BİYOLOG BAKAN ALTUĞRA’NIN BİLMEDİĞİ NE BİLİYOR DOKTOR BAKAN HAKAN DİNÇYÜREK? SAĞLIK BAKANLIĞI İHALE TAKİP YERİ Mİ? 25 YILLIK AB STANDARDINI TERK ETMEK DİNÇYÜREK’E Mİ KALDI? HAYRETLER İÇERİSİNDEYİM

FRANSA PUFF BARI YASAKLADI. DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ ACİL ŞEKİLDE EYLEM PLANI ÖNERDİ, “GENÇLERİ ZEHİR TUZAKĞINDAN KURTARIN” ÇAĞRISI YAPTI. BİZİM ÜLKEMİZDE BİRİLERİ ÜÇ KURUŞ KAZANSIN DİYE SERBEST BIRAKMAK İSTEYEN HÜKÜMET VAR. HALKIN SAĞLIĞINI KİM DÜŞÜNECEK?

SEVİN BE BU MEMLEKETİ. İNSANI İLE DOĞASI İLE GENÇLERİ İLE… SEVİN ARTIK…

İki konuda hükümetin halk ve çevre sağlığını ciddi derecede tehdit ettiğini üstüne basa basa gündeme getirdik. Haber Kıbrıs, iki konuda da çok hassas. Haber Kıbrıs’ın hassas olma nedeni de bu ülkenin sağlıkçıları ve biyologları. Ama aynı hassasiyet bu ülkenin iktidarında yok

Birinci konu, sivrisinekle mücadele noktasında, Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiriyor. Tüm eleştiri, uyarı ve uzman görüşlerine rağmen Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek geri adım atmadı. Bir ihale süreci var. Hangi adrese teslim ihale yapıldığını hepimiz takip ediyoruz

Sağlık Bakanlığı’nda gündeme gelen bir ihale süreci haftaya gerçekleşecek. Şartname hazır. Konu Merkezi İhale Komisyonu gündeminde. Sağlık Bakanlığı her yıl sivrisinekle mücadelede kullanılmak 25 yıldır AB standartlarını gözetiyor. Bu yıl hariç. Neden? Kimin için?

Bir önceki sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, aynı zamanda da bir biyolog. Geçtiğimiz yıl da, aynı şekilde AB standartlarının dışına çıkılmak istendi. İzlem hanım izin vermedi. Bir biyolog olarak da, halk ve çevre sağlığı açısından da doğru adım attı

Peki Hakan Dinçyürek’e ne oluyor? Aynı zamanda bir doktor olan sayın bakan, neden bakanlıktaki “uzmanların” ihaleye müdahalesine sessiz kalıyor. Neden, “25 yıldır sivrisinekle mücadelede ne yapılıyorsa, şimdi de onu yapın” demiyor, diyemiyor? Hayretler içerisinde takip ediyorum

Basit bir ihaleyi kılıfına uydurmak için, koskoca Sağlık Bakanlığı seferber olmuş… Sağlık Bakanlığı, teknik olarak adına biyolojik larvasit denilen bir mücadele yöntemini 25 yıldır kullanıyor. O kadar önemli ki, “ama, fakat” gibi durumlara kapı açmayacak şekilde…

Bu konuda merak ettiğim şu: Halk ve çevre sağlığı konusunda biyolog bakan İzlem Gürçağ Altuğra’nın bilmediği ne vardı da, doktor bakan Hakan Dinçyürek, bu baskılara boyun eğdi. Memlekette bu ihaleye girebilecek 7-8 firma var. Size ne? İhaleyi kim kazanırsa kazansın. Kimin stoğunu temizleyeceksiniz?

Gelelim ikinci konuya. Elektronik sigaralar. PUFF’lar yani. Rengarenk, aromali zehir kutuları… Fransa da geçtiğimiz günlerde, “gizli zehir tuzağı” olduğu gerekçesi ile tek kullanımlık elektronik sigaraların kullanımını yasakladı.

Dünya Sağlık Örgütü de, elektronik sigara kullanımına karşı savaş açtı. Puff bar olarak adlandırılan zehir kutuları, bizim ülkemizde okullarda satılıyor. Kaçak giriyor ülkeye… Gençlerimizi zehirliyor. İnsan sağlığı ile alakalı, hiçbir denetim ve mücadele yok

Gençlerimi bu denli zehirlenirken, ne demiş DSÖ: ülkeler acil eylem planı devreye sokmalı. Bu bir tuzak. Aromalı, içinde ne olduğunu bilmediğimiz, gençlerimizi zehirleyen elektronik sigara kullanımının ülkemizde de acilen yasaklanması ve eyleme geçilmesi gerekiyor

Peki bizde durum ne? Hükümet, hiç utanıp sıkılmadan, zararlı zehir kutularının ülkemize girişini serbest bırakacak bir adım attı. Emirname yayınladı. Bunu yapan da Başbakanlık ve Ekonomi Bakanlığı ortak çalışması

Başbakanlık bünyesinde, uyuşturucu ile mücadele birimi var. Daha geçen hafta polisin uyuşturucu ile mücadelesindeki başarı ile göğsümüz kabarmadı mı? Başbakan plaket vermedi mi? Bir tarafta gençleri zehirleyen emirname yayınla, bir tarafta polisle gurur duy

Bu işin cılkı çıktı. Ekonomi Bakanı “ülkeye yasak giriyor, serbest bırakarak denetimi de ele alacağız” gibi, siyasi literatürümüze “fıkra” olarak geçecek bir savunma içerisinde. Haliyle, “UBP’li bir grup genç ticaret yaparak para kazanacak, engel olmak istemedim” diyemiyor. Yazık gerçekten…