STEYEN İSTEDİĞİ ALANI KAZIYOR, İSTEDİĞİ YERDE PİKNİK YAPIP ATEŞ YAKIYOR, PARK EDİYOR, EV YAPIYOR... ÖYLESİNE SAHİPSİZ BİR MEMLEKET...

HİÇBİR ÜLKEDE VATANDAŞLIK BU KADAR KOLAY VERİLMEZ. YILDA EN AZ 10 BİN VATANDAŞ. BAKANLIK "HAK EDİYORLAR" DİYOR. SORUN DA BU; BU KADAR KOLAY HAK EDİLMEMELİ...

"AKADEMİ", ENSTİTÜ" ADIYLA İNSAN KAÇAKÇILIĞINA ZEMİN HAZIRLANIYOR...

Ülke sahipsiz. Nereden anlıyoruz? Kaç örnek vereyim mesela? İsteyen istediği gibi davranabiliyor. İsteyen istediği kapıdan girip çıkıyor, isteyen istediği yeri kazabiliyor, isteyen insan kaçakçılığı, isteyen sınırdan ton ton ciğer bile geçirebiliyor... Ciğerimin köşesi memleketim...

Düşünsenize, Ercan Devlet Havaalanı bu ülkenin dışa açılan tek kapısı. Ercan’ı besleyen telefon ve internet altyapısının geçtiği güzergah belli. Bırakınız o güzergaha gözümüz gibi bakmamız gerektiğini… Ne demek inşaat kazısı yapmak, kabloları koparmak…

Dün, kablolar öğle saatlerinde koptu. Telekomünikasyon Dairesi, saat 18.30 itibarı ile tamiratı tamamladı. Peki neyi riske attık biliyor musunuz? Tam 85 uçuş. İnsan üzülüyor ama… Kimin ne hakkı var, istediği alanı istediği zaman kazmaya? Kim veriyor izni?

Kimse tabii ki. En kötüsü de bu. İsteyen istediği yere inşaat yapıyor, nasıl olsa izni arkadan alacak… isteyen istediği yeri kazabiliyor, nasıl olsa memleket sahipsiz. Gerçekten aklım almıyor, anlam veremiyorum. Bir ülke bu kadar sahipsiz olmamalı, hepimiz için büyük utanç

Haliyle memleket de sorma gir hanı… Ucu kaçtı, bu alanda da çok şükür dibi gördük. İçişleri Bakanlığı “Vatandaşlık” Bakanlığı oldu. Her türlü yöntemle vatandaş olmak isteyenlerin sayısı onbinleri aşıyor. Bakanlık, vatandaşlık vermeye başlasa, aylarca başka iş yapmayacak…

“Başlasa” lafına kızmayın hemen. Zaten başladı, biliyorum. Her hafta, her bakanlar kurulunda 100 kişi. Ayda 400 kişi, yılda 5 bin kişi. Evlilikler, 18 yaşını dolduranlar derken, alın size 10 bin kişi. Çağ nüfusumuz 4 bin civarı ama her yıl, yaşları 18-70 arasında değişen en az 10 bin vatandaş

İçişleri Bakanı’nı dinledim. “Hak edenlere veriyoruz” dedi. Haklı. Hak edenlere veriliyor. Ama sorun da bu zaten. Hiçbir ülkede vatandaşlık bu kadar kolay hak edilmez. Vatandaşlığı bu kadar ucuz vererek nelerden vazgeçtiğimizi anlamamız gerekiyor

Eğitim, sağlık bu nüfusu kaldıramıyor. Ucuz iş gücü de böyle bir şey değil. Bugün, güvenlik ve sağlık soruşturmaları ile bloke ettiğimiz vatandaşlıklar var. Kural tam uygulansa, 10 binlerce Türkiye, binlerce Pakistan ve Nijeryalıya vatandaşlık vermemiz gerekiyor

“Aman ha” diyeceğimiz bir konu daha var. Üniversiteler, hiç kuşkusuz yurt dışından öğrenci getirmek için önemli bir araç. İnsan kaçakçılarının ya da “ucuz iş gücü” arayanların yeni bir yol bulduğunu da söyleyelim. “Enstitüler” evet, yanlış okumadınız

Kur bir “enstitü”, de ki “tırnak yapmayı öğreteceğim…” Olmadı, “kuaför eğitimi vereceğim”, o da olmadı, “ahçılık eğitimi…” Yaptır kaydı, at cebe 3-5 bin dolar, al sana oturma izni. Eğitim Bakanlığı ile, YÖK ile, YÖDAK ile hiç uğraşma… Onlar da senle uğraşmasın

Tam bir yalan düzeni kurulmuş bu alanda da. Amaç ne? Amaç, ülkeye en kısa yoldan, devlete de vergi ödemeden işçi getirmek. Oturma iznini “öğrenci” diye almak, olmadı buradan da güneye geçirerek, başka bir kazanç kapısı da yaratmış olmak…

Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK bu konuda gözünü dört açmalı. Süslü magazin haberleri, şaşaalı yıl sonu gösterileri ile bu gerçek gizlenemez. Hepimizin gözü önünde, yasaları dolaşarak birileri büyük paralar kazanıyor. Hepimizin gözü önünde üstelik…

Devlet mekanizmalarının sistemi seyretmesi kadar aciz bir şey olamaz. Ne güzel memleket ha? Her yasayı dolaş, vergi kaçır, üniversiteleri önemsizleştir… gariban insanların kullanılması da cabası… Biz bunları yaşamak zorunda mıyız? Bir ülke bu kadar aciz olmak zorunda mı?

 Bu ülkedeki çarpıklık, anomali, hepimizi itibarsızlaştıran ve yok sayan o kadar çok olay var ki… Ayaklar baş, başlar oldu olalı, iktidar iktidarda kalma, bakanlar koltuk koruma derdine düştü düşeli bu memleket böyle… Hepimize yazıklar olsun