Seçim bildirgelerine ve hükümet programlarına neden inanamaz olduk?
25/02/2022
Ali Baturay
Siyasi partilerin “seçim bildirgeleri” ile hükümetlerin “hükümet programları” vatandaşlardan hiç ilgi görmez.
Neden ilgi görmezler acaba? Çünkü oralara yazılanların yüzde 99’u yapılmaz da onun için.
Ülkemizde seçim öncelerinde yazılan, kâğıtlara basılan “seçim bildirgeleri” / “manifestolar” ile hükümet kurulurken yazılan, açıklanan, mecliste okunan “hükümet programları” sanki mecburiyetten yapılan işler gibidir.
Orada yazılanlar yapılacağı için değil, yazılması gerektiği için yazılıyor sanki…
Belki inanıyorlar yazdıklarına ama inanmak değil, inandığını yapmak ya da yapabilmek önemlidir.
Birçok güzel cümleyi yan yana koyup yazmak kolaydır da bunları yapmayacak olduktan sonra neye yarar?
Hiç bugüne kadar seçim bildirgelerinde “acı reçetelerden” söz edildiğini okudunuz mu?
“Göreve geldikten sonra hayat pahalılığı ödeneğini üç ay donduracağız” diye yazan bir seçim bildirgesine ya da hükümet programına rastladınız mı mesela?
Seçim öncesi bazı sendikal hakları budayacağını açıklayan bir siyasi parti ya da hükümet programına yazan bir hükümet gördünüz mü? Göremezsiniz…
Yazıldığını göremezsiniz ama göreve gelince bunları yapmaya yelteniyorlar…
Seçim bildirgelerine baktığınızda size cennet vaat ettiklerini görürsünüz ama o parti hükümete geldiğinde aynı şey olmuyor, cennet cehenneme dönüşüyor bir anda.
Başlıyorlar mazeretlere… Maddi yetersizlikten, kaynak bulamamaktan söz ederler, zamana ihtiyaç olduğunu söylerler, perde gerisinde ortaklarının isteksiz olduğunu ya da Türkiyeli yetkililerin izin vermediği yayarlar…
Yani bir şekilde başarısızlıklarına mazeretler üretirler…
Hal böyle olunca da seçim öncesi dağıtılan seçim bildirgelerine kimse bakmaz, okumaz.
Siyasi partiler bunları dağıtır ama insanlar alır, bir taraflara atar.
Peki 28 sayfalık bir hükümet programı hazırlarsınız da buna biri bakar mı, mecliste okunması iki saat sürer de sonuna kadar bunu biri dinler mi?
Zaten birçok kişi için hükümet kriteri başka şeylerdir, orada yazılanlarla partizanca istihdam yapılamayacağını, devlet olanaklarından partizanca faydalanılamayacağını biliyor birçok kişi ve o hükümet programına itibar göstermiyor.
Birçok hükümette, siyasi partilerin veya bazı siyasilerin hükümet programında yer almayan işlerle uğraştığını, dertlerinin başka olduğunu bilmeyen mi var?
Peki yeni bir hükümetin hükümet programına önyargılı yaklaşmak doğru doğru mu?
Önyargı ve genelleme kötü şeylerdir, baştan “olmayacak” demek elbette pek doğru değildir ama o kadar çok aynı şeyleri yaşadık ve o kadar çok kandırıldık ki artık kimseye inanmaz olduk.
Kandırıla kandırıla önyargılı da olduk, genelleme yapma hakkını da kendimizde bulmaya başladık.
Hem zaten biz bu hükümet programlarında yazılan birçok şeyi, eski hükümet programlarında da gördük, okuduk.
Mesela bu “e-devlet” meselesi, kaç hükümet eskitti, sayamaz olduk.
Yeni hükümet programında da “e-Devlet projesinin geliştirilerek kısa sürede hayat bulması için gerekli çalışmalar yapılacaktır” deniyor.
Tam bir yılan hikayesi oldu bu “e-devlet” meselesi, bitmek bilmeyen Brezilya dizisi gibi…
Muhtemelen bu hükümet döneminde de bitmeyecek bu “e-devlet” meselesi…
Hükmet programında; “Trafik güvenliğini artırmak, ölümlü ve ciddi yaralanmalı çarpışmaları önlemek için eğitim, denetim, mühendislik ve acil hizmetleri de içine alacak şekilde bir sistem benimsenecek” deniyor.
Hiç inanmam, trafik güvenliğini artırmak, bu ülke yöneticilerinin hiç beceremeyeceği bir iştir.
Programda, Girne Antik Liman da var… Peki ama kaç kere, acaba daha kaç kere duyacağız bunu?
Kaç hükümet, kaç bakan daha görecek acaba bu Girne Antik Liman?
Kamu reformu bu hükümet programında da var ama göreceksiniz yine böyle bir reform olmayacak.
Programda deniyor ki; “Kamu yönetimi üzerindeki siyasi etkiyi azaltmayı, insan kaynaklarının yönetiminde liyakati ön plana çıkarmayı, kaynakların etkin kullanılmasını, kamunun hesap verebilirliği ile verimliliğini artırmayı ve sunulan kamu hizmetlerinde duyulan memnuniyetsizliğin azaltılmasını hedefleyen kamu reform sürecinin planlanması ve hayata geçirilmesi sağlanacaktır…” Hiç inanmam, kim bilir daha kaç hükümet programında yer alacak bu kamu reformu?
“Tam gün eğitim” de var hükümet programında, yeni bir havayolu şirketinin ülkeye gelmesi de… İnanası gelmiyor insanın…
“Her ilçede halkın ulaşabileceği bir hastane sağlık sistemi kazandırılacakmış”, Girne’de GAÜ’den satın alınan hastane ile Güzelyurt’taki yarım inşaat hastane de bitirilecekmiş…
İyi de bunları bin kez duyduk, olmadı olmuyor, olamıyor…
Örnekleri artırabiliriz… İnançsızlığım ve önyargılarım için özür dilerim ama bu kadar çok söz verilip de tutulmayan vaat varken, vatandaş olarak bu kadar çok kandırılmışken ne düşünmemizi beklersiniz?
Siz bu hükümet programında yer alanları tek tek yapın, her yaptığınız icraata “ben önyargılı davranmışım” deyip özür dilemeye razıyım, yeter ki siz yapın, yeter ki ülke menfaatine olsun, varsın biz yanılmış olalım…
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız