlerin eşit koşullarda rekabet etmeleri sağlanmalıdır. Örneğin, haksız rekabeti önlemek açısından sermaye yükümlülük hesaplamaları ve kadrolaşma konusunda eşit koşullarda rekabet edilmesinin sağlanması ve örneğin ülkemizde faaliyet gösteren şube sigorta şirketlerinin sadece 2-3 personel sayısı gibi oldukça düşük maliyetlerle faaliyet göstermelerini engelleyecek yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.

Bilindiği gibi 2007-2008 küresel krizinin tüm finans kesimine yayılmasıyla birlikte, özellikle ABD ve Avrupa'da bazı finans kuruluşları iflas etmiş, birçok finans kuruluş kamu otoritelerinin yönlendirmesiyle konsolide edilmiştir. Bu dönemde küresel sigortacılık sektöründe de kaçınılmaz olarak bir birleşme ve devralma süreci yaşanmıştır. Bu konu özellikle içinde bulunduğumuz süreçte kaçınılmaz olarak yeniden gündeme gelmiştir. COVID-19 krizi nedeniyle tüm dünyada uzmanlar yakın bir gelecekte finans sektöründe kaçınılmaz bir konsolidasyon süreci yaşanacağından bahsetmeye başlamıştır. Özellikle sigortacılık sektöründe, pazarın önümüzdeki dönemde çok az sayıda büyük şirket arasında paylaşılacağı tahmin edilmektedir.

Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, ülkemizdeki sigorta sektörünün mevcut yapısının sürdürülebilir olmadığı gerçeğini göz ardı etmemiz, yakın bir gelecekte çok büyük mali sıkıntılar ve iflaslar yaşanmasına yol açabilecektir. Bunun gerçekleşmesi halinde ortaya çıkabilecek zararlar gerek finans sektöründe, gerekse reel ekonomide ciddi bir domino etkisi yaratabilecektir.

Dolayısıyla ülkemizde gerekli konsolidasyon yasası mutlak surette gündeme getirilmeli, vergi mevzuatlarımız sektördeki konsolidasyon sürecini teşvik edecek şekilde gözden geçirilmeli ve Türkiye merkezli sigorta şirketlerinin ülkemizde yurt dışı şubeler üzerinden faaliyet gösterirken yerel sigorta şirketleri ile herhangi bir şekilde haksız rekabete girecek bir takım ayrıcalıklara sahip olmalarını önleyecek yasal düzenlemeler ivedilikle gerçekleştirilmelidir.

15/07/2020 13:08
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mete Feridun
MANŞETLER

HK EKONOMİ

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.