Rezil Olmak İçin Daha Ne Yaşamak Gerekiyor?
13/02/2024
Hüseyin Ekmekci
REZİL OLMAK İÇİN DAHA NE YAŞAMAK GEREKİYOR. ? KAMUDAKİ KOKUŞMUŞLUĞUN NEDENİ SİYASETÇİLERİN YANDAŞ SEÇİMİDİR
TORPİL, ADAM KAYIRMA, PARTİZANLIK… HAYATTA BİR BALTAYA SAP OLAMAYACAKLAR ÜLKE YÖNETİMİNDE SÖZ SAHİBİ. MAKAMLARA DEĞİL YETERLİLİĞİ OLANLARA SAYGI DUYMALIYIZ
Kimse kusura bakmasın, alayınıza saygım yok. Bugün bir makam sahibi olabilirsiniz ama kimin, nereye, nasıl geldiğini biliyoruz. Çok çok beni gördüğünüz zaman selam vermez, hakkım olanı istersem de engellerseniz. Bu da bu ülkedeki gururlu her insan için övünç kaynağıdır
Ama böyle geldi, böyle gitmemeli. Hak eden hak ettiği yere gelmeli, sahtelik, yalakalık, çanak yalamakla bir yerlere gelenler hızla oyunun dışına itilmeli. 70’ine merdiven dayayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve başbakan Ünal Üstel’in bu topluma borcu var, adaletli olarak ödesinler
Yeter artık, partizanlık bitsin. İktidarda kalma adına kamu kaynakları üzerinden küçük partilere ve onların yeteneksiz, liyakatsiz, açgözlü kadrolarına taviz verilmesin. Kamu Hizmeti Komisyonu aktif olsun, kamuda hak eden yükselsin. Sünepelerin makam tutmasından bıktık
Bundan bıkmayan var mı? Bu ülke insanına nasıl bir kötülük yaptığınızın idrakine varmak için daha ne olması gerekiyor? Mesela ne olursa, “Yahu biz bu memlekete bunca kötülüğü nasıl yaptık? Düzeltmek için çaba harcamamız gerekiyor” diyecek bu yapı…
Vasatlık her tarafı esir almış durumda. Birilerinin isyan etmesi gerekiyor. En fazla da Ulusal Birlik Partisi içerisinde bunca olup biteni sadece seyreden ve “Belki bir gün bana da makam sırası gelir” diyerek susmayı tercih eden kesimleri anlamakta zorlanıyorum
İnsan bir isyan eder, tepki gösterir. Bu kadar edilgen bir durumda beklemek, gelecek nesillere ve üzerinde yaşadığımız bu topraklara yapılacak en büyük kötülük. Üzülerek görüyoruz ki bu kötülük örgütlü bir eyleme dönüştü. Olan biten iktidarda olanların umurumda değil
Böyle bir ortamda bakan olsanız ne olur, olmasanız ne olur? Yapılması gerekenler belli. Atılması gereken adımlar belli. Eğer hiçbir şey olmamış gibi, bu statükoyu devam ettirmek için sessiz kalarak, makam sırası bekleyecekseniz, tabanınız olmasa bile tarih sizden hesap sorar
Polis Genel Müdürlüğü hiç vakit kaybetmeden sokaklara inmeli. Trafikte küçük küçük pusular kurmak yerine, bilişim teknolojisini de kullanarak sokaklarda asayiş yeniden tesis edilmeli. Bunun için hükümetin de polis kurumuna ciddi bir kaynak ayırması insan ve araç takviyesi yapması gerekir
Sayıştay Başkanlığı, denetim yapma refleksini yitirmek üzere. Başkanlık içerisinde yetişmiş personel, yasa gereği denetlemekle yükümlü olduğu noktalara ulaşmakta zorlanıyor. Belge istiyor, vermiyorlar. İnsan sayısı kısıtlı, denetime gidilecek araç yok
Polis ve Sayıştay Başkanlığı’ndan örnek verdim. Bu örnekleri artırabilirim. Burada görmemiz gereken maalesef yürütme, yani hükümet hem yasama hem de yargı ayağının elini kolunu bağlamış. Bir cehennem ortamı yaratılmış, biz de içerisinde debelenip duruyoruz
Böyle bir ortamda demokrasiden ve adaletten bahsetmek ancak yalancı siyasetçilerin ve onlara inanmaya hazır yaltakçıların yapacağı bir iş. Zerre kadar aklı başında olan kimse bu yaşananların normal olduğunu iddia edemez
Maalesef herkesin eli kolu bağlı, olanı biteni seyrettiği bir süreçten geçiyoruz. Siyasi partiler kendi dertlerine düşmüş, iktidar partileri vatandaşı unutmuş durumda. Varsa yandaşları, yoksa aileleri. İnsan olan utanır, vicdanı olan değişim için mücadele eder
- Düğümü başsavcı çözecek
- Keşke bu krizden toplumun faydasına en geniş uzlaşı çıksa…
- İktidarda herkes bir hesap peşinde
- Ayıp üstüne ayıp, rezalet üstüne rezalet yaşandı durdu dün mecliste
- İyi bir yönetim adaletli ve liyakat sahibi kadrolarla olur
- İletim alt yapısı çöktü, üretim ise çağ dışı
- Türkiye Kıbrıs arası 70 kilometre, proje maliyeti 500 milyon dolar civarı…
- Kurultay bitti ama taşlar yerli yerine bir türlü oturmuyor
- Bir neslin ömrü, doğruları söyleyip, yanlış yapanları savunmakla geçti, yeter
- Hükümetin ihaleler üzerinden oyunları devam ediyor
- TÜM YAZILARI için tıklayınız