Rakibi sakatlanan futbolcu Erhan’ın golü atmak yerine topu dışarı vurmasının insana verdiği iç huzur

ads ads ads ads
22/09/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


    Televizyonda Rizespor- Altay maçını izliyordum… Altay takımı atak yaparken, sola doğru açılan topu Rize futbolcusu Baiano, çok rahat kontrol edecekken, birden tökezledi, ayağını tuttu ve yere yığıldı.

    O anda top önünde kalan ve gole giden, gol pozisyonuna giren Altay futbolcusu Erhan Çelenk, arkaya doğru bakıp rakip futbolcu Baiano’nun sakatlandığını fark etti ve devam etmedi.

     O kısacık süre içinde Erhan, aslında Baiano’nun, sakatlanmasa o topu kontrol edeceğini, o topun aslında kendisine gelmeyeceğini, gol pozisyonuna giremeyeceğini düşündü ve kaleye doğru gidip golü atmaktansa topu dışarı vurdu…

     Maçın başıydı, dakika 14’tü ve henüz gol atılmamış, beraberlik vardı… Golü atsa, takımı 1-0 öne geçecekti… Kaleci topu çeler miydi, gol olur muydu olmaz mıydı bilemeyiz ama Erhan rakip oyuncunun sakatlanması sonucu elde ettiği avantajı kullanmak istemeyip topu dışarıya vurdu…

    İnanın bu olaya tanık olduğumda içime bir ferahlık geldi…

    Kendimi iyi hissettim bir an, orada olsam gidip anlından öperdim Erhan Çelenk’i…

    Nitekim Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın eski futbolcusu, artık Rize’de oynayan Gökhan Gönül, gidip Erhan’ı kutladı, öptü…

    Böyle şeyler görmeye o kadar çok hasret kaldık ki, gördüğümüzde bir tuhaf oluyoruz.

    Bazen böyle hareketleri, galip durumda olan takımların oyuncuları yapar, nasıl olsa takımı galiptir diye ama bu maçın 14’üncü dakikasıydı ve maç berabere gidiyordu, o bakımdan da anlamlı buluyorum bu davranışı…

    Nitekim sakatlanan Baiano, oyuna devam edemedi, dışarıya alındı…

    Bu konuda televizyon kanallarından birisine konuşan Erhan Çelenk, “Baiano'dan topu aldım. Bir aksilik olduğunu düşündüm. Arkaya baktım, kaleye doğru gidebilirdim ama hiç tereddüt etmeden topu dışarı attım” dedi.

    Ne kadar güzel değil mi? Ne kadar da özledik centilmenliği?

    Kazanmanın her şey olmadığını, işin ucunda insanlık da olduğunu kavramak ne kadar iyi, ne kadar insanın içini ısıtıyor…

    Bu olay bir anda hem Türkiye’de hem Türkiye dışında, birçok ülkede medyadan büyük ilgi gördü.

    Bu centilmence davranışın, bir anda geniş kitlelere ulaşması, Türkiye dışında da ses getirmesi, aslında insanlığın bu gibi, güzelliklere hasret kaldığını gösteriyor.

    Erhan Çelenk, “Fair-Play” ödülü alabilir…  Fair play, adil ya da dürüst oyun anlamına gelmekten daha derin anlamlar taşıyor; sporda kurallara uymaktan da öte insani değerler sergilenmesine deniliyor.

     Rakibe saygı, ona fizyolojik ve psikolojik açıdan zarar vermeme davranışı. Rakibi düşman olarak değil, oyunun bir parçası olarak görme, büyük rekabete rağmen rakibin onuruna saygı duyma. Oyunda hileye ve şiddete başvurmanın tam tersi…

     Halbuki günümüzde spor müsabakaları savaş psikolojisiyle yapılıyor, sporcular statta, spor salonunda değil de arenadaymış gibi davranıyor… Kazanmak için her türlü hileye başvuruluyor… Bunları irite edici buluyoruz, midemiz bulanıyor…

     Peki bunun normal hayatta benzerleri yok mu? Olmaz olur mu? Meslek gruplarına bakın… Kimse kimseyi çekemiyor… Başta meslek gruplarında olmak üzere birçok alanda kişileri, grupları hırs basıyor, diğerlerini ezerek yükselmek istiyor, hileye hurdaya başvuruyor…

     Birçok meslek alanında ya da başka alanlarda görüyorum bunu… Birbirini çekemiyor, rakip gördüğü meslektaşını kötülemek, önünü kesmek için uğraşıyor… Centilmence rekabet etmek yerine centilmenlik dışı, kötülük, düşmanlık içeren işlere başvuruyorlar. Bizim mesleğimiz gazetecilik bile böyle…

    İyilikler görmek istiyoruz, centilmenlik, hoşgörü, güzel olana “güzel”, iyi olana “iyi diyebilme… “Rakibimizdir ama iyi işler yapıyorlar. Bizim düşünemediğimiz şeyi yapmışlar” diyebilmeli insan, kutlayabilmeli rakibini de… Ne kadar hasretiz bunlara değil mi?

   Bu kadar çirkinlik içinde bir güzellik var ülkemizde. Hem güzellik, hem de bu güzelliği, bu iyiliği anlayamayan empatiden yoksun insanlar var…

   Güzellik, iyilik; SMA Tip 1 hastası 9 aylık Asya Bebek’in yaşaması için mücadele eden insanlardır. Asya Bebek’i ve ailesini, hiç tanımadığı halde para toplamak ve ülke yöneticilerini bu tedaviyi yaptırmaları için hareket ettirmeye çalışmak, bunun için eylem yapmak… Karşılıksız iyilik yapma isteği ve eylemi yani…

   Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapan bir avuç insanın üstüne polis sürenler, eylem nedeniyle park yerinden çıkamamış diye sinirlenen insanlar ve sosyal medyada “eylemi yapan marjinal kişilerdir, amaçları devleti kötülemektir” diye paylaşım yapan vicdansızlar varken insanın canı acıyor…

    Futbolda bir “fair play” hareketi içimizi ferahlatıyor ya normal yaşama da “fair play” lazım…  Hem de çok lazım… İnsanlar patır patır ölüp gidiyor… Hayat zannettiğimizden de kısa, bu kısacık ömre kötülükler, kıskançlıklar, entrikalar yerine güzellikler, iyilikler sığdırsak olmaz mı?

   Altay futbolcusu Erhan Çelenk, rakibinin beklenmedik sağlık zafiyetini avantaja çevirip golü atmadı, birçok insana iyilik ilhamı oldu… Siz de normal hayatta hep gol atma peşinde olmayın, insan olduğunuzu hatırlayın, bu kısacık hayata güzellikler, iyilikler sığdırmanın ne pahasına olursa olsun gol atma hırsından daha iyi olduğunu anlayın ne olur…

 

22/09/2021 20:24
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Rakibi sakatlanan futbolcu Erhan’ın golü atmak yerine topu dışarı vurmasının insana verdiği iç huzur
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.