Sağlığın başındaki kişi bile yanlış bilgi verirse, bu halk nasıl telaş etmesin?
29/06/2020
Ali Baturay
Ülkemize bu sabah gemiyle gelen bir kadın hakkında medyaya haberler düştü.
Kimisi direkt; “ülkeye koronavirüs pozitif bir vaka geldi” diye yazdı.
Kimisi ülkeye giren kişinin, kendisinin pozitif olduğunu söylediğinin haberini yaptı.
Hatta kimisi kadının elinde pozitif olduğunu gösteren belge olduğunu bile iddia etti.
Yani ortalık kaynadı, “Al işte, ülkeye pozitif vaka geldi” diye.
Bizim Haber Kıbrıs’ta arkadaşlarımız, bu işin merkezini aradı, yani PCR testi yapan yetkilileri, hastanede bu işin uzmanlarını ve görüş aldı.
Aradıkları yetkililer, arkadaşlarımıza “pozitif bir vaka” diye bir durum olmadığını, ateşi olan yolcuya PCR testi yapılmak üzere hastanede müşahede altına alındığını ve sonucun açıklanacağını söyledi.
Haber Kıbrıs da bu yönde bir haber yaptı, ancak ne oldu?
Sağlığın başındaki en yetkili kişi, yani Sağlık Bakanı, kendi altındaki personeli yalanlarcasına meclis kürsüsünden ülkeye “pozitif vaka geldiğini” açıkladı.
Bugün Mete Tümerkan ile sohbet ederken, bir anda gözümüz ve kulağımız televizyon ekranındaki Sağlık Bakanı Ali Pilli’ye takıldı; “Acaba arkadaşlarımız yanlış bilgi mi aldı? Sonuçta sağlığın başındaki adam, pozitif vakadan söz ediyor” diye tereddüde düştük.
Tekrar bilgi alan arkadaşımızı aradık ve “Bakan neden böyle konuşuyor?” dedik.
Arkadaşımız, kaynaklarına güveniyordu, “Hayır bakanın değil, bizim bilgimiz doğrudur, henüz söz konusu kişiye PCR testi yapılmadı, ‘pozitif vaka var’ denilemez” diye ısrar etti.
Hade bakalım, bakana mı inanacaksınız, yoksa kendi personelinize, kendi arkadaşınıza mı?
Tabii ki biz kendi arkadaşlarımıza güveniyoruz, özellikle Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Ekmekçi bugüne kadar bu konularda hiç yanılmadı, yine yanılmıyordu.
Nitekim 5- 10 dakika sonra bakan, yine meclis kürsüsünden henüz bu kişinin PCR testinin sonucunun çıkmadığını, bu kişiye “pozitif” denilemeyeceğini söyledi, yani ilk söylediğini düzeltti.
Halbuki, meclis kürsüsünden “ülkeye pozitif vaka geldiğini” söylediğinde, muhalefet konuşmalarını değiştirmiş, buna göre tavır almıştı…
Ne ilginçtir ki; Sağlık Bakanı Ali Pilli, meclis kürsüsünden “ülkeye gemi ile pozitif vaka geldi” sözünü önce mecliste değiştirdi, düzeltti, öğleden sonra da bu kişinin PCR testinin negatif çıktığını açıkladı.
Yani Sağlık Bakanı Ali Pilli, bir gün içinde kendi kendisini iki kez yalanlamış oldu.
Şimdi anlıyor musunuz halk ülkeyi yönetenlere neden güven duymuyor, neden her şeye şüpheyle bakıyor?
Sağlığın başındaki adam, yani sağlığın patronu, en yukarıdaki kişisi, doğru dürüst bilgi almadan çıkıyor ve ülkeye “pozitif vaka geldi” diyor.
Nasıl olur böyle bir şey?
Sağlık Bakanı, kimden aldı bu bilgiyi de meclis kürsüsünden çıkıp “ülkeye pozitif vaka geldi” dedi?
Nasıl olur da Haber Kıbrıs’tan gazeteciler doğru bilgiyi alabiliyorken, Sağlık Bakanı yanlış bilgilendirilebiliyor?
Sağlık Bakanı bilgisinden emin değilse neden emin olmadığı bir konuda meclis kürsüsünden tüm toplumu endişeye sevk edecek bir açıklama yapabiliyor?
Biz sağlıkla ilgili bir konuda Sağlık Bakanı’na inanamayacaksak, kime inanacağız?
Sağlık Bakanı, söz konusu kadının ve çocuğunun PCR testinin negatif çıktığını açıklarken, “Halkımız telaş etmesin. Sağlık Bakanlığı görevdedir, çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
Sayın Bakan, halkı telaşa düşüren sizsiniz, sizin çelişkili, birbirini tutmayan açıklamalarınızdır.
Ülkeye gelen ateşi yüksek bir kişi bile ülkede bu kadar çok konuşulursa, halk bilgi kirliliğine gömülürse, üstelik halkı yanıltanların başında da Sağlık Bakanı gelirse nasıl telaş olmasın?
Biz bir şüpheli vakayı bile kontrol edemeyecek, krize çevirecek durumdaysak, bu halk nasıl korkmasın?
“Pandemi hastanesi yapacağız” diyorsunuz yapamıyorsunuz…
“Özel bir hastane satın alıp, pandemi hastanesine çevireceğiz” diyorsunuz ama başaramıyorsunuz…
Siz eleman eksikliğini ve diğer eksikliklerinizi, hava, deniz ve sınır kapılarının açılacağı 1 Temmuz’a birkaç gün kala gündeminize alıp çözmeye çalışıyorsunuz…
Siz 1 Temmuz’a birkaç gün kala ülkeye giriş kategorilerini ha bire değiştiriyorsunuz, siz her halinizle aslında 1 Temmuz’a hazır olmadığınızı kanıtlıyorsunuz.
Sonra da halka “telaş etmeyin” diyorsunuz, sizin bu çelişkileriniz ve hazırlıksızlığınız karşısında telaş etmemek mümkün mü?
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız