Radyo Havadis ve var olma kavgası…
01/06/2017
Başaran Düzgün
Bir hayaldi bizimkisi ve bir heyecan.
Kendimizi bile inandırmakta güçlük çektiğimiz ideal.
Üniversite yıllarında tartışır dururduk;
“Halkın gerçek gazetecileri nasıl olunur” diye, sabahlara kadar.
Fransa’dan örnekler verirdik, sivil toplumun kooperatifleşip tekellere karşı nasıl gazete kurduklarını, radyolar işlettiklerini.
“Liverpool deneyimini” anlatırdık birbirimize;
“Sıradan İngilizlerin” sörlerin” basın tröstlerine karşı nasıl alternatifler ürettiklerini.
Başka bir dünya mümkündü ve elbette başka bir basın düzeni.
Halkın hizmetkarı olmalıydı gazeteler ve radyolar. Sonrasında elbette televizyonlar.
Daha güzel bir dünya kurulması için yayın yapmalıydılar.
***
İngiltere’deki Liverpool deneyimi çoktan çöktü.
Fransa deneyimi can çekişiyor.
Türkiye’de hiçbir zaman bu ideallere ulaşamadılar.
Ulaşamadıkları için de dar bir çerçevede ve belli örgütlerin propaganda aracı olarak kaldılar.
Peki bizde durum nedir?
***
Geçmişte gazetecilerin bir araya gelerek çıkardıkları çok sayıda gazete vardır.
Fakat tümü de müseccel düzenin kurbanı oldular.
1974 öncesinden kalma “teşkilat mantığı” ve 1974 sonrası oluşturulan rant statükosu karşısında direnemediler.
Başladıkları gibi sonrasında hızla kapatmak zorunda kaldılar.
Devleti yönetenler de ellerini ovuşturarak izlediler bu kapanma sürecini.
Çünkü statüko dışı ve statükonun alternatifi olacak hiçbir şeye tahammülleri yoktu.
Hoş, statükonun bekçiliğini yapamaya soyunanlara da.
Çünkü statüko derin devletin uşağı birkaç ailenin kontrolünde olmalıydı.
***
Radyo Havadis, bugün beşinci yaşına girdi.
Yukarıdaki uzun girizgah da tam da bu nedenledir.
Havadis’i inşa etmenin ve yaşatmanın meşakkatli günlerinde doğdu elimize Radyo Havadis.
Ve hiç de meşakkatli olmayacak bir şekilde beşinci yaşına ulaştı
“Kendi yağıyla kavrulan” atasözüne uygun bir şekilde kimseye yük olmadan 24 saat sesini duyurmaya çalıştı.
Sivil toplumun, halkın sesi olmaya çalıştı.
Eğlendirdi, neşelendirdi, bilgilendirdi ve 5 yıldır var oldu.
Bugün beşinci yaşını kutluyoruz.
Ve kutladığımız aslında alternatif radyonun da olabileceğinin kanıtıdır.
Bunu sağlayan herkesin önünde saygı ile eğiliyorum.
Para kazanma amacı gütmeden ve halkın emrinde olmak az buz bir ideal değildir.
Bizi var eden en büyük değerimizdir.
Bütün amacımız bu topraklarda sonsuza kadar var olmak değil midir?