Sağlıklı Yaşam İçin Yararlı Dost Bakteriler
27/01/2025












Vücudumuzun yalnızca beyin ve kalp tarafından yönetildiğini düşünürüz. Ancak bu bu fikir doğru değildir. Beyin kadar güçlü ve hayatımızı yönlendiren bir diğer organımız da bağırsaklarımız ve içerisindeki bakterilerdir. İnsan bağırsağı 100 trilyon kadar canlı bakteri içerir, buna bağırsak florası denir. Bu bağırsak florasında yaşayan faydalı canlı dost bakterilere probiyotikler denilmektedir. Probiyotikler hazmı kolaylaştıran, bağışıklığımıza destek olan, bağırsak fonksiyonlarımızı düzenleyen, mide & bağırsak hastalıklarından koruyan ve daha pek çok alanda sağlığımıza son derece önemli katkıları vardır.
Probiyotiklerin birçoğu iyi karakterde olup, yeni doğan döneminde kazanılır ve yaşam boyu sabit kalır. Bu nedenle doğum şekli ve beslenme şekli önemlidir.
Sezaryen doğum, probiyotiklerin azalmasına yol açıyor
Dünyaya geldiğimiz ilk anda doğum kanalından geçerken trilyonlarca yararlı bakteriler ile karşılaşırız ve bazılarını vücudumuza alırız. Genellikle doğum esnasında vücuda alınan bakteriler yaşam boyu bir daha karşılaşamayacağımız probiyotik bakterilerdendir. Bu nedenle normal doğum oldukca önemlidir. Sezaryen ile doğan bebeklerde ise bu durum probiyotik floraya rastlayamadıklarından dolayı, daha sonraki yaşam sürecinde yüksek oranda alerji ve astım görülme sıklığının olabileceğinden şüphenilmektedir. Aynı zamanda probiyotikten zayıf beslenen kişilerde alerji ve astım gibi problemlerin de sıklıkla görüldüğü saptanmıştır.
Sıklıkla karıştırılan isimleri ile prebiyotik nedir?
Prebiyotik, probiyotiklerin yemekleridir. Yani probiyotik bakterileri prebiyotik besinlerle besliyoruz. Prebiyotik besinlere örnek verecek olursak; pırasa, soğan, sarımsak, enginar soğangiller yani en güçlü prebiyotik besinler arasında yer alıyor. Elma ve kabuklu yenen tüm meyveler, muz, ceviz, fındık, keten tohumu, bademin etrafında kahverengi renkler prebiyotiklerdir. Bağırsaklarımızdaki probiyotikleri besliyoruz. Sağlığımız için olmazsa olmaz besinlerdendir.
Prebiyotik besin kaynakları nelerdir?
Yoğurt, kefir, boza, süt, peynir, lahana turşusu gibi fermente besinler denilebilirdi. Yalnız burda biraz aklınızı karıştıracağım ve bir konuya dikkat çekeceğim! Çünkü her iyi bakteri probiyotik değil. Örneğin; turşuda probiyotik var mı yok mu bilmiyoruz. Neden olmayabilir? Çünkü herkesin yaptığı turşu aynı değildir, daha fazla tuz konulabilir, ya da damacana su veya çeşme suyu kullanılabilir veya turşuyu yaparken çeşitli sebzelerden de yapılabildiği gibi tek sebzeden de yapılabilir. Ya da turşuyu yaparken turşunun gireceği kavanoz bütün mikroorganizmalardan arındırılıp iyice yıkanmış olabilir ama diğer turşuyu yapan kişi kavanozum zaten temiz deyip temizlemeyebilir. Ya da ortamın sıcaklığı, turşunun içindeki mikroorganizmaları etkileyecektir. İşte tüm bunlar elde edilen ürünün özelliğini değiştirmektedir. Yoğurtda da aynı şey geçerlidir. Evde yapılan yoğurt tekrar tekrar bir önceki yoğurttan mayalanıp yapıldığında yoğurtdaki maya miktarı zayıflıyor!!! Mikroorganizmalar denilen şeyler sonsuz değiller! Belirli bir büyüme fazı var büyüyorlar, belli bir dönem stabil yaşam sürüp sonra ölüyorlar. Her yaptığımız yoğurtda taze maya kullanmak gerekiyor. Bu nedenle bu ortamı evde pek sağlayamayabiliriz! Bu konuda işte evdeki yoğurt mu daha sağlıklı, probiyotik yoksa marketdeki yoğurt mu daha probiyotik aslında her ikisi de değil! Evde yaptığımız ya da marketten aldığımız yoğurtlar probiyotik değiller! Probiyotik olmaları gerekmiyor, probiyotik olmaları için sütü alıyoruz maya katıyoruz ve yeni bir ürün elde ediyoruz. Orda yoğurt denilen fermentasyon usulü olan bir besin elde ediyoruz. Aslında bu mayalanma sırasında farklı yararlı moleküller ortaya çıkıyor. Bunlar probiyotik olmak zorunda değiller bunlara artık POSTBİYOTİK denilmektedir! Post sonra yani vücuda girdikten sonra bağırsaklarımıza probiyotik girmiyor ama bu yararlı moleküller prebiyotik etki gösteriyorlar. Bağırsaktaki iyi bakterilerin gelişmesine yardımcı oluyorlar.
Postbiyotikler ise yakın zamanda kapsül formuna gireceklerdir. Çünkü herkese probiyotik destekleri öneremiyoruz / veremiyoruz. Bellli özel hastalık gruplarına; bağışıklık sistemi baskılanmış yani kanser hastalarına probiyotik verilemiyor işte bu hasta grubuna postbiyotik verilebilecektir.
Kefir probiyotik mi? Prebiyotik bir besin midir?
Kefir ise bir probiyotiktir! Yalnız kefir de ağızdan alınıp bağırsak sistemine geçtiği zaman safra salgılarına maruz kalınıp bağırsaklarda prebiyotik besin haline geliyor. Kefir kolesterolu düşürmede, konstipasyonda (kabızlık), immun sistemde (bağışıklık sistemi) çok etkilidir. Yalnız içerisindeki probiyotik bakteri bizim istediğimiz miktarda değil yani mayalanma probiyotik özellik gösterecek kadar bakteri sağlamıyor. Bu nedenle vücudumuz için prebiyotik yani probiyotikleri besleyen bir besin diyebiliriz.
Probiyotiğin en doğal hali anne sütünde saklı
Probiyotiklerin en doğal hali ise anne sütündedir. Normal doğum sonrası bebeğe verilen anne sütü, mikroorganizmaların çoğalmasını destekleyen probiyotikleri içerir. Canlı bakterilere besin sağlarlar ve çocuğunuzun bağırsağındaki bakterilerin hayatta kalma ve gelişebilme yeteneklerini arttırırlar. Bu nedenle bebeklerin ilk altı ay yalnızca anne sütü ile beslenmeleri bu aydan sonra ise probiyotik içeren yoğurt, kefir gibi ek gıdalar ile beslenmesi devam ettirilmelidir.
Gereksiz antibiyotik kullanımı, probiyotikleri öldürüyor.
Hastalıklara karşı kullanılan gereksiz antibiyotikler probiyotik bakterilerin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan aklımıza göre gereksiz yanlış antibiyotik kullanmamalıyız!
Artık yapılan bilimsel araştırmalar bize probiyotiğin ve prebiyotiğin vücudumuz için çok faydalı olduğunu gösteriyor. Uzun yıllar boyu kaybettiğimiz probiyotik ve prebiyotiği yeniden kazanarak sağlıklı yaşamak mümkündür.
Mutsuzluğunuzun kaynağı probiyotik eksikliği olabilir
Günümüzde çağın vebası olarak da bilinen depresyon, her hastalık kökeninde olduğu gibi probiyotik ve depresyon arasında da bir ilişki olup olmadığı hakkında araştırmalar yapılmaktadır. Kimi çalışmalara göre olumlu kimi çalışmalara göre etkisiz olduğu söylenmektedir. Bu konuda çalışmalar devam etmektedir.
Probiyotikler kilo kaybında etkili midir?
Bilim insanı Henna Maria 2007’de başlayıp 2018’e kadar devam eden klinik çalışmada Bifidobacterium Animalis Lactis B420 probiyotik suşunun düzenli kullanımında düzensiz beslenme sonucu biriken total vücut yağ kütlesini düşürdüğünü gözlemlediklerini belirtti. Tabi ki daha çok araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Peki son zamanlarda probiyotik suplement şeklinde yani tablet formunda herkes kullanmaya çalışıyor? Bu doğru mu?
Kesinlikle yanlıştır! Kimler kullanmalı? IBS (irritabl bağırsak hastalığı), Ülseratif kolit, yoğun antibiyotik sonrası probiyotik desteği, turist diyaresi, bariatrik cerrahi sonrası gaz sorunu olanlara özel probiyotik desteği verilmektedir. 10 milyar üzeri bakteri içeren takviyeler bağırsak epiteline, dokusuna zarar bile verebilir. Bu nedenle hastalığa uygun probiyotik, uygun suş ve kod numarası için işin uzmanına diyetisyenine ve doktoruna danışmayı unutmayınız!
Uzm. Dyt. Tünay Tuğcan
Beslenme ve Diyet Uzmanı





