Rumlar, “zehirleniyoruz” diye eylem yapıyor, biz kuzeydeki kapkara dumandan memnun muyuz?
19/02/2025












Ali Baturay
Güney Kıbrıs’ta elektrik santralinin yanından her geçtiğimizde Dikelya Elektrik Santrali’nden çıkan dumanın beyaz, kimi zaman belli belirsiz olduğu dikkatimizi çekiyor ve bizim Teknecik Santrali’nden çıkan kapkara dumanları hatırlıyoruz ister istemez… “Bunlarınki bizdeki kadar kapkara değil” diyoruz ya da aklımızdan geçiriyoruz…
Sakın bana “Bunu da mı karşılaştırıyorsunuz?” diye sormayın.
Karşılaştırırız tabii ki, birçok şeyi karşılaştırıyoruz, birçok konuda maalesef çok gerideyiz çünkü…
Santralleri neden karşılaştırmayalım? Teknecik Santrali’nden çıkan ve bölgeyi kaplayan kapkara duman ve yıllardır bölge halkının evlerine, başlarına yağan kül- kömür tanecikleri çok ciddi bir sorun.
Yıllardır bunu konuşuyoruz, yıllardır bölge halkı bu çileyi çekiyor ama bir tedbir de alınamıyor, mesela hep bir filtreden söz ediliyor ama sürekli olarak “çok pahalı” olduğundan yakınılıyor.
İnsanımızı, insanımızın iyiliğini, sağlığını ilgilendiren her yatırım, her tedbir pahalı bulunuyor, devletimiz bunlara para bulamıyor. Devlet dediğin halkının sağlığı söz konusu ise para bulabilmeli, tasarruf yapmamalı. Ancak bizimkisi insanı için iyi şeyler yapamayan bir devlet yönetimi…
Güney Kıbrıs’taki santral bizimki kadar kapkara duman çıkarmadığı ve insanların başına kül yağdırmadığı halde orada halk tarafından tepki görüyor ve eylem düzenleniyor.
Sonuçta o santral de duman yayıyor ortaya, o duman kapkara olmasa da insan sağlığı için riskli. O nedenle bölge halkı durumu protesto ediyor.
Üstelik de Avrupa Komisyonu, AB’nin emisyon bedellerini karşılamadığı gerekçesiyle Rum Hükümeti’nden santrali kapatmasını talep etti.
Rum Hükümeti, emisyonları azaltmak amacıyla santrali modernize etmek için süre istedi, ilk verilen süre dolduğu için ikinci bir süre de aldı ama vaat ettiği sürede vaat ettiği işi yapamadı.
Halk da “zehirlenmek istemiyoruz” diye eylem yapıyor, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduklarını söylüyor ve acilen kendilerini zehirlemeyen makineler satın alınmasını istiyor.
Rum eylemcilerden örnek almak lazım; bizde de o kara dumanlar sona erene kadar her gün orada eylem yapmak lazım hem de çok ciddi eylemler.
Rumların beyaz duman yayan santrali zehir saçıyorsa, bizim Teknecik’ten kapkara çıkan dumanlar ve küller, ultra zehir saçıyordur. Göz göre göre zehirlenmeye artık daha fazla müsamaha gösterilmemeli.
Tabii mesele elektrik ya da Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ysa eylem yapmak, isyan etmek için bin tane gerekçe sayabiliriz.
İhalesiz ve kalitesiz akaryakıta mı, bu yolla büyük zarar yaratılmasına mı, tamir edilmeyen, yenilenmeyen ve viran edilen makinelere mi, kurumun kötü yönetilmesine, gözen çıkarılıyor gibi davranılmasına mı, rant çetelerine mahkûm edilmesine mi, yaşanan sorunlardan dolayı halka layıkıyla hizmet verememesine mi, tüm olumsuzluklar içinde elektrik ücretlerine zam yapılmasına mı? Hangisine isyan edilmez, hangisi için eylem düzenlenmez ki?
Maalesef hiçbir konuda hakkımızı tam arayamadığımız, bizi tehdit eden unsurlara karşı duramadığımız gibi bu konuda da hiçbir şey yapamıyoruz.
Santralden çıkan kapkara dumanlar fotoğraf karelerinde, videolarda kalakalıyor.
Çevre de inanlar da zehirleniyor ama medyaya haber olmaktan öteye gidemiyor, kimin umurunda?
Ha bu arada Güney Kıbrıs’ta Dikelya Elektrik Santrali’nde arıza olmuş, devre dışı kalmış ve Kuzey Kıbrıs’tan bir miktar elektrik almışlar. Güzel… Biz ihtiyaç hissedince onlardan alıyoruz, onlar da ihtiyaçları olunca bizden alıyor… Çok büyük bir miktar olmadığı için para da talep etmemişiz. İyi, hoş, keşke her konuda böyle güzel ilişkiler kurabilsek onlarla…
Bu güzellik, hoşluk bir tarafta dursun ama sorunlarımız devam ediyor. Ne yapalım, dua mı edelim, “Elbet bir gün Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na hak ettiği değer verilecek ve sorunlar ortadan kalkacak” diye temennide mi bulunalım? Böyle bize reva görülen kötülüklere, yetersizliklere, ihmallere ses çıkarmadığımız, kaderimize razı olduğumuz sürece hiçbir sorunumuz çözüm bulmaz…
- Bize “tamamdır” denilen her şey çöküyor…
- Hatalar zinciri, meseleyi bu noktaya getirdi…
- Tutuklamalar, ülkelere sokulmamalar, Kıbrıs sorununun bir parçasıdır…
- Dört Türki Cumhuriyet, 541 ve 550 sayılı BM kararlarını bilmeden imzalamış…
- Ortaya çıkan büyük tepki, dayanılmaz hale gelen birikimin sonucudur…
- Kaymakamın trafik polisine müdahalesi bize neler anlatır?
- Bu iş hiç de iyi bir yere gitmiyor
- Kimse inanmıyor yasa tasarınızın masum olduğuna…
- Geri adım atacağınız belli olan icraatı neden yapıyorsunuz ki?
- Üniversitelerimizde eğitim alan gençleri ve ailelerini kim rahatlatacak?
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






