Sağlıktaki sorunları çözün, artık vatandaşa yansıtmayın

ads ads ads ads
15/11/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


  Ülkede birçok aksaklık, birçok sorun var ama en azından sağlık konusunda itinalı olunmalıdır…

  Maalesef öyle olmuyor, Covid-19 salgını için mücadele edilirken, devlet hastanelerinde Covid-19 dışı servisler ihmal ediliyor.

  Covid-19’un ülkemizde görüldüğü günlerden beridir aynı şey söyleniyor, sağlık örgütleri, sağlık çalışanları, hekimler uyarıyor ama maalesef duyan yok…

   Covid-19’un başında Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, “pandemi hastanesi” ilan edilerek başlamıştı yanlışlar, hastanenin diğer servislerinin küçük bir özel hastaneye taşınması, burada yetersizlikler baş göstermesi ve geri adım atılması, öngörüsüzlüğün ve plansızlığın bir göstergesiydi.

   Zaten hastaneye gelmeye korkan bazı kronik hastalığı olan kişiler mağdur oldu, hastalıkları ilerledi.

   Devam eden süreçte de Covid-19 dışı servisler ihmal edildi, arızalanıp geç tamir edilen cihazlar, eksik ilaçlar, eksik aletler, eksik malzemeler, hemşire, hekim eksikliği bitmedi gitti.

   TIP-İŞ’in yeni Başkanı Dr. Mustafa Taşçıoğlu, “Özel hastane sevklerine milyonlar ödeniyor. Kamu hastanelerinin ise alet, ilaç, malzeme ve personel ihtiyacı ötelendi, öteleniyor” dedi.

   Tüm dünyada Covid-19 salgını döneminde sağlık çalışanlarının el üstünde tutularak ek ödeneklerle desteklendiğine dikkat çeken Taşçıoğlu, ülkemizde nöbet ücretlerinin geciktirildiğini, ödenmediğini, halen de ödenmemeye devam edildiğini, kamu sağlık çalışanlarının geriye dönük, ödenmemiş, 5 aylık gecikmiş nöbet ücreti alacağı olduğunu söyledi.

   Aynı şeyler defalarca tekrarlanıyor ama bir sonuç elde edilemiyor. Ne bir organizasyon yapılabiliyor yükün paylaştırılması konusunda, ne yoğun çalışanların hakları veriliyor.

   Devletin ve Sağlık Bakanlığının neden olduğu organizasyonsuzluk, sorunlara ilgisizlik devam ederken, zaman zaman baş gösteren sorunlarda vatandaş karşısında hekim ve hemşireyi gördüğü için onlara patlıyor, öfkesini onlardan çıkarıyor.

   Eylül ayından beridir süregelen bir ilaç eksikliği var ülkemizde, bunun için eylem bile yapıldı, sağlıkla ilgili örgütler sokağa indi eylem yaptı ama ilaç eksikliği sorunu bir türlü çözülemedi.

   İlaç eksikliği nedeniyle oldukça ciddi mağduriyetler yaşanıyor, hastalar ve aileleri korku içinde ama hükümet adım atamıyor.

   Mesela bugün Acil Durum Hastanesi’nde koronavirüse yakalanan çocukların bulunduğu bölümdeki hastalar uzun bir süre aileleri ile birlikte, tıkış tıkış sıkışık bir şekilde ‘çocuk doktorunun’ gelmesini bekledi.

   Çocuk doktoru, sezaryen doğumunda olduğu için Acil Durum Hastanesi’ne gelmekte gecikmiş. Demek ki yeterli sayıda çocuk hekimi olsa, birisinin işini bitirip gelmesine gerek olmayacaktı.

   Aslında bu olay temas ekibinin, bugünkü günün tatil olmasını unutması ve mesai varmış gibi hastaların saat 09.00’dan itibaren hastaneye yönlendirmesi sonucu olmuş, halbuki cumartesi- pazar da dahil, mesai olmayan günlerde çocuk doktoru saat 12.00’de geliyormuş Acil Durum Hastanesi’ne…

    Peki vatandaşın suçu ne? Vatandaş ne yapsın? Vatandaş kime isyan etsin, kimden hesap sorsun?

    “Temaslı ekibi çok yoğun çalışıyor, bu kadarcık hatayı yapamaz mı?” diyebilirsiniz. Evet, çok yoğun çalışıyor ve hep aynı insanlar çalışıyor, demek ki bu kadar ezmemek lazım bu insanları, takviye yapmalı ama bu vatandaşı ilgilendirmez.

     Hasta kendi haline bakar ve devletin hastanesinden hekiminden şifa bekler, ona bunu yaşatmayacaksınız. Başka hekim bulacak getireceksiniz, sıkıntıları vatandaşa yansıtmayacaksınız ama kim yapacak bunu, kim inisiyatif üstlenecek?

     Daha birkaç gün önce bir çocuk öldü bu hastanede, tüm ülke yasını tuttu, herkes çok korktu. Covid-19 ilk defa kronik hastalığı da olmayan bir çocuğu aldı aramızdan, onun korkusu, onun tepkisi, onun şüphesi var vatandaşlarda ve siz halk böyle bir ruh halindeyken çocukları saatlerce bu hastanede bekletiyorsunuz. Olmaz işte böyle şey, olmamalı…

   Biliyorum çok sorun, sıkıntı, yetersizlik var ama böyle hassas zamanda çözüm üretmeniz gerekir. İnsanların zaten şüpheleri, güvensizliği var, bunları daha da yükseltmemelisiniz…

   Bu yazıyı yazarken, Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in bakımevlerinde giderek artan bir uyuz salgını olduğunu ve Sağlık Bakanlığı’nın buna acilen müdahale etmesi gerektiğini belirten açıklamasını gördüm.

     Jenkins, uyuz hastalığının halk arasında pislikten oluşan ve utanılacak bir durum olarak algılanmasından dolayı, hastaların bazı bakımevlerinde doktora dahi götürülmediğini ve hasta yakınlarına bilgi verilmediğini söylüyor.

     Hatice Jenkins, bakımevleri konusunda aylardır hem hükümeti hem Sağlık Bakanlığını, hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı uyarıyor ama duyan yok.

    Bakımevlerinde birçok sorun var, Covid-19, sorunları daha da artırdı, bir bakımevinde Covid-19’a yakalanan yaşlılar yaşamını yitirdi ama halen bakımevlerinden hangi makam sorumludur karmaşası yaşanıyor ve ilgisizlik devam ediyor.

  Korunmaya ve bakılma muhtaç onlarca yaşlı insan hem bazı bakımevleri tarafından hem de toplum sağlığından sorumlu birim tarafından ihmal ediliyor.

   Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’nı aylar önce uyarmasına rağmen tedbir alınmıyor… Bu ilgisizlik, bu duyarsızlık nereye kadar gidecek?

   Sağ olsunlar, ülke yöneticileri güzel güzel konuşmalar yaptılar, mesajlar yayınladılar bugün KKTC’nin kuruluş yıldönümüyle ilgili. Kutlu olsun tabii ki… Ancak üzgünüm, ambalaj kadar parlak değil maalesef içindekiler…

15/11/2021 17:32
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Sağlıktaki sorunları çözün, artık vatandaşa yansıtmayın
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.