Kıbrıs Gazetesi Araç Patlaması başlıklı bir manşet haber yaptı. Ülkedeki kayıtlı araç sayısında geçen yıla oranla yüzde 7’ye yakın bir artış olduğunu belirtti. Tam rakamı vermek icap ederse yüzde 6.8. Bu da geçen yıl 394 Bin civarı olan kayıtlı araç sayısına, 27 Bin araç eklenmesi ve KKTC’de kayıtlı araç sayısının 420 Bin olması anlamına geliyor. Haber güzel.
Peki bu arabaları kimler sürüyor? Bizim nüfus kaç? 400 Bin civarı olduğunu düşündüğümüz ama artık yalan olduğunu iyice anladığımız rakama inanacak olsak, yeni doğan bebekten, yatalak yaşlıya, ehliyeti olmayan gençten, toprağa basan her üniversite öğrencisinin arabası olması gerekiyor. 
Burada bir hata var ama hatanın haberde değil, bize söylenen nüfus rakamında olduğunu söylemek için istatistik uzmanı olmaya gerek yok. 
Ama dahası var. 
Bu rakamlara baktığınızda bu ülkenin araç konusunda bir doyuma ulaştığını düşünürsünüz değil mi? 400 bin, 500 bin ya da bonkör olayım 750 Bin nüfuslu bir ülkede 420 bin kayıtlı araba varsa, araba satışıyla ilgili bir işe girer misiniz? Yani bir galeri açar mısınız? Hele hele bir ada ekonomisindeyseniz ve eskiyen araçları bir yere ihraç etme ve bir devirdaim sağlamak gibi bir durum yoksa.
Bazı belediyelere soruyoruz, galeri izni başvuruları ve verilen izinlerin sayısı inanılmaz cinsten. 
Zaten trafikte gördüğünüz kadar arabayı, yolların kenarlarında, kiralanan boş araziler içerisine kurulan prefabrik ofis ve çardaktan oluşan galerilerde müşteri beklerken de gördüğünüzde durumu anlarsınız. 
Bu kadar arabayı kim alıyor sorusu akla gelmiyor mu?
Zaten 420 Bin araç var. On binlercesi de müşteri bekliyor. Japonya’dan ingiltere’den yolda gelenleri de hesaba katıp, buna bayi olup sıfır araba ithal edenleri ve buna kendi arabasını kendi getiren meraklıları de eklersek, bu kadar araba nereye gidecek, kim binecek, nasıl satılacak diye içim içimi yiyor. 
Öyle ucuz bir şey de olsa yüreğim yanmaz. TL kazanıp, Sterlin ile araba alan bir milletin ferdi olarak aklım almıyor bir türlü. 
Aynı durum sosyal medyada da geçerli. Galeriler ilk önce bir sosyal medya hesabı açıyorlar. Ve hemen araba paylaşıyorlar. Ön sis farı, elektrikli koltuklar, ısıtmalı ne bileyim neler diye özellikleri sıralanırken, yüzlerce kişinin paylaşımın altına ‘fiyat?’ diye mesaj yazdığını ve ciddi ciddi fiyat sorduğunu görünce iyice şaşkına dönüyorum. Her halinden 100 bin Sterlin, Türkçe meali 4 Milyon TL’nin biraz üzerinde olduğu söz konusu arabaya bu denli ilginin ve bu arabaların plakalanarak yollara çıkmasının bende ‘acaba Dubai’de mi yaşıyoruz ve herkes bunun farkındayken ben değil miyim’ etkisi yaptığını söylemeden geçemeyeceğim. 
Öğrendiğim kadarıyla ayda yaklaşık 2 bin araç plakalanıyor ve trafiğe çıkıyor. Y plakaya 6 ay önce geçtik ve bu hesaba göre 6 ay sonra bitecek. Z plakayı kiralıklara ayırdığımız için ona da geçemeyeceğimize göre ne olacak sorusu gündeme geldi. Sordum Trafik Dairesi bir çalışma var ve üç harfli Plaka dönemi  2024 sonu ya da 2025 yılı başlarında hayatımıza girmesi kuvvetle muhtemel. Düşünün yeni yılda alınan araçlar AAA plaka olacak. Sonra AAB, AAC diye de devam edecek. Bu gidişle bu iş yeni yıla da kalmaz ya neyse.