Rasıh Reşat: Alkış mı Jazz Hands mı
03/06/2023












Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Törenine takıldım dün. Sırayla alfabetik sıraya göre illerin yeni seçilen milletvekilleri tek tek kürsüye gelip, aynı metni okudular ve yemin etmiş oldular.
Metin aynı olmasına karşın, ilgiyle izledim. Hatta isimler kürsüye çıkıp yemin etmek üzere çağırıldıkça, kopan alkışın büyüklüğünden çağırılan vekilin hangi partiden olduğunu tahmin etmeye çalıştığım bir oyun bile icat ettim. Alkış büyüdükçe, vekilin ya CHP’li ya da AKP’li olduğu anlaşılıyor. Kürsüye gelip, Meclis Başkanı’nın kürsüsü önünde saygıyla eğilen vekiller ise, geçici Meclis Başkanı Bahçeli’yi selamlamasından MHP’li olduklarını anlıyordum. Nispeten daha az alkış alanlar Yeşil Sol ile İyi Parti. Sonrasında gelenler pek bir alkış almadılar.
Sonra her seferinde başımı derde sokmasına karşın bir türlü yapmaktan vazgeçmediğim şeyi yaptım ve düşündüm.
Neden TBMM’de alkış geleneği ve uygulaması var ve bizim Cumhuriyet Meclisi’nde yok.
Yemin metinlerimiz bile neredeyse bire bir aynı. Duvarlarımızda bulunan egemenliğin kayıtsız şartsız kime ait olduğu ifade edilen Ata Özdeyişleri aynı.
Peki neden, orada alkış var da bizde yok?
Bazı ülkelerde alkışın Meclis düzenini bozacağı şeklinde bir inanış olduğu için alkış yasaktır. Yazılı bir Anayasası bile olmayan İngiltere parlamentosunda mesela alkışlamak yasak. Yani milletvekilleri çok beğendikleri bir konuşmayı alkışlayamıyorlar. Okuduğum kadarıyla bu yasak Tony Blair’in parlamentodaki veda konuşması sonrasında delindi ve Meclis Başkanı bununla ilgili herhangi bir yaptırım uygulamadı. Ancak geçtiğimiz yıl, İskoç Ulusal Partisi Milletvekilleri alkış tuttuğunda ciddi bir tepki ile karşılaşmışlardı.
İngiliz parlamentosunda, bir konuşmacının söylediklerini desteklemek için, ‘hear hear’ diye bağırırlar. Meğer eski zamanlarda, ‘Hear him, Hear him’ yani ‘onu dinleyin’ sözü kısalmış ve alkış yerine ‘hear hear’ halini almış.
Bizim KKTC Cumhuriyet Meclisi İç Tüzüğü’ne baktım. Anlayın alkış işine ne denli taktığımı ve düşünmek dediğimiz eylemin benim başımı derde sokmaktan başka hiçbir işe yaramadığı ile ilgili tespitimin doğruluğuna. Mecliste Alkış yasak mı sorusuna yanıt arıyorum. Bu sağlıklı bir kafanın ürünü değil elbet.
İçtüzük alkışı sadece dinleyiciler için yasaklıyor. Milletvekilleri için öyle bir yasak yok. Demek ki, mevzuat değil, gelenekçi bir şey. İngiliz parlamentosunda da öyle olduğunu bildiğimize göre, İngiliz kültürü şeyisi deyip geçebiliriz.
Alkış işine bakarken misal Güney Kore’de canlı konser sırasında alkışlamanın yasaklandığını öğrendim. Gerçi Covid önlemleri sırasında alınmış bu karar ancak, konser için insanlar bir araya geliyorsa Covid Önlemi diye alkışlamayı yasaklamak nedir?
Kimi kültürlerde Mecliste alkışlamak yerine, masaları yumruklamak varmış. Onu da çok sevmedim.
Meğer İngiliz Ulusal Öğrenci Birliği 2018 yılından beridir toplantılar ve etkinliklerde alkışı yasaklayıp, Jazz Elleri diye bir el hareketi akışın yerini alması kararı alınmış. Jazz elleri İngiliz işaret dilinde alkışı anlatan ve iki elin yüzün iki yanında sallayarak yapılan bir harekettir.
Hadi bizde alkış falan yok. Ama düşünün alkış olan TBMM’de alkış yerine vekillerin gülümseyerek Jazz Hands yaptığını. Gereksiz.
