Protokol Karanlıkta Fili Tarif Etme Hikâyesine Döndü

ads ads ads ads
01/12/2018

ads

Birikim Özgür Birikim Özgür


Tek dış finansman enstrümanımıza ilişkin ciddi kafa karışıklıkları var.

Farklı bakış açısına ve farklı tecrübelere sahip insanlar meseleyi farklı şekillerde algılıyor ve Türkiye ile imzalanan protokollere farklı anlamlar yüklüyor.

Bunun en önemli sebebi kuşkusuz geçmişte bu enstrümanın yanlış kullanılmasıdır.

Bugünkü koşullarda bana göre protokollerin önemi dört başlıkta şöyle açıklanabilir:

1) Dış finansman ihtiyacının karşılanması

Bu konuya öncelikle maliye değil ekonomi gözlüğüyle bakmak şart.

Günümüzde ülkeler cari açık ve dış borçlarının geri ödemesi için dış finansmana ihtiyaç duyar.

Biz özel nedenlerle kamu dış borç ödemesi yapmıyoruz.

Bu “avantaj” devleti yönetenlerin Türkiye ile ilişkilere dört elle sarılması için yeter de artar bile.

Kamumuz bir de dış borç ödeyecek olsa ekonomimizin hali nice olurdu!

Diğer yandan kâğıt üzerinde ciddi bir cari açık sorunumuz yok.

Ancak bilhassa turizm gelirlerimizin önemli bir kısmının yurtdışına kaçması bizim parayı yurtiçinde tutacak politikalar oluşturamadığımızın bir göstergesi.

Ülkemizi yatırımcılar için bir cazibe merkezine dönüştüremiyoruz.

Ekonomik reformlar kapsamında ele alınması gereken çok ciddi bir sorun…

Velhasıl mevcut koşullarda Türkiye’den temin edilen dış yardımlar cari açığımızı dengeleyen önemli faktörlerden bir tanesidir.

İç tasarruflarımız yeterli seviyeye ulaşana kadar tekerleği döndürmek için bu dış kaynağa ihtiyacımız var.

Aksi takdirde hayat durur; adi suçlar, göçler, intiharlar arttıkça artar.

Sayılan nedenlerle, mevzu, doğrudan hayatlarımızı etkileyen, abartılı siyasi kaprislerle savsaklanamayacak denli ciddi bir mevzudur.

2) Kamu harcamalarının finansmanı

Her devletin olduğu gibi bizim devletimizin de vazgeçilmez harcamaları var.

Çalışan ücretleri başta olmak üzere cari harcamalar, savunma giderleri, kamu sabit sermayesi ile yürütülen altyapı projeleri, ekonomik sektörleri ayakta tutmak ve geliştirmek için yapılan kamu harcamaları, vb.

Bizim kamu maliyemiz geçmişe kıyasla cari harcamalarını karşılama konusunda daha iyi bir noktada.

Ancak sadece cari harcamalarını…

2019 bütçesine ilişkin tartışmalardan da anlaşılabileceği üzere diğer tüm harcama kalemlerinde dış finansman kullanımı ön planda.

Protokolün imzalanmadığı koşullarda muhalefet haklı olarak soruyor:

“Savunma giderlerini nasıl karşılayacaksınız?”

“Yatırımları nasıl yapacaksınız?”

“Ekonomiyi nasıl büyüteceksiniz?”

Bütçe açığı bir yana, Türkiye’nin sağlayacağı dış yardımlara ilişkin muğlak durum da siyaseten bütçeyi anlatılamaz, savunulamaz bir yapıya hapsediyor.

Mali yardım bağımlılığı başlı başına çok ciddi yapısal sorunların bir göstergesidir.

Yerel gelirlerin sadece cari harcamaları değil diğer vazgeçilemez harcamaları da karşılayabileceği güne kadar sürekli bu konuya kafa yormamız, çok çalışmamız ve her yıl biraz daha iyi bir noktaya ulaşmayı hedeflememiz siyaseten bir mecburiyettir.

Ancak o güne değin dış yardımların devamlılığını sağlayacak bir yaklaşım içerisinde olunması da şarttır.

O nedenle, mevzu, devletin sürdürülebilirliğini ve siyasi istikrarımızı “belirleyen”, görevde olan hükümetlerce şımarıklıkla ele alınamayacak denli ciddi bir mevzudur.

3) Ekonomimizin büyümesi

Kamu harcamalarının finansmanı başlığında bahsi geçen altyapı projeleri ile reel sektör destekleri ekonomimizin güçlenmesi açısından hayati öneme sahip.

Bir devlet sadece günü kurtarma peşinde olamaz.

Geleceğe yatırım yapmak da gerekir.

Ekonomimizin sağlıklı büyüyebilmesi için yollar yapmamız, otomasyon sistemleri kurmamız, tarımımızı geliştirecek projeler uygulamamız, Sanayi Bölgelerimize altyapı yapmamız;

Eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, çevre ve benzeri alanlarda altyapı için kaynak ayırmamız şart.

Öncelikli sektörlerimizdeki teşvik uygulamalarına, cari giderlerin desteklenebilmesine, hibe ve faizsiz kredi programları açılabilmesine bağlı olarak ekonomimiz büyüyebilecek.

Tüm bunlar devletin sosyal ve ekonomik kalkınma için elini taşın altına koyması ile olan işlerdir.

Hükümetler proje geliştirir, finansman bulur ve uygular.

Bu işlerin finansmanı büyük oranda dış yardımlarla sağlandığından, Türkiye ile protokoller geleceğe yatırım yapabilmemizin en önemli aracıdır.

4) Sistemin güçlendirilmesi

En nihayet önemle bahsedilmesi gereken husus budur.

Yukarıdaki üç başlık sistemimizi ayakta tutmak ve geliştirmek için bir finansman aracı olarak dış yardımların önemini işaret ediyor.

Ancak işin bam teli sistemimizin gelişerek kendi kendine yetebilecek bir seviyeye ulaşmasıdır.

Bu nedenle dünyada böylesi kredi ve hibe ilişkileri çok basit bir mantığa dayanır:

Yardım sağlayan taraf kredi ve hibe taahhüdünde bulunurken yararlanıcı taraf da sistemini güçlendirecek adımları atma taahhüdünde bulunur.

Bizim Türkiye ile imzaladığımız protokollerin en heyecan verici ve motive edici yönü de budur.

Protokollerin ekinde yer alan 3 yıllık programlar siyaseten geleceğe güvenle bakabilmemizin yegâne teminatıdır.

Çünkü siyasi partiler seçim meydanlarında verdiği sözleri tuta da bilir tutmaya da bilir;

Ancak hükümetlerin dış finansman olanaklarına ulaşabilmesinin koşulu olarak devletin belirlediği ve uluslararası anlaşmalarda taahhüt ettiği reform hamleleri olağan koşullarda ekonomiden biraz anlayan herkesçe en önemli güvence addedilir.

Sonuç itibariyle:

Protokol meselesi karanlıkta fili tarif etme hikâyesine dönmüş durumda.

Herkes bir yerinden tutuyor ve anlatıyor.

Fili öldürme niyetinde olanların toplum mühendisliği çabaları da işin tuzu biberi…

Şekilde görüldüğü üzere üç yıllık protokollerin odağında üç yıllık programlar var.

Yapısal düzenlemeleri içeren üç yıllık program varsa üç yıllık protokol ve tercihen kendi belirleyeceğimiz projelere bağlı sosyal ve ekonomik kalkınma hamlelerinde kullanılabilecek hibelere erişim imkânları gelişir.

Önümüzü görebilmemiz için önümüzdeki üç yılda sistemi düzeltmek üzere hangi yapısal reformların uygulanacağının kamuoyu ile paylaşılması şarttır.

Aksi takdirde Türkiye ile protokol meselesinin üç yıl önce olduğu gibi bugün de sarpa sarma olasılığı yüksektir.

01/12/2018 12:02
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Protokol Karanlıkta Fili Tarif Etme Hikâyesine Döndü, birikim özgür
MANŞETLER

HK Birikim Özgür

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.