Aynı meyhane masalarında otururuz biz…

Aynı feslikan ile oynarız…

“Abam canım” diye sarılır;

“Gen abam gatmercik yaptı” deyip, koşarız…

Şeftali kebabında birleşiriz…

Periskanı döker; oh çeker içeriz…

Magarına bulliye dayanamayız…

Sestaların üzerine dizili pirohuyu atarız kaynar suya…

Bandırırız garavolliyi sirkeli zeytin yağına…

Komşumuz Adanalı Ahmet’e de uzatırız bir bodiri…

Burada doğana da, buralı gibi hissedene de “gardaş” der, sarılırız…

İskenderi de çok severiz, künefeyi de….

………

Kıbrıslı Türk…

Savaş görmüş; binbir zorluk yaşamış Kıbrıslı Türk….

Aynı sudan içmiş, aynı misafirperverlikle yoğrulmuş olan…

…….

 

Seçim…

Ama öyle böyle bir seçim değil…

Sanki savaş çıktı, herkes kılıç kuşanmış bekliyor…

Ağza alınmayacak kelimeler…

Saygısızca…

Düşmanız da haberimiz yokmuş gibi…

Eleştiri bir yere kadar…

Tartışma da öyle…

İnsan durması gerektiği yeri bilecek…

…..

İster Sayın Tatar seçilsin, ister Sayın Akıncı…

Seçim sonucunda her iki adayın birbirine tebrik etmesi düşer…

Tüm halkı kucaklayıcı kelimeler kullanması ve tabi ki uygulaması…

İhtiyacımız mı var?

Evet hem de son derece…

İkinci tura kalan adaylar için oy isterken mi yumuşamamız lazımdı?

Şartlara göre deri değiştirenlerden mi olmak lazım yılan misali…

O yüzden önce “insan” olduğumuzu unutmayın…

Sizin çocuğunuza annenize eşinize kendinize kullanılmasını istemediğiniz kelimeleri bir başkası/başkaları için kullanmayın…

Hangi adayı da desteklemek isterseniz destekleyin….

Desteklemeyene de sövmekten vazgeçin…

Bu tür kelimeler bize bir şey kazandırmaz kaybettirir…

Etik, ahlak, saygı ve sevgi çerçevesinde birleşmemişsek biz zaten çoktan kaybetmişiz demektir…

Akıncıcı ya da Tatarcı diye kutuplaştırıp, bizden değil muamelesi yapmak kimseye yakışmaz…

 

 

14/10/2020 13:18 Bu habere tepkiniz:

Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın