Seçim ve Yaşamsal Sorun…

ads ads ads ads
20/10/2017

ads

Başaran Düzgün Başaran Düzgün


Şimdilerde herkesin merak ettiği soru şudur;

Ocak ayında seçim yapılacak, hangi partiler kazanacak, hangi partiler kaybedecek?

Seçim sonucunda hangi parti veya partiler hükümeti kuracak?

Ve tabii ki 50 milletvekili koltuğuna kimler oturacak?

Seçim sonuçları açıklanıncaya kadar da bu herkes bu soruları birbirlerine soracak, herkes kendince yorumlar ve tahminler yapacak “ben söylediydim” demek için pusuya yatacak.

Her seçim öncesi bu böyle olagelmiştir bu seçimde de böyle olacaktır.

Peki siz hiç “ben söylediydim, falanca parti seçim ortamında verdiği vaatleri harfiyle yerine getirdi” diyenini duydunuz mu?

Ya da “filanca parti örneğin sağlık sorununu 3 ayda şıp diye çözecek” türünden tahminlerde bulunana rastladınız mı?

Seçimle birlikte hayatımızda ne gibi olumlu değişiklikler olacağının derdine düşenini gördünüz mü?

Gördüyseniz lütfen bana da söyleyiniz.

                                                                                              ***

Yeniden bir erken seçimin arifesindeyiz.

Son seçimden bu yana, yani son 4 yıl içinde tam üç defa hükümet kuruldu, 3 ayrı başbakan gördük.

Değişen bakan sayısını saptamak için titiz bir çalışma yapmak gerekir.

Değişen üst düzey bürokrat sayısını ise eminim kimse saptayamaz.

Partilerin 4 yıl önce yapılan seçimlerde verdikleri vaatler çoktan unutuldu.

Ha keza kurulan hükümetlerin tumturaklı törenlerle okudukları hükümet programları da öyle.

Dolayısı ile kimse plan-projeye dayanan parti vaatlerini taktığı yoktur.

Partilerin kendileri bile.

Durum böyle olunca geriye bir tek Türkiye ile imzalanan ve her gelenin onay verdiği paketler kalıyor geride.

Peki bu paketlere uyuluyor mu?

                                                                                              ***

  Havadis gazetesi olarak bu konuyu manşetlerden çok sorguladık.

Hangi tarihte hangi icraatın yapılması gerektiğini, hangilerinin yapılmadığını çok hatırlattık.

Kamuoyu zaman zaman bunları tartıştı.

Fakat bir sonuç elde edilemedi.

Türkiye ile ekonomik protokolleri imzalayanlar attıkları imzalara uymadılar.

Bunu hiçbir zaman “yapmayacağız” şeklinde deklere etmediler.

Zamana yaydılar, konuyu geçiştirmeye çalıştılar.

                                                                                              ***

Protokoller de uygulanmayınca geriye ne kaldı?

Cezaevi sorunu mu var, Türkiye parayı versin yeni bir cezaevi yapılsın.

Yol sorunu mu var, Türkiye zaten kesenin ağzını açtı habire yol yapıyor.

Su boruları mı değişecek, Türkiye değiştirsin.

Ve bu liste uzar gider.

Peki bu açıdan bakıldığında seçim yapmanın ne anlamı kalır?

Bu sorun yaşamsal bir sorundur ve şimdi tartışılması gerekir…

20/10/2017 11:25
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Seçim Ve Yaşamsal Sorun…, Başaran Düzgün
MANŞETLER

HK Başaran Düzgün

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.