Seçimler aslında ceza kesme günüdür ama çoğu seçmen bunu bile beceremiyor

ads ads ads ads
21/01/2022

ads

Ali Baturay Ali Baturay


    Seçimlerde yaptığınız seçimler aslında hem hesap sorma/ cezalandırmadır hem de ödüllendirmedir…

    Memnunsanız görevde olanlardan, onları yeniden seçerek ödüllendirirsiniz, şikayetçiyseniz, yaptıklarını beğenmemişseniz, canınızı yaktıysa da onları seçmeyerek cezalandırırsınız…

    Yani öyle olması gerekir… Beş yılda bir ele geçirilen bu fırsatın iyi değerlendirilmesi beklenir.

    (Gerçi erken seçimlerle pek beş yılı bulamıyoruz, hep daha erken yapılıyor genel seçimler ya neyse…)

    Ülkemiz insanının cezalandırma imkânını iyi değerlendirdiği pek söylenemez.

    Vatandaşlarımızın çoğu şikâyet edip durur, kızar/ öfkelenir ama yine de gidip aynı insanları seçer, şikâyet ettiği partiyi cezalandıracağına adeta ödüllendirir.

    Halkımız cezalandırmayı bilmez de ödüllendirmeyi bilir mi ki?

    Hak etmeyeni ödüllendirme aslında ödüllendirmeyi de bilmemektir.

    Şikayetçi olduğun kişiyi defa defa seçmek, memnun olmadığın partiyi zirvede tutmak, acıdan zevk almak gibi bir şeydir.

    Ülkemizde icraata, yapılan işe değil de başka şeylere oy veriliyor.

    Hükümet, tarihin en başarısız hükümeti olsa da o hükümette görev alan bazıları büyük fiyaskolara imza atsa da fark etmez, çünkü birçok seçmen olaya kişisel bakar.

     “İşimi yaptıydı” der, “aradığımda telefonuna bakar” der, “düğünümüze, cenazemize gelmişti” der, “ayda bir ziyaretimize gelirdi” der, “bizim çocuğu işe aldıydı” der, “bize kırsal kesim arsası verdiydi” der, “T izni aldıydık” der ve topluma hiçbir faydası olmayan ama partizanca iş takip eden kişiyi seçer…

     İşte kriterler bunlar olunca, bu ülkede başarısız olan kimse cezalandırılmaz.

     Evet kişisel menfaat dağıtarak insanlara dokunmak da bir tür dokunmaktır ama aslında topluma dokunmak değil, rüşvetler dağıtarak insanları tavlamaktır.

     Ülkeye hiçbir faydası olmayan ama sevimli, popüler, insanları nasıl tavlayacağını bilen kişi seçilebiliyor.

     Bu arada parti içlerinde birbirini kesmeler, yapılan listelerle seçim kaybettirmeler vardır ki bunlar da adaletli seçim yapılmasını engellemektedir.

     Partisine sıkı sıkıya bağlı olan kişiler de bu ülkeye zarar verir, çünkü bu kişiler, partisi kendisi de dahil, koca bir ülkeyi yaksa da sıkı sıkıya bağlı bir mürit gibi gözü kapalı gider oyunu o partiye verir.

     Zaman zaman müdahalelerle korkutulan, ürkütülen, tehdit edilen bazı kişiler de istemediği halde gider oy vermemesi gereken partiye oy verir.

     Yani anlayacağınız şu ya da bu nedenle birçok kişi yanlış seçimler yapar, kendisine verilen hakkı doğru kullanamaz.

     Sonra da onca yanlış içinde “demokrasi kazandı” denilir. Pek öyle olmaz ama öyle denilir işte.

     Bu nedenle seçim süreçlerinde muhalefet partilerinin inandırıcı olması beklenir, mevcut yönetimin alternatifleri olduğu, ondan daha iyisini yapabileceği konusunda seçmeni ikna etmeleri önemlidir.

     Muhalefet, başarısız iktidar partilerinin karşısında bunu değerlendiremezse, kendisinin onlardan daha iyi olduğuna, daha iyisini yapacağına halkı inandıramazsa tabii ki sonuç da pek değişmez.

    Muhalefetin de performansı iyi olmazsa, o da sandıkta cezalandırılır.

    Son bir yıldır hükümetin neden olduğu yaşamadığımız sorun, tanık olmadığımız fiyasko, başarısızlık, beceriksizlik kalmadı.

    Peki sizce bunlar cezalandırılacak mı?

    Mesela her gece bu dondurucu soğuklarda elektriksiz kalıyoruz.  

    Sizce bizi elektriksiz bırakanlara, karanlığa gömenlere, süreç içinde yapmadıklarıyla veya yanlış yaptıklarıyla bu sonuca neden olanlara ceza kesilecek mi pazar günkü seçimde?

    “Hatalısın, seni seçmiyoruz” diyecek mi seçmen?

    Aylardır bu ülkeyi ilaçsız bırakanlar, başta kanser hastaları olmak üzere kronik hastalığı olanları mağdur edenler bunun bedelini ödeyecek mi sandıkta?

     Hiç sanmıyorum… Göreceksiniz, bunların bile cezasını kesemeyecek bu seçmen.

     Koca bir liste yapabilirim, bu ülke insanına yaşattıklarıyla ilgili ama gerek yok, biliyorsunuz zaten tümünü de…

     KIB-TEK’in batması, elektrik üretemez hale gelmesi, her gün bölge bölge elektriklerin kesilmesi, 40 yıl geriye gitmemiz sanki kimsenin suçu değil, sanki bunlar kendiliğinden oluyor, sanki görünmez birileri yapıyor bunları…

     Halbuki bu ülkede yaşadığımız her şeyin müsebbibi var, oradadırlar ve yeniden görev istiyorlar.

     Cezalandırmalısınız… Cezalandırmazsanız, yine seçerseniz, başarısız kişileri yine aynı yerlere getirirseniz, o zaman ne yaşarsanız müstahaktır size…

     İşin kötü tarafı ve acı olan nedir biliyor musunuz? Yanlış seçim yapan büyük çoğunluk, kendileriyle birlikte bu seçimde payı olmayanları da yakmaktadır.

    Yanlış seçim yapmayın hem kendinizi hem başkalarını yakmayın…

21/01/2022 22:54
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Seçimler aslında ceza kesme günüdür ama çoğu seçmen bunu bile beceremiyor
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.